Faruk Bildirici: Milliyet yazarı "Aile terapistiyim" diyor ama...

Faruk Bildirici: Milliyet yazarı "Aile terapistiyim" diyor ama...

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Milliyet gazetesinde “aile terapisti” unvanı ile yazılar kaleme alan yazar Volkan Pelenk hakkında görüşlerini aktardı.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Milliyet gazetesinde “aile terapisti” unvanı ile yazılar kaleme alan yazar Volkan Pelenk hakkında görüşlerini aktardı.

 

Bildirici'nin söz konusu yazısı şöyle:

 

Milliyet yazarı "Aile terapistiyim" diyor ama...
...
Milliyet gazetesinde “aile terapisti” unvanı ile yazılar kaleme alan bir yazar olduğunu bilmiyordum, dikkatimi çekmemişti. Merve Aşaroğlu adlı okurdan geldi uyarı:

“Milliyet yazarı Volkan Pelenk kendini terapist olarak tanıtmakta ve bu unvanla gazetede yazı yazmaktadır. Ancak araştırdığımda kendisinin bu alanda bir uzmanlığı olduğunu göremedim. Diplomasız bir şekilde kendini terapist olarak tanıtmaktadır. Milliyet gazetesinin okuyucuları ile buluşturmadan önce diplomasını sorgulaması gerekirdi.”

         Aşaroğlu’nun bu uyarısından sonra Milliyet’in internetteki yazarlar bölümünde yazısının bulunduğu sayfayı inceledim. Volkan Pelenk’in eğitimiyle ilgili bilgi yoktu. İnternette yaptığım taramada da Konya’daki Karatay Üniversitesi’nde sosyal hizmet uzmanı olarak SHS53 kodlu “Suçluluk ve sosyal hizmet dersi” verdiğine dair bilgiye rastladım.

      Eğitimi hakkında bilgi bulamayınca okurun gönderdiği e-postayı kendisine iletip, bilgi istedim. Volkan Pelenk’in yanıtı özetle şöyle oldu:

“Hacettepe Üniversitesi sosyal hizmet bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra terapi yapabilmek ve belli unvanları kullanabilmek için eğitimleri almanız gereklidir.  Emdr (travma) ve Bdt (bilişsel davranışlı terapi) yapabilmeniz için eğitimini, psikoterapist olabilmek için yıllar süren psikoterapi eğitimini almak, aile terapisti olmak için bu alanda eğitim almak gerekir.  Yani bu bölümlerden mezun olduktan sonra ücretle bu eğitimlere dahil olursunuz. Kullandığım bütün ifadelerin alanda 13 yıldır çalışan bir ruh sağlığı profesyoneli olarak eğitimlerini aldım ve çalışıyorum.”

Volkan Pelenk’in bu yanıtı yeterince açık değildi. Üniversiteden “Sosyal Hizmet Uzmanı” olarak mezun olduktan sonra “Aile Terapisti” olabilmek için nerede hangi eğitimi aldığı hakkında net bilgi vermiyordu. Bir kez daha yazıp, eğitim aldığı kurumlar hakkında somut bilgi vermesini istedim. Pelenk, aynen şu yanıtı verdi:

“Evlilik, çift ve Aile Terapisi Eğitimini ve Cinsel terapi eğitimini CİSED (Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği) den aldım. EMDR (travma terapisi) Davranış bilimleri enstitüsünden Emre Konuk hocadan, BDT ve türev psikoterapi kuram eğitimlerini Hakan Türkçapar hocadan aldım.”

Psikiyatristler ya da klinik psikologlar terapi yapabilir

Doğrusu bu yanıt bana yeterli gelmedi. Bir üniversitede aldığı lisansüstü eğitimden ya da resmi bir kuruluştan söz etmiyordu. “Aile terapisti” unvanı taşıyabilmek için gereken yasal mevzuatı inceledim.

Hekimler dışındaki sağlık görevlilerinin çalışma alanları, Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı ve 22 Mayıs 2014’te yürürlüğe giren “Sağlık Meslek Mensupları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarına dair Yönetmelik” ile düzenliyor. Bu yönetmenlik ve eklerinde “Aile terapisti” diye bir görev tanımı yapılmıyor. Klinik psikologların, ailelere yönelik psikoterapi uygulamalarını “uzman tabibin teşhis ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olmadan yapabilecekleri kabul ediliyor. Tabii hekim olan psikiyatristler de  kendi yasaları uyarınca psikoterapi yapabiliyorlar.

Sosyal hizmet uzmanlarının iş ve görev tanımları içerisinde “Aile terapisi”nden söz edilmiyor. Sadece “Sağlık hizmetlerinden yararlanma sürecinde ihmal ve/veya istismar ve aile içi şiddet olgularına yönelik sosyal hizmet müdahalesini gerçekleştirir” deniyor.

