HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, Alevilere yönelik hakaretleri dile getirdi: “Alevilerin pişirdiği yemek yenmez diyen öğretmene ne oldu?"
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda Amasya’nın Göynücek ilçesindeki Merkez Camii hocasının Alevilere yönelik hakareti üzerine Amasya Valiliği’nin açıklamasını eleştirdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda Amasya’nın Göynücek ilçesindeki Merkez Camii hocasının Alevilere yönelik hakareti üzerine Amasya Valiliği’nin açıklamasını eleştirdi.
“BU AÇIKLAMAYI YAPMAK VALİYE YAKIŞIYOR MU?”
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda şu konuşmayı yaptı:
“Amasya Göynücek’te, Göynücek Merkez Cami imamının Alevilere yönelik bir hakaretini dile getirmiştim. Hakareti eften püften böyle bir hakaret de değildi yani, doğrudan söylediği şuydu: Din görevlisinin ‘Aleviler, düğünden önce eşini dedeye teslim ediyorlar’ şeklinde bir söylem ve bunun üzerinden de Alevi vatandaşlara yönelik söylenmiş bir sözdü. Şimdi, dün burada bu konuyu gündeme getirdik ve ‘Neden bu kişi hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor?’ diye sorduk. Konuyla ilişkin Amasya’daki Alevi kurumumuz da şikâyette bulundu sonra Amasya Valiliği bir açıklama yapmış. Şimdi, bununla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum ben, konuyu söylüyor ve diyor ki: ‘Göynücek ilçemizde bir din görevlisinin Alevi vatandaşlarımıza hakaret ettiğine yönelik iddialar çeşitli kesimler tarafından istismar edilerek, siyasi malzeme olarak kullanılması sebebiyle bu açıklamayı yapıyoruz.’
Ya, insaf bir kere yani şimdi böyle bir şey var mı? Yani birisi tutacak, insanların namusu, ahlakı, şerefi, onuruyla ilgili olarak ağza alınamayacak sözler söyleyecek, en kötü hakareti edecek; biz bir milletvekili olarak, görevimiz gereğince bunu, toplumun bu yöndeki feryadını, figanını, isyanını buradan dile getirmeyeceğiz; ondan sonra da biz siyasi istismarcı olmuş olacağız. Ayıp bir kere ya, bu açıklamayı yapmak ayıp yani Valiye yakışıyor mu bu?
Ondan sonra devam ediyor: ‘Tabii, bu şikâyetler ve konu Meclis’te gündeme geldiği için arkasından da bu kişiyle ilgili soruşturma başlatıldı.’ diyor. İddia sahibi vatandaş olayın bir yıl önce meydana geldiğini, görevli ise bir yıldan çok daha önce bu konunun geçtiğini, ifade ettiğini söylüyor. Sonra da diyor ki Valilik, ‘Görüldüğü üzere, güncel olmayan iddiaların, üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen, şu anda dile getirilmesi ve çeşitli siyasi kesimler ile basın yayın organlarının konuyu hükûmetimiz ve devletimize bağlamaları kabul edilemez bir tutumdur.’
Şimdi, neymiş, olayın üzerinden bir yıl ya da daha fazla zaman geçmiş. O nedenle, işte, bunu suistimal ediyormuşuz. Ya, şimdi, burada, Kobani protestoları yüzünden insanlar hapse atılıyor, özgürlükleri elinden alınıyor, ortada bir karar yokken, mahkeme kararı yokken mahkûm ediliyor; Meclisin 3. büyük partisinin kapatılmasıyla ilgili talimatlar veriliyor. Ne zaman olmuş Kobani protestoları? Altı buçuk yıl önce yani aradan altı buçuk yıl geçmiş, ondan sonra bununla ilgili bu işlem yapıldığı zaman hiçbir şey yok, her şey gayet normal ama bir yıl önce Alevilere en ağır hakareti, en onursuzca, hadsizce hakareti eden kişiyi gündeme getirince ‘Siyasi istismar var…’”
“İLERİ DEMOKRASİ SÖZLERİNİZ HİKAYEDEN İBARET”
HDP’li Ali Kenanoğlu, iktidarın “reform yapacağız” açıklamasını da eleştirerek “Siz mevcut yasaları adil bir şekilde uygularsanız zaten reformunuza gerek yok” diyerek şöyle devam etti:
“İstanbul Arnavutköy’de ‘Alevilerin pişirdiği yemek yenmez’ diyen öğretmen… Ne oldu bu öğretmene? Hakkında soruşturma açıldı, iddianame düzenlendi. Peki, ne oldu sonra? Takipsizlik yani ‘Herhangi bir yargılamaya gerek yok’ denildi. Okmeydanı Cemevinin bahçesinde bir cenaze için oraya gelen Uğur Kurt katledildi, onu katleden polis sadece para cezasıyla cezalandırıldı. Şimdi, baktığınız zaman, işte; adalet, hukuk, eşitlik, özgürlük, reform filan bütün bunların hepsi hikâye oluyor. Elimizde bu kadar somut veriler varken, insanların gözünün önünde olan olaylar varken sizin “’En iyi reformları yapıyoruz, ülkeyi uçurduk, demokraside en iyi noktalara getirdik, ileri demokrasiler uyguluyoruz” falan sözlerinizin hepsi hikâyeden ibaret kalıyor.”