Fahrettin Koca talimatlar doğrultusunda mı görevini icra ediyor?

Fahrettin Koca talimatlar doğrultusunda mı görevini icra ediyor?

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında 'etkisini yitirdiği' değerlendirmesinde bulundu.

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında koronavirüs salgını sürecinde bakanların ve Bilim Kurulu'nun AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatlarını yerine getirdiğini ve etkisini yitirdiğini yazdı. 

 

Çölaşan, yazısında şunları açıkladı:


Sevgili okurlarım, bu memleketi yönetenler ekonomi dahil, sağlık hizmetleri dahil her konuda sınıfta kaldı.

Geçtiğimiz pazartesi akşamı televizyon başına geçtik, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yapacağı ‘önemli (!)' açıklamaları bekliyoruz. O gün kendisinin başkanlığında Bilim Kurulu da toplandığına göre, demek ki alınacak önlemler başta olmak üzere bazı şeyler söyleyecek.

Başladı konuşmaya…

Daha ilk birkaç cümlesinden anlaşıldı ki hiçbir şey söylemeyecektir!

Topu hemen Recep Bey'e attı.

Ertesi gün (Salı günü) kabine toplantısı yapılacakmış, alınacak yeni önlemleri Recep Bey kendisi açıklayacakmış.

Eee, Sağlık Bakanı nerede, Bilim Kurulu nerede?

Onların söyleyeceği bir şey yok mu?

Hele bu iktidar tarafından oluşturulan Bilim Kurulu'nda görevli hocalar dillerini mi yuttular?

Ağırlık koyamıyorlar, topluma yön veremiyorlar, medyada (bazen de birbiriyle çelişen sözleriyle) bireysel olarak yer almayı yeğliyorlar.

★★★

Ve alınan kararları salı akşamı yine Recep Bey kendisi açıkladı…

Ve bir kez daha görüldü ki Sağlık Bakanı bütün etkisini yitirmiş.

Bilim Kurulu gibi onun da hiçbir ağırlığı yok.

Bir salgınla boğuşuyoruz ama kararları tek başına Recep Bey veriyor.

O ne derse o!

Ortada bilimsellik falan yok.

Sadece iktidarın oy hesabı var.

Şu kararları alırsak şu kadar oy gelir, bu kararları alırsak bu kadar oy gider!

Mağdur olan esnafı ve öteki kesimleri hiç aklına bile getirmeden, önlemleri önündeki yazılı metinden okuyor.

★★★

Dün medyada haberler yer alıyordu:

“Ülkesindeki korona salgınıyla mücadelede başarılı olamayan Avusturya Sağlık Bakanı Anschober görevinden istifa etti.”

Sağlık Bakanı bu konuda yaptığı açıklamada, salgınla mücadele aşamasında kendi sağlığını yitirdiğini söylemiş, “Gücüm tükendi, bu mücadeleyi yürüten kişi her yönden sağlıklı olmalı, o kişi şu anda ben değilim” demiş.

Aferin adamlara!..

Onlar hiç değilse istifa etmeyi biliyorlar.

Bizdekilere pek benzemiyorlar.

★★★

Biliyorsunuz, yeni ucube sistem uyarınca bizim Bakan'ların hiçbiri o makamlara halk tarafından seçilip gelmiş kimseler değildir.

Onlar Recep Bey tarafından atanmış bürokratlardır.

Eskiden Bakan efendilerin (beyefendiler ve hanımefendiler!) bir ağırlığı olurdu…

Çünkü arkalarında halkın desteği vardı.

Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri idi.

Günümüzde talimat almak ve emirlerini yerine getirmek için Recep Bey'in ağzının içine bakan Bakanlar-bürokratlar, memur Bakan'lar gibi değillerdi.

★★★

Çaresiz Sağlık Bakanı Fahrettin Bey bu durumda ne yapsın!

Kendisine Saray'dan talimat geliyor:

“Sen televizyona çık ama hiçbir şey söyleme. Ne yapılacaksa cumhurbaşkanımız açıklayacak, sen bu gece durumu idare et!..”

Ve Fahrettin Bey canlı yayında eveliyor geveliyor, topu ertesi güne atıyor.

Öbür yanda ise her gün binlerce yeni vaka ortaya çıkıyor, her gün yüzlerce insanımız can veriyor ve iş giderek büyüyor.

Bizi işte bu ucuz oy hesaplarıyla bu günlere getirdiler.

Bir ay önce roket atıp Ay'a gidecektik, astronot kayıtları bile başlamak üzere idi!

Şimdi yine oy hesaplarıyla on binlerce ton beleş patates-soğan dağıtmaya karar verdiler.

★★★

Coşkun Bel sağlık konularında uzman bir gazeteci. Kendisinden dün aldığım mesajı burada çok özetle veriyorum:

“Emin ağabey, bunları ülkenin sağlık sorunları konusunda 30 yıllık uzman bir gazeteci ve CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı olarak yazıyorum. Hastanelerde görev yapan birçok hekim ve sağlık personeli ile konuşuyorum. Hepsi öfke içinde. Her gün 250'den fazla insanımız ölüyor.

Salgını durdurmak mümkün olmuyor. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun bakım yatakları tıka basa dolu. Sıra bekleyen hasta sayısında da ciddi artışlar var.

Özel hastanelerin çoğu korona hastalarını kabul etmiyor. Ayrıca başvuran hastalardan fahiş ücretler talep ediliyor…

Ne yazık ki tutarsız ve yanlış sağlık politikaları nedeniyle bu durumlara geldik.

Halkın ücretsiz olarak yararlandığı kamu sağlık kurumlarını güçlendirmek yerine, paralı hizmet veren özel sağlık kurumlarının önü açılmıştır…

Kamu-özel hastane iş birliği olmadığı sürece bu savaş kazanılamaz. Göz göre göre çok daha fazla insanımızı kaybederiz.”

★★★

Coşkun Bel bazı ilginç rakamlar da veriyor:

“Yurt genelinde 575 özel hastane var, yoğun bakım yatak sayıları 16.367.

Sağlık Bakanlığı yurt genelinde 895 hastane ile hizmet veriyor, yoğun bakım yatak sayısı sadece 17.389.

Tüm özel hastanelerin yoğun bakım yatakları koronavirüs hastalarına açılmalıdır.

Sağlık Bakanlığı kurumlarında emar (MR) sayısı 338.

Bu sayı özel sağlık kuruluşlarında 452.

İstanbul'da Bakanlığa bağlı 54 hastane var, özel hastane sayısı ise 165. Kamunun üç katı!

Kamuya ciddi miktarda hekim ve hemşire alınması gerekmektedir.”

★★★

Tablo çok özetle böyle…

Elinden bir şey gelmeyen, sadece yukarıdan gelen, tepeden inme talimatları uygulamak zorunda kalan Fahrettin Koca ne yapsın!