İhsan Eliaçık Yurt Gazetesi'ne konuştu: "İktidar gidici..."

İhsan Eliaçık Yurt Gazetesi'ne konuştu: "İktidar gidici..."

Gazetemizin Köşe yazarı ve İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan, İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ile gündeme dair söyleşi gerçekleştirdi. Eliaçık, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu…

Gazetemizin Köşe yazarı ve İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan, İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ile gündeme dair söyleşi gerçekleştirdi. Eliaçık, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu…

Abdullah Ağırkan – Hocam ülkemiz ekonomik ve sosyal alanda ciddi sıkıntılar yaşıyor biliyorsunuz. Siz bu noktada nasıl bir süreç tarif ediyorsunuz ülkenin mevcut durumuna dair? 

20 yıllık bir iktidar yolun sonuna gelmiş görünüyor. Çünkü bir şeyin sonuna gelip gelmediği anlaşılabilir. Sonbahar geldiğinde ağaçlar sararır yapraklarını döker, insanlar yaşlanır, devran döner, dönemler sona erer. 

whatsapp-image-2021-11-24-at-16-52-11.jpeg
Şimdi bu hükümetin de artık sonu geldi. Bu görünüyor çok açık bir şekilde. Çünkü AK Parti’yi kuranlardan hiç kimse şu anda yanında yok, iş döndü dolaştı tek adamla sonuçlandı. Onun verdiği kararlara göre ülke yönetiliyor. Genel kültürü zayıf,bir ülke liderinde bulunması gereken derinlik, niteliksel alt yapı çok zayıf. Dini bilgileri de zayıf. İmam hatip orta seviye düzeyinde bir dini bilgisi var. 
Fakat gayet hırslı, muazzam bir siyasi hırsı var, makam, para sevgisi dini tabirle tûl-i emel dünya sevgisi aşırı derecede. Böyle birisinin elinde bir ülke ne hale gelir, düşünün. Memleketin epey bir zamandır özellikle 2010’lardan sonra Şuan liderliğini Rusya'nın yaptığı Orta Asya ülkeleri ligine düştüğümüzü söylüyorum. O ligin birincisi Rusya ikincisi Türkiye, sonra Azerbaycan sonra Kırgızistan… Buraların ortak özelliği tek adamlar tarafından yönetilen şark tipi yönetimler olması. Demokrasi, çoğulculuk neredeyse hiç yok. 


Şuan iktidar koalisyonları aşağılıyor ama mesela işte Fillandiya, Norveç, Danimarka, Hollanda, Almanya gibi ileri batı ülkelerine baktığımızda hemen hemen hepsi koalisyon şeklinde yönetiliyorlar. Koalisyon burada bir ileriliği, olgunluğu ve gelişmişliği temsil ediyor. Yani burada şu var: Bir ülke ki bir koalisyon dahi kuramıyor. Farklı görüşteki insanlar bir araya gelip memleketi yönetemiyorlar.Birisi çıkıyor diğerlerini tasfiye ediyor, kendi adamını her yere yerleştiriyor. Şimdi biz sonunda despotik bir şark tipi ortaasya ligi ülkesine dönüştük 20 yılın sonunda. Ama sonuna geliyoruz. 

whatsapp-image-2021-11-24-at-16-52-41.jpeg


Abdullah Ağırkan - Hocam CHP Genel Başkanı helalleşme sürecini başlatıyorum dedi. Ne demek sizce bu?

Şimdi ben de Selahattin Demirtaş'ın dediğini diyorum, yürekten destekliyorum, heyecanla karşılıyorum. Çok güzel bir çıkış. Bazıları bunu eleştiriyor ama ben onlara katılmıyorum. Çünkü benim de bu yönde yazdığım yazılar var. Hatta onu Twitter'da da göstermiştim helalleşme yazıları diye. 2007’de mesela Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilirken yazdığım bir yazı vardı. “Cumhurbaşkanı hayali; hayali Cumhurbaşkanı” diye. Burada cumhurbaşkanı portresi çizdim. Toplum kesimleri ile helalleşen bir cumhurbaşkanı portresi çizmiştim. Kürtlerle, solcularla, başörtülülerle,  toplumdaki tüm kesimlerle, devletin mağdur ettiği bütün kesimler ile helalleşen, yaraları saran, birleştirici bir cumhurbaşkanı hayali çizmiştim. Ben onu Abdullah Gül’de göremedim. Şu ana kadar da böyle bir cumhurbaşkanı çıkmadı. Sonra yine 2007’de “28 Şubat; bir kez olsun tesbih sorusu” ile ilgili bir yazı yazdım. Özellikle İslamcılarla laiklerin yüzleşmesini ele almıştım. Bende bir 28 Şubat mağduruyum ama aynı zamanda şuanda da muhafazakâr iktidar mağduruyum.


