Erdoğan Toprak'tan Yurt Gazetesi'ne özel açıklamalar: Değişim kaçınılmaz...

Erdoğan Toprak'tan Yurt Gazetesi'ne özel açıklamalar: Değişim kaçınılmaz...

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Koordinatörü, İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Yurt Gazetesi Köşe Yazarı-İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan’a gündeme dair açıklamalarda bulundu...

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve  Koordinatörü, İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Yurt Gazetesi Köşe Yazarı-İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan’a gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Türkiye pek çok açıdan ''Sorunlu bir noktaya geldi dayandı'' tespiti var ve bu süreci aşma noktasında birikmiş iç-dış meseleler giderek artıyor. CHP bu noktada nasıl bir çıkış yolu tasarlıyor? 

Doğrudur ülkemizin içeride, dışarıda, ekonomide, sosyal alanda, çok ağır sorunları var. Ekonomide ülke kaynaklarının planlı ve akılcı kullanımıyla, bütçe ödeneklerinde önceliklerin geniş kesimler lehine tahsis edilmesiyle kısa sürede toplumsal rahatlama sağlanacaktır. Açık, şeffaf, liyakatli bir yönetim kadrosu önce sorunları saptayıp, ardından çözüm için 6 aylık, bazı alanlarda bir yıllık eylem takvimiyle ülke ekonomisini toparlar. Hem ülke kaynaklarını verimli ve akılcı kullanarak hem de yatırımcıya hukuk-yasa-dürüst-şeffaf yönetim güvencesiyle kısa sürede kaynak girişini hızlandıracağız. Hazine ve Maliye Bakanı Paris’te yabancı yatırımcılara kuralsız, hukuksuz, mevzuatsız bir yönetim vaat ederek çağrı yapıyor. ‘Siz yeter ki gelin, Cumhurbaşkanı arkamızda bir gecede kuralları değiştiririz’ diyor. Böyle bir devlet ve yönetim anlayışı olur mu? Kural, mevzuat, hukuk yoksa, her şey bir kişinin iki dudağı arasındaysa hangi yatırımcı, sermayedar gelir? Gelmiyorlar işte. Dış politikada sorunları tüm komşularımızla barışarak, herkesin içişlerine saygı duyarak, karşılıklı çıkar ve egemenliğe saygıyı önceleyerek kısa sürede çözeriz. Çevremizi barış adasına çeviririz. Çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
 
Türkiye'de toplumun gerçek gündemiyle AKP'nin gündemi aynı doğrultuda mı? 

Tabii ki değil. İktidar kendi gündemiyle halktan, ülkenin sorunlarından kopuk halde insanların sorunu, enflasyon, işsizlik, yüksek faturalar, geçinememe, alım gücünün yitirilmesi vs. Gençler yurt, barınma, geçim, gelecek derdinde. Temel hak ve özgürlükler baskı altında. Üretici tarlasını süremiyor, tohum-gübre atamıyor. İktidar, etiket teftişleri, enflasyon timleri, depo baskınları, marketlere para cezası vb. şov yapıyor. Üretim yetersizse, raflardaki ürünler ithal girdiyle üretiliyorsa, buğdayı, ayçiçek yağını ithal ediyorsanız fiyatı tabii ki artacak. Ramazan geldi pide 6 lira! Yumurtalı-susamlı olursa 9 TL! AKP sözcüsü ‘pide çabuk bayatlar yemeyin somun yiyin diye milletle alay ediyor. Cumhurbaşkanı Çanakkale köprüsünü açtı ‘otomobil geçişi 200 liracık’ diyor. Özel otomobil tek geçiş 200 TL de kamyon, otobüs, gıda maddesi taşıyan TIR kaça geçecek? Bu maliyet, mazot zammı, geçiş ücreti hepsi fiyat etiketine yansıyacak. Ama Cumhurbaşkanının tek derdi müteahhidin Euro garantili parası! Eğer yükleniciye söz verilen günde 45 bin araç geçişi olmazsa farkı devletin kasasından vereceklerini söylüyor. Devletin kasası dediği, vatandaşın cebi, cüzdanı, ödediği vergisi. Hakkari’de, Mardin’de yaşayan köprüden geçmeyen vatandaş da o paranın müteahhide ödenmesine ortak ediliyor. 

AKP’nin önemli hamleleri var. Sizce Millet İttifakı dağılmadan seçime girebilecek mi? 

