Faruk Bildirici: "Altun'un doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?"

Faruk Bildirici: "Altun'un doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?"

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, sosyal medyadaki sorulara yanıt vermek gibi bir alışkanlığı olmadığını belirterek konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Altun'un doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?
...
    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, sosyal medyadaki sorulara yanıt vermek gibi bir alışkanlığı yoktu. Arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba gibi muhalif isimlerle sosyal medya üzerinden tartışmalara girse de vatandaşlardan gelen paylaşımlara karşılık vermiyordu.

     Nedense Fahrettin Altun, Paris’te yaşayan “aşk romanları yazarı” Özgür Küçüker Sirene’nin Twitter’daki “İletişim Başkanlığı'nın sosyal medyada yayılan yalan haberlerin gerçeklerini topluma daha iyi anlatabilmek için resmi bir fact-checking (doğruluk kontrolü) sayfası oluşturması elzemdir” sözlerini yanıtsız bırakmadı:

    “Uzun süredir çalışmalarını yürüttüğümüz ‘DOĞRU MU’ platformu tam da bu ihtiyacı karşılamak amacıyla tasarlandı. Şu anda test aşamasında. Çok ama çok yakında yayına geçecek, hakikat mücadelemizin güçlü aygıtlarından biri olacak.”

    Altun, bu paylaşımının altına afiş görselleri oe ekledi; “Doğru mu? Yeni nesil doğrulama platformu” başlıklı bu afişlerde “Pek yakında İOS ve Android Marketlerde” deniliyordu.

     Anlaşılan sistem kurulmuş, tanıtım çalışmalarına geçilmişti. Tam da bu aşamada böyle bir soru yöneltilince Altun fırsatı kaçırmamış, hemen tanıtıma başlamıştı!

    Altun’un hesabı Twitter’dan etiketli

    Doğrulama platformları, sosyal medyanın ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte gereksinim haline geldi. Fakat doğrulama yapacak platformların bağımsız, tarafsız ve de bütün güç odaklarına karşı eşit mesafede olması zorunlu. Aksi halde doğru ile yanlışı ayırt etmek, insanları uyarmak yerine karşı tarafın sesinin bastırılmasına yönelik bir propaganda silahına dönüşür.

     Devletlerin, “doğrulama platformu” adı altında kurdukları oluşumların amacı da doğru ile yanlışı, spekülatif bilgi ile gerçeği birbirinden ayırmak olamaz. Devletin hatta devleti yönetenlerin çıkarlarını korumak için yeni bir kılıf uydurulmuş olur.

   Altun’un kuracaklarını duyurduğu platform da ellerindeki dev propaganda mekanizmasına yeni bir dişli eklenmesinden başka bir anlam taşımaz. Her şeyden önce Altun, o iddiaların muhatabı olan tarafın temsilcisi konumunda.

     Nitekim Fahrettin Altun’un Twitter hesabı “Türkiye Devlet görevlisi” etiketli. Twitter, bir süredir “devlete bağlı hesapları” tanımlamak ve takipçilerini uyarmak için böyle bir uygulamaya yöneldi. Devletlere bağlı medya da aynı şekilde etiketleniyor. Twitter bu uygulamanın amacını “İnsanların bir medya hesabının bir devlet aktörüne doğrudan veya dolaylı olarak bağlı olduğunu bilme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” diye açıklıyor.

     Twitter, bu uygulamayla propaganda yapan, resmi kuruluşların çıkarlarına uygun açıklama ya da yalanlamalarda bulunan hesaplar ile bireysel ifade özgürlüğü alanlarını birbirinden ayırmaya çalışıyor. Türkiye’de bir hafta kadar önce başlanan bu uygulamayla ilk etiketlenen hesaplar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun oldu.

   Twitter, Altun’un hesabını “Türkiye Devlet Görevlisi” bayrağı ile etiketleyerek izleyenleri, “Dikkat devlet görevlisi, açıkladıkları kişisel görüşü değil temsil ettiği devletin resmi görüşleridir” diye uyarmış oluyor.

    Pelikancılar’ın “doğrulama” platformları

   Aslında AKP iktidarının “resmi” olmasa da “yarı resmi” bir “fact checking” (doğruluk kontrolü) uygulaması var. “Doğrusu ne?” adı altında sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunuluyor ve hazırlanan kısa videolar da hafta içi hergün saat 19.40’ta TRT 1’de yayımlanıyor.

