Erkan Baş'tan hükümete sert sözler: "Halkın ekmeğinden, asgari ücretinden, bebeğinin bezinden aldıkları vergiler nerede! Neredesiniz beyler?"
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, deprem felaketi ve yaşanılan büyük yıkıma ilişkin açıklamalarda bulundu.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremin ardından partisinin İstanbul İl Örgütü'nde kurulan Afet Koordinasyon merkezi'nde, yaşanan yıkıma ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
"FELAKETİN BOYUTLARINI BİLİMYORUZ, KENDİSİNE DEVLET DİYENLER DE BİLMİYOR"
"Çok zor günlerden geçiyoruz. 10 ilimizi derinden etkileyen deprem felaketinden bu yana yaklaşık 40 saati geride bıraktık. Şimdiye kadar resmi verilere göre 3 bin 549 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin yakınları başta olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Resmi veriler dedim, çünkü yaşadığımız felaketin boyutlarını maalesef tam olarak bilmiyoruz. İşin daha kötüsü, kendisine devlet diyenler de bilmiyor!"
"TÜM İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ DEPREM İLE DAYANIŞMA MERKEZLERİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA"
"Tüm yurttaşlarımız şunu bilsin, Türkiye İşçi Partisi'nin bütün il ve ilçe örgütleri deprem ile dayanışma merkezlerine dönüşmüş durumda, şu ana kadar bu dayanışmanın parçası olan onbinlerce yurttaşımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum."
"DEVLET ADINA KONUŞANLAR HALKA YALAN SÖYLÜYOR"
"Felaketin üzerinden bir buçuk gün geçti, kar, kış, kıyamet deprem afet bölgesinde devam ediyor. sürekli kar ve yağmur yağışı bütün işleri daha zor hale getiriyor. Bu koşullar altında afet bölgesinde çalışan yöneticilerimizden, gönüllülerimizden, gazetecilerden öyle haberler alıyoruz ki yüreğimiz yanıyor. Kendisine devlet diyenler, devlet adına konuşanlar halka yalan söylüyor! Biz çektiğimiz acıları, yaşadığımız felaketi halktan saklamayacağız. Saklamayacağız çünkü herkesin her şeyi bilmesi gerekiyor. Bir kez daha bizi masallarla uyutmaları ‘depremle ilgili önlemler alacağız' diye halktan vergi toplayıp onları bir kez daha çarçur etmelerine izin vermememiz gerekiyor."
"YALNIZCA HATAY'DA DEĞİL TÜM BÖLGE İNSANIMIZ YIKIMIN İNSAFINA TERK EDİLMİŞ DURUMDA"
"Hatay ve Maraş başta olmak üzere pek çok ilimizde, belki de deprem anında hayatını kaybedenlerden daha fazla insanımızı enkaz altında yardım eli beklerken kaybetmiş olabiliriz. Dün sabah yola çıkıp ancak gece Hatay'a ulaşabilen ilk heyetimizde Milletvekillerimiz, MYK üyelerimiz ile beraberlerindeki deprem ve arama kurtarma uzmanları vardı. Şunu paylaşmam gerekiyor, dayanışma için giden arkadaşlarımızla bile düzenli iletişim kurmakta zorlanıyoruz. Öğrendiğimiz odur ki yalnızca Hatay'da değil, tüm bölgede insanımız kara kışın, açlığın, yoksulluğun ve yıkımın insafına terk edilmiş durumda."
"HALKIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLÜYORLAR"
"Her gün, hatta bazen günde bir kaç kez açıklama yapan, televizyonlardan hiç inmeyen Tayyip Erdoğan, binlerce insanımızın yaşamını yitirdiği, çok daha fazla insanın göçük altında yaşam savaşı verdiği 24 saatte ortadan kayboldu. Nihayet 1-2 saat önce ortaya çıktı ve en iyi bildiğini yapıp bir sürü yalan yanlış ifadeyle, halkın öfkesini yatıştırmak için ne kadar iyi çalıştıklarından söz etti. Bakanı Murat Kurum çıktı, ‘AFAD dışında bir organizasyona bölgede izin vermeyeceğiz, biz duruma hakimiz' dedi. AFAD Başkanı çıktı, ‘bizim ulaşamadığımız yer yok' dedi. Çok açıkça ifade ediyorum: yalan söylüyorlar! Halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar."
"KENDİ MİLLETVEKİLLERİNİ 36 SAAT ENKAZ ALTINDA BIRAKMIŞ BİR İKTİDAR"
"Bunlar kendi milletvekillerini 36 saat enkaz altında bırakmış bir iktidar! AKP'yi azıcık tanıyan herkese soruyorum, bunlar kendi milletvekiline sahip çıkmayanlar, enkazın altında can vermeye terk edenler, bu ülkenin yurttaşlarını kurtarmazlar!
"BU İHANET ER YA DA GEÇ HESAP VERECEK"
"Büyük bir ihmalkarlıkla, umursamazlıkla karşı karşıyayız. Enkaz altındaki yaralılarımıza, dondurucu soğuk ve açlığa terk edilmiş halkımıza ölümü reva gören bu ihmalkarlık, bu ihanet, er ya da geç mutlaka hesap verecek!"