Volkan Pelenk gibi sosyal hizmet uzmanlarının “Aile terapisti” olabilmek için alması gereken eğitimle ilgili bir açıklık da yok mevzuatta. Ama sosyal hizmet uzmanlarının “Aile Danışmanı” olabilmek için almaları gereken eğitim Aile Danışma Merkezleri Yönetmeliği’nin 14. Maddesinde belirtiliyor. Buna göre, bir sosyal hizmet uzmanının “aile danışmanı” olarak çalışabilmesi için “Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK veya üniversitelerden, biri tarafından uygun görülen en az 300 saati teorik ve en az 30 saati süpervizyon eşliğinde olmak üzere 150 saati uygulamalı toplam 450 saatlik aile danışmanlığı alanında bir eğitim programını başarıyla tamamladıktan sonra sertifika alması gerekli.

Ancak yetkisi olmayan birçok kurum veya özel merkez Aile Danışmanlığı Sertifika Programı düzenliyor, bunlar da engellenemiyor. Kimisi “enstitü” adını taşıyan bu merkezler, internet üzerinden kurslar, seminerler düzenleyip Aile Danışmanlığı sertifikası veriyor. Bu konu ciddi bir problem halinde. Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da bir süre önce uyarı metni yayımlamış.

 Kısacası mevzuatta “Aile terapisi” psikiyatristler ve klinik psikologların görev alanında kabul ediliyor. Yasalarda “aile terapisti” gibi bir unvan ve görev tanımının olmaması uygulamada karışıklıklara yol açıyor. Ama bir sosyal hizmet uzmanının bazı yerlerden sertifika aldıktan sonra “Aile terapisi” yapabileceğini öngören ve onlara bu yetkiyi veren bir düzenleme de yok.

Volkan Pelenk ikinci soruma yanıt vermedi

Volkan Pelenk’e, mevzuata ilişkin edindiğim bilgileri içeren yeni bir e-posta gönderdim. Terapinin psikiyatrist ve klinik psikologların görev alanına girdiğini, bazı şirket, kurum ve psikiyatristlerin verdiği eğitim/kurs/seminer gibi eğitimlerin “Aile terapisti” unvanını kullanmak için yeterli olmadığını ifade ettim. Kendisinin eğitiminin aile danışmanlığı için gereken eğitim koşullarını da karşılamadığını belirttim. Sonunda da şu soruyu yönelttim:

“Sizin aldığınızı belirttiğiniz eğitimler, Sağlık Bakanlığı ya da başkaca bir resmi kurum tarafından onaylanmış bir diploma/sertifika mı?  Sizin aldığınızı belirttiğiniz eğitimler, “aile terapisti” unvanı kullanmanız için yeterli mi? Tabii başka bir mevzuat söz konusu ve ben durumunuzu yanlış algılıyorsam da lütfen belirtin…”

Bu e-postadan önce her soruma anında yanıt veren Volkan Pelenk’ten, aradan günler geçmesine rağmen yeni bir yanıt gelmedi.

Psikiyatrist ve psikologların değerlendirmesi

Volkan Pelenk’in eğitimiyle ilgili bana yazdığı bilgiyi Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Koray Başar’a ilettim ve bu eğitimle “Aile Terapisti” unvanı taşıyıp taşıyamayacağını sordum.  Başar, bu sorumu şöyle yanıtladı:

“Aile terapisti unvanının kimler tarafından kullanılabileceğine dair bir düzenleme yok.  Ancak terapi ya da psikoterapi tedavi ile ilgili bir süreç. Dolayısıyla da hekimin ayırıcı tanısı ve yönlendirmesi olmadan terapi yapılması mümkün değil. Mevcut düzenlemeler bu yönde.

 Terapi ya da psikoterapi yapabilmek için öncelikle psikiyatri ya da klinik psikoloji alanında eğitim almanız gerekiyor. Dört yıllık psikoloji lisans eğitimi de yetmez, üzerine bir de yüksek lisans ya da doktora eğitimi almanız lazım. Bunun dışında temel mesleki eğitim olmadan bir dernekten ya da benzer merkezden eğitim almanız sizi terapist yapmaz.

Sözünü ettiğiniz kişiyi tanımıyorum. Ancak belirttiği eğitimle ‘Aile terapisi yapıyorum’ diye yazıyorsa bu bir tahkikat konusu olabilir. Yaptığı mevzuata uygun değil. Aile danışmanı olduğunu belirttiyse o da tartışmalı bir alan ama terapi dediğinde sınırı aşmış oluyor.  Bir derneğin sertifikasıyla terapi yapma yeterliliği kazanılamaz.”

