Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne o tabelayı asacakmış! Ortağı sinirlendirecek açıklama

Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne o tabelayı asacakmış! Ortağı sinirlendirecek açıklama

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere bütün belediyelerin girişine hangi tabelayı asacaklarını açıkladı.

Gazete Duvar'dan Emrullah Albayrak'ın haberine göre,  Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) ile belediyecilik anlayışını eleştirdi.

"EFSANE MİLLİ GÖRÜŞ BELEDİYECİLİĞİ"

Milli Görüş'ün ikinci 40 yılı yolculuğunu başlattıklarını belirten Erbakan'ın sözleri, sık sık sloganlarla kesildi. 14 Mayıs seçimlerinde Milli Görüş'ü, bileklerinin hakkıyla 21 yıl sonra 5 milletvekiliyle yeniden Meclis'e taşıdıklarını anlatan Erbakan, 31 Mart 2024 yerel seçimlerine de damgalarını vurarak halkı 'efsane Milli Görüş belediyeciliği anlayışına kavuşturacaklarını' kaydetti.

"'RÜŞVET ALAN DA VEREN DE MELUNDUR' TABELASI ASACAĞIZ"

2028'teki seçimlerde de iktidara geleceklerini ileri süren Erbakan, şöyle devam etti:

"Rüşvetin, yolsuzluğun, adam kayırmanın olmadığı bir belediyecilik anlayışı. Millete hizmetin ibadet aşkıyla yapıldığı bir belediyecilik anlayışı. 'Halka hizmet hakka hizmettir' şuuruyla yapıldığı bir belediyecilik hizmeti. Belediyeler borca batırılarak değil tam tersine geçmiş dönemden gelen borçların da kapatılarak bu hizmetlerin yapıldığı bir belediyecilik anlayışı. Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olarak değil hakka hukuka riayet edilerek, deprem tedbirleri göz önünde bulundurularak yapılan bir belediyecilik. Şehirleri betona boğmayan, toprağın, ağacın, çiçeğin, yeşilin, çevrenin hakkını veren bir belediyecilik. İktidara geldiğimizde, Milli Görüş tarihinde olduğu gibi, ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere bütün belediyelerin girişine asacağız.

"İSRAFA, YOLSUZLUĞA, RÜŞVETE SON VEREN BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI"

Bize emanet edilen her bir kuruşu, tüyü bitmemiş yetimin hakkını hiç kimseye yedirmeyiz, bir kuruşun dahi hesabını sorarız diyen bir belediyecilik anlayışı. İsrafa, yolsuzluğa, suistimale, rüşvete son veren bir belediyecilik anlayışı. Şimdi bırak belediye başkanını, belediye başkanının bütün sülalesi zengin oluyor. Şoförü, özel kalemi, koruması, belediye meclis üyeleri zengin oluyor. Adam şunu düşünüyor: Ben seçimde 5 milyon harcadım, 5 sene belediye başkanlığı yaparsam en azından bir 15-20 milyon cebe atmam lazım ki hem maliyeti kurtarsın hem masrafı çıkarsın hem de beş sene burada oturduğuma değsin. Şimdi belediye başkanı adayının zihniyeti maalesef böyle oluyor. Elbette istisnaları ayrı tutuyorum."

LGBT VE TALİBAN ÇIKIŞI

Cumhur İttifakı'yla seçime girerken herhangi bir pazarlık yapmadıklarını öne süren Erbakan, İstanbul Sözleşmesi'ni geri getirmek isteyenlere fırsat vermemek için böyle bir tavır içerisinde olduklarını savundu.

"LGBT Türk aile yapısına zarar vermez" diyen bu zihniyetin iktidar olmaması için ittifakta yer aldıklarını söyleyen Erbakan, "5-6 yaşındaki çocuklara Kuran öğretmek Taliban zihniyetidir, çağ dışılıktır diyenlere bu ülkeyi, bu memleketi teslim etmemek için böyle bir tavrın içerisinde olduk. Milletimiz de aynı tavrı gösterdi" dedi.

"VERGİ SİSTEMİ DEĞİŞMELİ"

Seçimlerden sonra hükümetten vergi, enflasyon ve ekonominin düzelmesine yönelik bazı beklentiler içerisinde olduklarını aktaran Erbakan, şunları kaydetti:

“Denk bütçe yapılmadan borçlanmaya devam ederek, borç faizi ödemekten kurtulamayacağımızı yıllardan beri ifade ediyorum. Bakınız merhum liderimiz Erbakan hocamız 11 aylık kısa bir sürede koalisyonla iktidarda olmasına rağmen ilk yaptığı iş, tek bütçeyi gerçekleştirmek oldu. Şu anda Orta Vadeli Program’la bunun çok çok uzağında olduğumuzu maalesef görüyorum.

Geniş halk kesimlerinden, dar gelirliden toplanan vergilerden oluşan bu mevcut çarpık vergi sistemini, adil bir vergi sistemi haline dönüştürülmesi lazım. Zenginden daha az, fakirden daha çok vergi alan bir sisteme hayır. Adil bir vergi sistemine geçilmesi lazım. Katma değeri yüksek olan ürünlerin üretilmesi ve bunların ihracatı için devletin kolları sıvaması, taşın altına elini koyması lazım. Katma değerli ürün üretmeden zenginleşmek olmaz.”

DİZİ VE FİLMLERİ HEDEF GÖSTERDİ

Erbakan, televizyon dizileri başta olmak üzere birçok programın ve filmin, aile yapısına direkt etki yaptığını, yetişen yeni nesillerde çöküntülere sebebiyet verdiği görüşünü savundu.

Müstehcenliğin sadece açıklıkla bağdaştırılmaması gerektiğini söyleyen Erbakan, “Senaryoda kim kimin babası, kim kimin kızı, kim kimin kardeşi veya eşi belli değil” dedi.