     Genellikle 3.5 dakika kadar süren videoları inceledim. Son günlerde hazırlanmış videolardan biri, “COVID 19 aşıları aracı şirket vasıtasıyla ithal ediliyor” başlığını taşıyordu. Çin’den gelen aşıların taşınma görüntüleri üzerine konuşan bir dış ses, “Sağlık Bakanlığı’nın Çin’den ithal ettiği aşılarla ilgili birtakım iddialar ortaya atıldı. Çin’den gelen aşıların doğrudan üretici firmadan alınmadığı, Türkiye merkezli bir aracı şirket vasıtasıyla tedarik edildiği iddia edildi” diye başlıyordu. Sonra “Peki doğrusu ne?” diye sorarak yine kendisi yanıt veriyordu:

   “Çinli firma ile yapılan anlaşmanın detayları ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın konuya ilişkin açıklamaları dikkate alındığında kamuoyuna servis edilen aracı şirket iddialarının doğru olmadığı anlaşılıyor. Aşıların lojistik sürecini Türkiye adına DMO, Çinli şirket adına da Türkiye temsilcisi olarak bahsi geçen şirket yürüttü. Aşı ithalatında aracı şirket kullanıldığı iddialarının yolsuzluk algısı oluşturarak devletin itibarını sarsma ve vatandaşları yanıltma amacı güttüğü aşikâr.”

    En sonunda da ekranda “Yalanların sonu gelmez doğrusu ne demedikçe” yazısı beliriyor ve görüntü bitiyordu.

     Bir başka video da “İddia: Gaziantep Valiliği bir siyasi parti yöneticisine usulsüz ihale verdi” başlıklıydı. Bu videoda da format hemen aynıydı. Önce kaynağın adından sanından bahsedilmeden iki cümleyle iddia veriliyordu. Ardından Gaziantep Valiliği’nin açıklamasının bu iddiaları yalanladığı vurgulanıyor ve “Gaziantep Valiliği’nin usülsüz ihale verdiği yönündeki iddiaların, kamuoyunu yanlış bilgilendirerek, usulsüzlük algısı oluşturmayı amaçladığı aşikâr” değerlendirmesi yapılıyordu. En sonunda da yine “Yalanların sonu gelmez ‘Doğrusu ne?’ demedikçe” cümlesiyle bitiriliyordu konuşma.

      Olay TV’nin kapanmasıyla ilgili bir video da da yine isim verilmeden bu kanalın, hükümetin baskısıyla kapandığı iddiaları olduğu belirtiliyordu. Yine “Peki doğrusu ne?” sorusu sorularak, “Televizyon kanalının sahibi Cavit Çağlar’ın yaptığı açıklama dikkate alındığında kanalın kapatılmasında herhangi bir hükümet baskısı ve sansür olmadığı ortaya çıkıyor” tespiti yapılıyordu. Konuşma “Özel TV kanalının sahibi tarafından kapatılmasının, hükümetin medyaya baskı yaptığı algısı oluşturmak için fırsat olarak görüldüğü aşikâr” cümlesiyle sonlanıyordu. Ardından ekranda yine “Yalanların sonu gelmez ‘Doğrusu ne?’ demedikçe” yazısı beliriyordu.

    Bu videolarda ne iddialarla ilgili ciddi bir çalışma, ne de doğru olup olmadığına yönelik ayrıntılı bir araştırma sözkonusuydu.

   Resmi açıklamaların doğru olduğu varsayımına dayanan, iktidarın her açıklamasını “doğru” diye sunan “Doğrusu ne?”yi, bu haliyle bir doğrulama platformu olarak kabul etmek mümkün değil. AKP iktidarının propagandasını yapan dijital bir platformu olmaktan öteye gitmiyor. TRT gibi kamu yayıncılığı yapması gereken bir kurumun bu propagandaya alet edilmesi de üzücü.

    Boğaziçi Küresel’in projeleri

    Nitekim “Doğrusu ne?” adlı sosyal medya hesabın profilinde “@BosphorusGlobal’in katkılarıyla” açıklaması bulunuyor. Bosphorus Global, yani Türkçesiyle Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi altı yıl kadar önce kurulan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “kamu yararına dernek” statüsü verilmiş bir merkez.