Ben iki dönemde de yargılandım. Çok iyi biliyorum her iki dönemide. “Haceru’l esved, Kanlı çanak ve Kürt sorunu” diye 2011’de yazdığım başka bir yazım var. Kürtlerle nasıl yüzleşip helalleşileceğini, barışılacağını anlatmıştım. Bu yazılar internette bulunabilir.


Şimdi Kemal Bey’in videosunu heyecanla karşıladım. Çünkü o videoda Kemal Kılıçdaroğlu bildiğimiz sıradan bir siyasetçi gibi konuşmuyordu. O video bir siyasetçi konuşması değildi. Siyasetin üstüne çıkıp yaraları sarmaktan, ruhlarımızın yaralandığından bahsedip Türkiye'de sorun iktidarın değişmesi değil, sorun bambaşka diyordu.


Ruhları yaralı insanlarız diyor. Bizim bu yaraları sarmamız lazım falan diye büyük bir merhametle yaklaşan, çok üstten giden, kurucu bir iradenin şefkatli yüzü, yaraları sarmaya aday birisi gibi. Böyle bilge kral örnekleri vardır siyasi tarih kitaplarında ona benziyordu konuşması. Siyasetin üstünde durur, herkesi kucaklar, mangal yüreklidir, her şeyi içine alır, hepsini içinde eritir. Her türlü eleştiriye açıktır. Özgürlükçüdür. Türkiye Cumhuriyet nüfus cüzdanı taşıyan herkesi kendi öz kardeşi gibi bilir. Asla ayırım gözetmez. Zaten yıllardır bizim hayalimiz bu. Ama yok çıkmıyor.Ben o hayale yaklaşan bir profil çizdiğini gördüm o videoyu paylaşarak. Dedim ki bu konuşma sıradan bir siyasetçi konuşması değil. Eğer bunu danışmanları hazırladıysa çok güzel hazırlamışlar, iyi düşünmüşler, kelimeler çok vurucu. Dolayısıyla umarım dediği gibi olur. Yani o gerçekleşir. 

whatsapp-image-2021-11-25-at-10-03-07.jpeg
Birde helalleşmek kelimesini sordun. 


Bu da çok özel ve güzel seçilmiş bir kelimedir. Hem İslami bir gelenek hem de bir Anadolu kültürüdür. Bugün camilerde veya cemevlerinde fark etmez ben hepsinde cenaze törenlerine katıldım. Cenaze namazlarında veya hakka yürüme erkanlarında helalleşmeler olur. Denir ki hakkınızı helal ediyor musunuz üç defa sorulur cemaat helal olsun der. Yani helalleşme insan haklarıyla ilgili bir kavramdır. Hak, hukuk, adalet meselesidir ve İslam inancına göre ahiret sorgulaması  da esas buradan olacaktır. 
Halk arasında şöyle bir söz vardır: Yani şurada bir kahveye gitseniz herhangi bir vatandaş şunu der: Cenab-ı hak ne demiş, kul hakkıyla karşıma gelme demiş. Yani kahvede pişti oynayan vatandaş bile bunu der. Bu aynı zamanda Kuran-ı Kerim'de zulüm kavramının halk diline dönüşmüş halidir. Zulüm kavramı hak yemek demektir. Kimler zulüm üstlenerek Allah'ın huzuruna gelirse o affedilmeyecektir denilir Kuran’da. Dolayısıyla bunun siyasette kullanılması bence çok isabetli oldu. Bir kesim bunu biraz yanlış anladı. Halbuki ben hemen anladım hiç yanlış anlamaya gerek yok suçlularla helalleşmekten bahsetmiyor, mağdurlarla helalleşmeden bahsediyor. 


