Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla ilgili önemli mesajlar verdi. 

Erdoğan, “Bu katliamlardan sonra İsrail sizin için konuşulur olmaktan çıktı mı? İsrail'le konuşur musunuz” sorusuna “Benim şu anda bir temasım yok. MİT Başkanımız İbrahim Kalın İsrail tarafıyla görüşüyor. Tabii ki Filistin'le ve Hamas'la da görüşüyor. Şunu söyleyeyim, Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık. Bu konudaki kararı İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde yapacağımız görüşmelerle vereceğim. Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz” cevabını verdi.

Erdoğan, Türkiye'nin Gazze'de garantörlüğe hazır olduğunu söyledi. İsrail'in yanlış bir adım attığını ifade eden Cumhurbaşkanı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için, "Bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık" dedi. Erdoğan, Gazze'ye yardımların devam edeceğini belirterek ateşkes için Riyad'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının önemine dikkat çekti. ABD ve AB'nin süreci yanlış yönettiği yorumunu yapan Erdoğan, Almanya için, "Holokost var ya. Şimdi diyetini ödüyorlar." sözlerini kullandı.

Erdoğan şu ifadeleri kullandı: 

Garantörlük konusunu bu olaylar başladığı andan itibaren sürekli söyledik, söylüyoruz. Dedik ki; eğer Türkiye'ye bir garantörlük görevi düşerse biz görevi almaya hazırız, garantör ülke olabiliriz. Kıbrıs'ta, Yunanistan garantör ülke olabiliyor, İngiltere garantör ülke olabiliyor, Türkiye haliyle garantör ülke ise, Gazze'de neden benzeri bir yapı olmasın? Gazze’de Türkiye'nin garantör ülke olmasından daha tabii ne olabilir? Yani biz orada da garantör ülke rolünü üstlenebiliriz. Bunun şekli ne olur onu olaylar gösterir, onu zaman gösterir. Bunun güvenlik boyutu da olur, siyasi boyutu zaten olacaktır ve bütün bunlarla beraber tarihi ve kültürel boyutu da var zaten. Bu tarihi arkaplanın şekillendirdiği bir yapı söz konusu ve Türkiye olarak bizim başat bir rol üstlenmemiz gerekir. Bu da tarihle bugünü ve geleceği adeta şekillendiren bir gelişme olacaktır.