Etkinlik-Sen Genel Başkanı Özandaç: “15 milyon zorda, çalışmak istiyoruz!”

Etkinlik-Sen Genel Başkanı Ali Koray Özandaç, pandemide geçen 14 ayda, etkinlik sektöründeki 150 bin işletme, 1,5 milyon çalışan ve aileleri ile 15 milyona yakın insanın zor günler geçirdiğine dikkat çekti. “Hem yaşamak hem de yaşatmak istiyoruz” dedi.

Türkiye Tüm Etkinlik İşverenler Sendikası (Etkinlik-Sen) Genel Başkanı Ali Koray Özandaç, pandemi döneminde geçen 14 ayda, etkinlik sektöründeki 150 bin işletme, 1,5 milyon çalışan ve aileleri ile 15 milyona yakın insanın zor günler geçirdiğine dikkat çekti. “Hem yaşamak hem de yaşatmak istiyoruz” diyen Özandaç, kira, prim, vergi ve giderlerinin beklemediğini, her türlü alınan kurala tam uyacaklarının sözünü verdi, sektörde aşılamanın başlatılmasını ve açılma için belirsizliğin ortadan giderilmesini istedi.

 

Türkiye genelinde şu an 600 bine yakın bekleyen düğün, binlerce kurumsal organizasyon, festival, şenlik etkinlikleri olduğunun da altını çizen Etkinlik Sen Genel Başkanı Özandaç şunları söyledi:

 

“Hem yaşamak hem de yaşatmak istiyoruz. Esnafımız kanlarının son damlasına kadar dayandı, artık dayanamıyor. 81 ilde örgütlenen sendikamızın paydaşları arasında yer alan etkinlik mekanları, prodüksiyon firmaları, organizasyon firmaları, micc (yeme-içme hizmet sektörü) endüstrisi firmaları, bunların her biri aslında ekonomimize büyük destek sağlar. Turizm sektörünün hedeflerine ulaşmasındaki en büyük paydaşlarından oluşan bir sektördür bu hizmet sektörü. Burada ekonomik gücümüzün, ekonomiye verdiğimiz değerin farkına varılmasını istiyoruz. Bir an önce sektörlerimizin faaliyetlerine başlaması için bize fırsat verilmesini bekliyoruz.

 

“BEKLEYECEK DURUMLARI KALMADI”

 

Her türlü tedbire, devletimizin bize verdiği koyduğu kurallara uyacağımızın garantisini vermek istiyorum. Çünkü esnafımız çok büyük sıkıntı çekti. Şu anda kanlarının son damlasına kadar dayandılar. Bu dakika itibari ile daha bekleyecek durumları kalmadı. Bir an önce işlerine kavuşmak durumundalar. Hem yaşamak hem de yaşatmak istiyoruz. Şu anda yurt çapında 600 bine yakın bekleyen düğün, yapılmayı bekleyen binlerce kurumsal organizasyon, festivaller, şenlikler etkinlikler var. Bizim kültürümüzün ve hayatımızın bir gereği olarak bir an önce uygulanabilir ve yaşatılabilmek için devletimizin bize destek vermesini bekliyoruz. Lütfen hem yaşayalım hem de yaşatalım.”

 

“MASRAFLAR BEKLEMİYOR”

 

Özandaç, geçen yıl ağustos ayı itibari ile kapatıldıklarını ve o günden bu yana beklediklerine dikkat çekerken “Ama masraflarımız beklemiyor. Müesseslerimizin kiraları devam ediyor. Personel, SGK giderlerimiz, rutin giderlerimiz devam ediyor ve bunlar bizi çok mağdur ediyor” diye konuştu.

 

İşletmelerin artık dayanacak gücünün kalmadığını vurgulayan Özandaç, riskli sektör olarak algılandığı için işletmelerin bankalardan da istedikleri desteğe ulaşamadıklarını söyledi. Özandaç, devletin de destek sağlamadığına dikkat çekerek şöyle devam etti:

 

“BİZİM DE AÇILMA ZAMANIMIZ GELDİ”

 

“Biz bugün itibari ile Ocak’ta başlayan aşılama çalışmalarının hızlı bir şekilde sektörümüze de uygulanarak, bizim de açılmamızın zamanının geldiğini, bu zamanın da bir an önce paylaşılmasını düşünüyoruz. 150 bin işletme, 1,5 milyon kadar direk çalışan, bunları aileleri ile birlikte hesaplarsak 15 milyona yaklaşan bir hizmet ve etkinlik sektörü çalışanıyız. Gerçekten pandemiden en çok etkilenen sektörler arasında. Bunun devletimiz ve hükümet yetkilileri tarafından artık görülmesini ve bir an önce açılmamızla ilgili bekleyen etkinliklerin planlanabilmesi için bir tarih verilmesini, belirsizliğin ortadan kalkmasını bekliyoruz.”

 

“ADALETSİZ VE YANLIŞ KARARLAR ALINDI”

 

Pandemi sürecinde, aşağı yukarı 14 aydır etkinlik sektörü ve paydaşları olarak büyük bir özveri ve sabır ile açılacakları günü iple çektiklerini söyleyen Özandaç, süreçle ilgili şunları dile getirdi:

 

“Ocak ayında başlayan aşılama çalışması ile çok umutlandık. Ama bizim işlerimizle ilgili bir rahatlamanın başlayacağını ümit ettik. Tüm dünyada, Avrupa’da, Amerika’da sektörümüzle ilgili birçok destekten meslektaşlarımız istifade ettiler. Biz ülkemiz şartları içinde, büyük bir beklenti içine girmedik. Sadece bir an önce işlerimize kavuşup hayatımızı idame ettirebileceğimiz rahatlığa kavuşmayı arzu ettik. Bize göre adaletsiz ve yanlış birtakım kararlar alındı. Sektörün geçen yıl temmuz ayında 55 gün çalıştığı sürede cadde, bağ, bahçe, bina korunakları, köy düğünleri, etkinlikleri gibi açık alanlarda bulaşa meydan vermeyecekmiş gibi kontrolsüz etkinliklerin serbest bırakılması, aslında bulaşın daha çok artmasına sebebiyet verdi. Kontrollü mekanlarda, bizim etkinlik düzenleyen firmalarımız ve mekanlar ise sanki suçlu görülüp kapatılmasına sebebiyet verdi. O gün bugün çalışamıyoruz. Ama devam eden, süregelen ama hala çalıştırmak zorunda olduğumuz personellerimiz ve giderlerimiz var.”