Fatih Altaylı dans eden doktorla ilgili TTB'ye yüklendi: "Hekim kılığındaki soytarılarla ve edepsizlerle..."

Fatih Altaylı dans eden doktorla ilgili TTB'ye yüklendi: "Hekim kılığındaki soytarılarla ve edepsizlerle..."

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, dans eden doktorla ilgi yazsında, "Sizin işiniz doktorların mesleki yeterliklerini veya yetersizliklerini göz önüne almak mı yoksa eğlence anlayışlarını mı!" ifadelerini kullandı

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, dans eden doktorla ilgi yazsında, "Sizin işiniz doktorların mesleki yeterliklerini veya yetersizliklerini göz önüne almak mı yoksa eğlence anlayışlarını mı!" ifadelerini kullandı

Altaylı'nın "İnsan sağlığı ile oynayanlara bakın" isimli yazısı şu şekilde:


"Whatsapp’tan gelen video aslına bakarsanız beni de çok şaşırttı önce.

Seda Sayan’ın televizyon programına katılan Dr. Banu Küçükpolat, mesleği ile ilgili konuşmalardan sonra programın kapanışında Seda Sayan’ın da gazı ile dans etmeye başlıyor, “İlle de roman olsun ister çamurdan olsun” diye çalan nağmelerin eşliğinde bayağı bir döktürüyordu.

Daha doğrusu göbek atmaya başlıyordu ama ne göbek atmak.

Güle güle izledim videoyu ve bu görüntüleri bana yollayan dostuma “Hakikaten doktor mu?” diye sordum.

“Hakikaten doktormuş” yanıtını aldım.

Ne yalan söyleyeyim şaşırdım.

Fakat sonra şaşırdığıma utandım.

Niye “Doktor mu?” diye sorma ihtiyacı duyuyordum ki!

Doktor da olabilirdi, atom mühendisi de, belediye otobüsü şoförü de ya da başka bir mesleğin mensubu da…

Kime neydi!

Doktorların dans etme, göbek atma, eğlenme, gülme hakkı yok muydu!

Hangi meslek gruplarının göbek atabileceğine, gerdan kıvırabileceğine ilişkin bir yönetmelik mi vardı!

Evet alışılmadık bir durumdu belki ama ortada bir suç, bir ayıp yoktu.

Göbek atan Banu Küçütpolat doktor değil de başka bir meslekten olsa, ne bileyim mesela ev hanımı olsa garibimize gidecek miydi!

Hayır.

Peki ev kadınları göbek atabilir doktor kadınlar atamaz mıydı!

Konulara aslında kökten yanlış bakıyorduk.

Bir insanın mesleğini, işini, görevini ciddi yapıp yapmadığına değil, görev tanımına göre hayatın diğer alanlarındaki ciddiyetine göre değerlendiriyorduk.

Kötü bir doktor olması, toplumu yanlış bilgilendiriyor olması ama bunu ciddi bir ifade ile yapıyor olması halinde bir tepki göstermeyecekti kimse.

Ama işini gayet iyi yapıp, buna karşın işi ile çok da ilgisi olmayan bir konuda göbek atma konusunda mahir olmasına tepki gösteriliyordu.

Hadi sıradan vatandaş bunu yapabilir, “Bu nasıl doktor" diyebilirdi.

Asıl felaket ise Türk Tabipler Birliği’nden gelen bilgiydi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Vedat Bulut, resmi bir yazı ile Dr. Banu Küçükpolat’ı İstanbul Tabip Odası’na şikayet ediyordu.

Şikayet yazısında Küçütpolat’ın hekimlik ile ilgili hangi hataları ve yanlış söylemleri yaptığı belirtilmediği için benim anladığım, başka nedenler öne sürülecek olsa da, şikayetin nedeni göbek atmış olması.

Ben de de Sayın Vedat Bulut’a sormak isterim.

Hocam, hekimler eğlenemez mi!

Sizin işiniz doktorların mesleki yeterliklerini veya yetersizliklerini göz önüne almak mı yoksa eğlence anlayışlarını mı!

Ortalıkta onca soytarı hekimim diye cirit atıp, insanların hayatı ile oynarken ses çıkarmayıp, kendi kendine oynayan bir doktor mu hedefiniz?

Hastaların canını tehlikeye atan mı kötü doktor sizde, yoksa işini iyi yapıp sonra göbek atan mı!

Hangisi soruşturulmalı?

Siz dans etmediniz mi, hiç göbek atmadınız mı!

Atmadıysanız atın.

Rahatlarsınız!

Sonra da gerçekten mesleği ayaklar altına alan, insanların canıyla oynayan, sağlığı ile oynayan, cüzdanı ile oynayan hekim kılığındaki soytarılarla ve edepsizlerle uğraşmaya başlarsınız."