"DEPREM DEĞİL İŞÇİLER GREVE ÇIKSAYDI TÜM İMKANLARINIZI SEFERBER EDERDİNİZ"
"Çok iyi biliyoruz, eğer o bölgede dün bir deprem değil de işçiler greve çıkmış olsaydı, kadınlar 'öldürülmek istemiyoruz' diye sokaklara dökülseydi, öğrenciler ‘barınamıyoruz' diye bağırsaydı, anında gidip müdahale ederdiniz, tüm imkanlarınızı seferber ederdiniz, kendilerince devletin gücünü göstermeye çalışırlardı. Copla, gazla, gözaltıyla, insanlarımıza, hakkını arayan emekçilere, kadınlara devletin gücünü gösterirdiniz! Enkaz altındaki canlarımızı kurtarmak için değil de rant için ormanlarımızı, doğamızı yakıp yıkmak gerekseydi kepçeleri, dozerleri seferber ederdiniz! Şimdi belki de on bini aşkın insanımız bir depremde canıyla cebelleşiyor, depremde değilse enkazda can veriyor, devlet yok! Nerede bunların gücü, bu halkın ekmeğinden, asgari ücretinden, bebeğinin bezinden aldıkları vergiler nerede! Neredesiniz beyler?"
"HALKA MASAL ANLATIYORLAR"
"Halka açık açık yalan söylüyorlar. Depremin üzerinden 40 saat geçti, arkadaşlarımız, yurttaşlarımız bütün imkansızlıklara rağmen enkazlar altında binlerce insana ulaşmaya çalışıyor. Üstelik bunu Hatay başta olmak üzere pek çok yerde AFAD'dan kimse yokken, halkımızın dayanışmasıyla yapmaya çalışıyoruz. Murat Kurum AFAD'dan başka bir organizasyona müsaade etmeyecekmiş. Soruyoruz öyleyse, AFAD nerede? Hangi organizasyonun başında? AFAD'ın bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı'nın sözde bakanı Süleyman Soylu, mevzu bahis uyuşturucu satıcıları, mafyalar oldu mu ekranlardan düşmüyor ama memleket yerle bir olmuş 30 saattir kayıp! Sonra çıkıp halka masal anlatıyorlar."
"SOĞUKTAN YAŞAMINI YİTİREN KAÇ YURTTAŞIMIZIN OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"
"Eğer siz devletin tüm imkanlarını seferber etmiş, yeterli ekipman ve uzmanla anında deprem bölgesine ulaşmış olsaydınız bugün böyle bir ihtiyaç ortaya çıkmazdı. Şimdi canhıraş, halkımızın dayanışması ve çabalarıyla, gönüllü katkılarıyla sizin yapmadığınız yapmaya, sarmadığınız yaraları sarmaya çalışıyoruz.Çok açık bir soru soruyoruz: 724 bin personele sahip olan TSK'dan neden onlarca saat yardım istemediniz? Neden askeri personeli onlarca saat devreye sokmadınız da şimdi depremin üzerinden bir buçuk gün geçmişken karın, kışın ortasında deprem bölgesinde OHAL ilan ediyorsunuz? Askeri personel dün derhal yeterli sayı ve ekipmanla göreve başlasaydı bugün belki de binlerce insanımız yaralı da olsa kurtarılmış olacaktı. Biz dün gece o soğuğa dayanamayarak, dondurucu soğuktan yaşamını yitiren kaç yurttaşımız olduğunu bilmiyoruz!"
"ERDOĞAN, NE YAPMAK İSTEDİN DE YETKİN YETMEDİ?"
"Neymiş OHAL ilan etmiş! Erdoğan, ne yapmak istedin de yetkin yetmedi! Tekrar soruyorum, Ne yapmaya çalıştın da yapamadın gidip OHAL’e ihtiyaç duydun! Mesele yetki değil arkadaşlar, zaten kurdukları sistem her şeyi bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran bir sistem. Her konuda cumhurbaşkanının izniyle, cumhurbaşkanının talimatıyla, cumhurbaşkanının yetkisiyle harekete geçirilen bir devlet mekanizmasından bahsediyoruz. Hangi yetkin yok?"
"AFAD'IN HİÇBİR ŞEY YAPMADIĞI YERDE HALK BİRLİĞİ KURDU"
"Değerli yurttaşlar, halk canının, bunlar iktidarının derdinde! Diyorlar ki, şimdi siyaset yapmanın zamanı değil, birlik olma zamanı, beraber olma zamanı! AKP, daha dün, deprem sonrası muhalefet mensubu belediye başkanlarını halktan tepkiler gelene kadar aramamış bir iktidardır! Hangi birlikten ne birliğinden bahsediyorsunuz! Ülkeyi tümüyle bölen, felaket anında bile ayrıştıran bu zihniyetle birlik olmak, beraber olmak mümkün değil. Birlik arayan halka baksın! Devletin, AFAD'ın, hiçbir şeyin yapmadığı yerde, halk o birliği kurdu, tırnaklarıyla kaza kaza yurttaşlarını kurtarmaya çalışıyor! Sizi de bu felaketi de halkımızın bu birliği, bu haysiyeti yenecek."