Fatih Altaylı: "Bu bataktan çıkaracak yegane formülü bulmuş olacaksınız"
Avrupa Süper Ligi'ni köşesine taşıyan Fatih Altaylı, "Takımları son derece kötü yönetilen, büyük resimde ekonomisi ve imajı giderek bozulan bir ülkenin takımlarını burada isterler mi o da ayrı soru." dedi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında futbol dünyasında tartışma yaratan Avrupa Süper Ligi'ni kaleme aldı.
Altaylı, "Bugün Türkiye’nin futbola en yüksek yatırım yapan üç takımı, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın daha doğrusu bu kulüplerin sahip olduğu futbol şirketlerinin yıllık bütçeleri üç aşağı beş yukarı yıllık 50 milyon avrolar seviyesinde. Oysa bu yeni kurulan ligde yer alacak takımların alacağı yıllık ayakbastı parası 200 milyon avro." ifadelerini kullandı.
Fatih Altaylı'nın yazısı şöyle oldu:
Kurulmakta olan Avrupa Süper Ligi’ne Türkiye’den kim katılır ya da biri katılır mı sorusu gündemde.
Birkaç yıl öncesine kadar Galatasaray, Avrupa’daki bu tartışmaların hep içinde idi.
Alp Yalman’ın Başkanlık döneminden itibaren böyle bir ligin kurucuları arasında yer alma niyeti hep vardı ve bu masada Galatasaray her zaman oluyordu.
Dursun Özbek ve Mustafa Cengiz yönetimleri ile birlikte Galatasaray o pozisyonunu kaybetti.
Bir Galatasaraylı olarak benim en büyük korkum o pozisyonu Fenerbahçe’ye kaptırmaktı. Nitekim Ali Koç’ta bu potansiyel vardı ama şimdilik Fenerbahçe de bu işin uzağında.
Bir Türk takımı bu ligde olmalı mı!
Bugün Türkiye’nin futbola en yüksek yatırım yapan üç takımı, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın daha doğrusu bu kulüplerin sahip olduğu futbol şirketlerinin yıllık bütçeleri üç aşağı beş yukarı yıllık 50 milyon avrolar seviyesinde.
Oysa bu yeni kurulan ligde yer alacak takımların alacağı yıllık ayakbastı parası 200 milyon avro.
Yıl içinde elde edecekleri diğer gelirler hariç.
Böyle bir ligde yer aldığınız zaman bilet gelirleriniz de artacaktır hiç kuşkusuz ama asıl önemli olan sponsor gelirlerinizdeki artıştır.
Bu lige katıldığınız anda pizzacı, köfteci gibi yerel sponsorlara değil, yüzlerce milyon dolar bütçeli uluslararası sponsorlara kapı açmış olacaksınız.
Ve daha da güzeli Türkiye Futbol Federasyonu ve ona bağlı MHK’dan da kurtulacaksınız.
Üstelik borç batağındaki kulübü de bu bataktan çıkaracak yegane formülü bulmuş olacaksınız.
Tabii yayın haklarına saygı gösterilmeyen, taraftarın kulübe destek değil yük olduğu, takımları son derece kötü yönetilen, büyük resimde ekonomisi ve imajı giderek bozulan bir ülkenin takımlarını burada isterler mi o da ayrı soru.