     Boğaziçi Küresel, ilk kez dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu istifaya götüren metinle tanındı. 1 Mayıs 2016’da yayımlanan ve “Pelikan Dosyası” başlığını taşıyan bildiriyi yazanlarla ilgili olarak Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın “Cendere” adlı kitabında özetle şu bilgi veriliyor:

      “Bildiri, Kuzguncuk’ta bir yalıda faaliyet yürüten Bosphorus Global isimli sivil toplum kuruluşunun olduğu adresten çıkmıştı. Davutoğlu’nu Erdoğan karşısında kendi hizbini örgütlemekle suçlayan bildiriyi yazanların ‘Pelikan’ göndermesi nedeniyle bu gruba ‘Pelikancılar’ denildi.

     ..Pelikan’a yaklaştıkça bir ağ ortaya çıkıyordu. SETA denilen ve Türk dış politikasına yön vermeye çalışan, Saray’da danışman olmanın yolunun geçtiği kuruluş bu ağın içerisindeydi. Sabah, ATV gibi devlet destekli medyayı barındıran Turkuvaz Medya Grubu bu ağın sesiydi.”

      Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu merkezi sık sık ziyaret ediyor. Erdoğan’ın 3 Ağustos 2019’daki ziyaretinde çekilmiş bir fotoğraf, Boğaziçi Küresel’in web sayfasına da konulmuş. Merkez’in Yönetim Kurulu Başkanı Süheyb Öğüt ile eşi ve Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın da yer aldığı fotoğrafın yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Boğaziçi Küresel’in FETÖ Gerçekleri, Yekvücut, Doğrusu Ne, Facts of Turkey, Fact-Checking Turkey gibi internet projeleri ve yurt dışı faaliyetleri hakkında bilgi verildiği” belirtiliyordu.

     Web sayfasında Boğaziçi Küresel’in faaliyetleri lobicilik ve asıl olarak da doğrulama/teyit projeleri olarak aktarılıyor. “Doğrusu ne?” projesinin yanısıra İngilizce ve Arapça yayın yapan “Fact-Checking Turkey” sitesi kurulduğu bilgisi veriliyor.

   “Günün Yalanları”

   Boğaziçi Küresel’in bir de “Günün Yalanları” başlıklı bir internet sitesi ve sosyal medya hesabı var. Bu site de “Doğrusu ne?” gibi uluslararası ve ulusal medyadaki eleştirel haberleri yalanlama işlevini üstlenmiş. AKP adına medyada yayımlanan olumsuzluklara ve eleştirilere karşı savunma hattı oluşturulmuş; bağımsız ve tarafsız bir görünüm altında AKP propagandası yapılıyor.

      Burada yayımlanan “Sözcü gazetesinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın personel sayısının arttı yalanı”, “Açım diyen kadına Cumhurbaşkanı Erdoğan çay paketi verdi iddiası”, “Taraflı medyanın Mahir Ünal çarpıtması” başlıkları, “Günün Yalanları” adı altında yürütülen faaliyet hakkında somut fikir veriyor.

     Hatta bir de “Fox TV’nin çiftçiler 2020 yılında hiç destek almadı yalanı” başlıklı bir “yalanlama” var bu sitede. Halbuki Fox TV, bu konuda yeni bir yayın yaparak çiftçinin aldığı söylenen desteğin bir önceki yıla ait olduğunu, 2020 yılına ait henüz hiç destek almadığını kanıtlamıştı. Buna rağmen “Günün yalanları” sitesi, bir yalanı doğru gibi sunmaya devam ediyor.

     İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un kuracağı “resmi fact checking platformu” olacak “Doğru mu?” adlı platform da Pelikan Grubunun “Doğrusu ne?” ve “Günün Yalanları” projelerinden farklı olmayacaktır.

     Belki de Altun, “Doğru mu?” platformunu kurarken yakın temasta olduğu Pelikan Grubunun altı yıllık deneyiminden de yararlanıyordur. Belki de onlarla birlikte hazırlıyordur bu platformu…

    Altun’un bu projesi, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın bir süre önce sosyal medyada başlattığı ve kısa sürede vazgeçmek zorunda kaldığı “Yeşil Top” projesinden daha uzun ömürlü olacak mı? Göreceğiz…