Türk Psikologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Okan Cem Çırakoğlu da terapi ve psikoterapiyi, psikiyatristler ile klinik psikologların yapabileceği konusundaki görüşüne katılmakla birlikte bu konudaki yasal eksikliklere dikkat çekti:

“Fakat Türkiye’de psikoterapist unvanını düzenleyen bir yasamız ya da yönetmeliğimiz yok; bir tanımlama yok. Taşıyamayacak olduğu halde kendisini psikolog olarak lanse edenlere sahte unvan kullanımından dava açıyoruz. Ama psikoterapist tanımlaması için yapamıyoruz. Sadece ehliyetsiz bir kişi psikoloji, sağlık alanında uygulama yapıyor diye şikayet alınabilir.

Bu şahsın aldığı eğitimler niteliksiz de değil. Ama istediğiniz kadar üst düzeyde akademik dereceniz ya da dünyanın en iyi yerlerinden sertifikasyonunuz da olsa Türkiye’de bu unvanla çalışamıyorsunuz şu anda. Çünkü unvanın yasalarda tanımlı olması lazım.

‘Bu unvanı kullanamazsın dediğinizde bu arkadaş aldığı eğitimleri gösterecek, çok sıkıştırırsanız da terapi yapmıyorum diyecek, olacak bitecek. Yasal düzenleme olmadığı için her bir kişi farklı kriter koyarak bu terapi eğitimini verebiliyor. Aile terapisti unvanını kullanan çok yetkin arkadaşlarımız da var. Bu alandaki boşluk, bazı insanlar için avantaj, bazıları için dezavantaj.  Bunun tanımının olmaması nedeniyle ortaya çıkan durumlardan biz de muzdaribiz. Ne yazık ki, bizim meslek alanımız çok ihlale uğrayan bir alan.

Sahte psikolog unvanı kullanımıyla ilgili olarak Türkiye’nin her yerinde açtığımız davalar var. Çoğunda da hapis ve para cezası çıkıyor. Şu ana kadar dava kaybetmedik. Ruh sağlığı yasa tasarısı başladığında da psikoterapi konusu gündeme gelmişti. Fakat meslek örgütleri içinde çok çetrefil bir konu olduğu için yasa kapsamına alınmamıştı. Çalışmalar yeniden başlayınca Türk Psikologlar Derneği olarak taslakta psikoterapinin tanımlanmasını ve lisanslama prosedürü belirlenmesini istedik.”

Milliyet üzerinden tanıtım faaliyeti

Prof. Dr. Okan Cem Çırakoğlu ve Dr. Koray Başar’ın değerlendirmesi, benim yasal mevzuat üzerinde yaptığım incelemeyi doğrulamış oldu. Sosyal Hizmet Uzmanı olan Volkan Pelenk’in özel kuruluşlardan aldığını belirttiği eğitimler “Aile Terapisti” unvanını taşıması hakkını ona vermiyor. Çünkü hem yasalarda böyle bir unvan ve görev tanımı yok; hem de “terapi” tedavi ile ilgili bir süreç, o nedenle tıp eğitimi almış olan kişiler tarafından yapılması ya da kişinin psikiyatrist tarafından yönlendirilmiş olması gerekiyor. Psikiyatri hekimleri ve klinik psikologlar dışındakilerin ailelere yönelik psikoterapi uygulaması mevzuata aykırı.

Sözünü ettiği eğitimleri almış olsa bile yasal olarak “Aile Terapisti” unvanını taşıması mümkün olmayan Volkan Pelenk, aile terapileri yapmakla kalmayıp, Milliyet gibi bir gazetede de yine bu unvanla yazılar yazabiliyor.  Milliyet’te yazıyor olmanın avantajını kullanarak kendisini “Aile Terapisti” olarak tanıtıyor; gazete yazarlığını halkla ilişkiler unsuru olarak kullanıyor.

Gerçi Milliyet’teki son yazısını 25 Aralık 2019’da yazmış ama sosyal medya hesaplarındaki profilinin ilk satırında “Milliyet yazarı” olduğunu yazıyor; ardından “Çocuk/Ergen/Yetişkin Terapisti, EMDR Terapisti, Evlilik ve İlişki Terapisti” diye sıralıyor. Milliyet yazarlığı, uzmanlığına güven duyulması için altını çizdiği bir unsur. 5 Ocak 2021 tarihinde çıktığı KRT TV’deki “Aslı Sevi ile renkler” programında da “Terapist Yazar” olarak tanıttı kendisini.

İlginç şekilde Milliyet’in internet sayfasında da ismi “Aile Terapisti Volkan Pelenk” diye yazıyor. Anlaşılan adından önce “Aile terapisti” unvanının görülmesini istiyor; Milliyet okurlarının kendisini “Aile Terapisti” olarak tanımalarını hedefliyor.

 Milliyet, okuruyla buluşturmadan önce Volkan Pelenk’in kariyerini, niteliklerini sorgulamalıydı. Zira burada okurun yanlış bilgilendirilmesi ve insan sağlığının tehlikeye atılması da söz konusu.