‘Dereyi geçerken at değiştirilmez’ diye bir ata sözümüz var. Atı değiştirirsen, dereye düşersin. Bugüne kadar seçime giderken seçim yasasını değiştiren tüm iktidarlar hüsrana uğradı. Halk bu değişikliğin niye şimdi yapıldığını biliyor. İttifak düzenlemesini 2018 seçimi öncesi getiren kendileriydi. Şimdi sözde barajı %7’ye düşürüp temsilde adalet sağlama kılıfı altında, ittifakları anlamsız hale getiriyorlar. Akıllarına temsilde adalet gelmedi. Seçim kurullarında en kıdemli hakimin değiştirilmesinde amaç ne? Millet İttifakı ayakta. Genel Başkanlar 27 Mart’ta bir araya gelecek
Tabii ki karşı hamleler olacak. Ama şunu söyleyeyim, iktidar ittifakı çaresizlikle, canını kurtarmak, iktidarı koruyabilmek için neredeyse iki yıldır kapalı kapılar ardında bu entrikaları planlıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar entrikalarını boşa çıkartacağız. Sandıklara, oylara sahip çıkacağız. Seçim kuruluyla, seçmen kütüğüyle de oynasalar, yanlış hesap Bağdat’tan döner! 

Yeni seçim yasası nasıl bir sürece işaret ediyor ve bu süreç ittifakları nasıl etkiler? 
Hazırladıkları teklif 2018’deki ittifak oylarının esas alınması ilkesini değiştirip, her seçim bölgesinde ittifak içindeki partilerin kendi aldıkları oyun esas alınmasını öngörüyor. İttifak oyu yüzde 7’yi aşarsa ittifaktaki tüm partiler barajı aşmış sayılacak ama her partinin kendi oyu esas olacak. Bu tabi aynen yasalaşırsa ittifak tablosunun tekrar dizaynı gerekebilir. Bunlar hepsi yasa çıktıktan sonra oturulup konuşulur. Anayasaya aykırı düzenlemeler var. Muhtar seçimleri, seçim kurullarında mevcut görevdeki kurulların süresi 2024’te bitmesine karşılık lağvedilmesi, hakim teminatının yok sayılması vb. Biz öncelikle oylarımızı azami düzeye çıkartıp birinci parti olmak için yoğun şekilde çalışıyoruz ve sonuçlarını da alıyoruz. 

CHP Kürt sorunu noktasında cesur bir tavır sergiliyor, bu noktada çeşitli çalışmalar yapılıyor bölgede, siz bu noktada nasıl bir gözlem yaptınız? 

Bizim bu konudaki tavrımız net. En baştan itibaren çözüm adresinin TBMM olduğunu savunuyoruz. Bunun yanı sıra çözümün en geniş şekilde, en yaygın uzlaşıyla tüm partilerin, sivil toplumun, aydınların, hukukçuların katılımıyla ele alınması, sürecin milletin bilgisi dahilinde şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Kapalı kapılar ardında, Oslo’da, Kandil’de, İmralı’da PKK ile pazarlıklar yapılırken, bunun yanlış olduğunu, çözümü mecliste gerçekleştirmeyi, süreci şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşmayı ve bu yarayı kapatmak için ne gerekiyorsa yapmayı hep söyledik, yine söylüyoruz. Son Diyarbakır, Şanlıurfa, Siverek ziyaretlerimizde halkın bölgeye barış, huzur, istikrar gelmesi arzusunu ve CHP’den beklentisini gördük. Tavrımızın, soruna çözüm yaklaşımımızın kabul gördüğünü, halka umut verdiğini saptadık. Aynı yaklaşımı sürdüreceğiz. 

Türkiye nasıl bir sürecin, değişimin eşiğinde? 

Toplum, gençler, kadınlar, çalışanlar herkes artık değişim istiyor. Erdoğan iktidara geldiğinde doğan çocuklar şimdi 20 yaşında. 20 yıldır aynı yalanları, vaatleri söylüyorlar. 5 yaşındaki bir çocuğa bile bir masalı iki kez anlatsanız ‘sonunu biliyorum’ der, dinlemez. Artık değişim zamanı. 2023 hedefleri çöp oldu. İlk 10 ekonomi, 25 bin dolar kişi başı gelir yalanından, ülkeyi hangi noktaya getirdiler. Şimdi 2053, 2071 hedefleri yalanına sarılıyorlar. Değişim, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle, tek adam sultasından çıkışla, halkın hasret kaldığı özgürlüklere, toplumsal refaha kavuşmasıyla, saygın ve onurlu bir ülkenin yurttaşları olmasıyla gelecek. Bu günler çok yakın. 

Son olarak önümüzdeki süreçte toplumun değişim arayışı son bulacak mı sizce? 

Değişim isteği son bulmaz. İnsanlık tarihine bakın, uygarlığın, toplumların bugün bulundukları noktaya gelmesinin ardında yatan değişim arzusu, arayışı. Toplumsal ilerlemenin dinamosu, değişim talebinin sürekliliğidir. Yarın bu yönetim sisteminden güçlendirilmiş parlamenter sisteme, demokrasiye geçildiğinde bu kez parlamenter demokrasiyi daha iyiye, ileriye güzele taşımak için değişim söz konusu olacak. Dünyadaki değişime ayak uyduramazsanız dışarıda kalırsınız