Suçlularla hesaplaşılır. Mahkemeye çıkarılır. Sadece CHP'nin mağdur ettiği insanlardan bahsetmiyor. Tümüyle devletin CHP iktidarda olmasa bile helalleşmesinden bahsediyor. Soma'dan bahsediyor, CHP'nin bir parmağı yok orada. Roboski'den bahsediyor, CHP iktidarda değildi olay anında. Ama devletin mağdur ettiği tüm insan kesimleri ile yaralı topluluklarla helalleşelim diyor. Bunun ayakta alkışlanması lazım. 


Abdullah Ağırkan - Peki hocam sizce Türkiye'nin helalleşme sürecine ihtiyacı var mı? 


Var... Kesinlikle helalleşilmesi lazım. Burada şu var: Hesaplaşma var helalleşme var. Suçlularla hesaplaşılır. Adam suç işlemiş, eroin kaçakçılığı yapmış, adam öldürmüş, hırsızlık yolsuzluk yapmış, soymuş, mağdur etmiş. Bunlarla helalleşme olmaz bunlarla hesaplaşma olur. Bunların yolu mahkemedir. Hepsini mahkemeye sevk edersin orada hesaplarını verirler.
Ama haksızlık yaptığımız insanlar var. Her kesimin mağduru var. O mağdurlarla helalleşmesi gerekiyor ve bunu herkesin yapması gerekiyor. 

Abdullah Ağırkan - Kemal Bey, bu helalleşme meselesinden sonra iktidar çok farklı tepki verdi biliyorsunuz. Bu tepkinin sebebi neydi sizce?  


Zaten hükümet hep olumsuz tavır sergiliyor. Şu anda ben gayrıreşit  bir yönetim olduğunu söylüyorum. Bu Kuran'da geçen bir tabirdir. Firavun hakkında kullanılır. Firavun gayr-ı reşit bir yönetim kurmuştu denilir.
Akıl ve mantık dışı bir yönetim demektir. Sihirbazlara, büyücülere dayalı bir yönetim kurmuştu. Şu anda bu yönetim biraz ona benziyor, akıl dışı yani… Mesela belediye başkanlarını topal ördek yapacağız diyor. Bu olacak iş değil. Belediye başkanı hizmet ediyor, vatandaşa ekmek götürüyor, buna engel oluyorsun.Toplanan paralara el koyuyorsun. Halk ekmek bayilerinin açılmasına mani oluyor. Vatandaşa yardım gönderecek, izin vermiyor. Yardımı o yapsın istemiyor. Halkın hoşuna giden işler yapmasına mani oluyor. Topal ördek yapacağız diye zaten kendisi söylüyor. Bu akıl dışıdır. Bu vatandaşı, milleti düşünmemektir. 

Abdullah Ağırkan: Niye bu yapılıyor sizce esas olarak? 

Bunun Müslümanlıkla alakası yok, bana göre bunun muhafazakarlıkla da alakası yok. Yani ben şu anda hükümeti icraatlarını öyle Müslüman falan görmüyorum. Müslümanca icraat yok. Ama muhafazakâr da bir icraat da yok yani. Peki, ne var? Bence bir ülke için en büyük şansızlık ülke liderinin suça bulaşmış olmasıdır. Bu ülke için çok büyük bir talihsizliktir ve bunu bir an evvel durdurulması gerekiyor. Çünkü böylesi bir anda artık hizmet diye bir şey olmaz. Artık ülkenin menfaati diye bir şey düşünülemez. 
Şuan da bir suç ortaklığı koalisyon ile karşı karşıyayız. Bunlar suç ortaklarıdır ve en büyük, en sarsılmaz birlik ve suç ortaklığı birliğidir.

Abdullah Ağırkan - Kemal Bey’in genel söylemleri, halka gitme vs... Kemal Bey’in aday olma sinyalleri mi? Ya da Kemal Bey'in böyle bir hedefi mi var?  

Şimdi bu helalleşme videosu, yani evinden, çalışma odasından bilgisayar başından çekilmiş ya video… Evden kendisi olarak sesleniyor. CHP Genel Başkanı gibi gayet resmi bir sıfat ve yüzle değil de evinden halkına seslenen yaralı, dertli,şefkatli bir baba gibi... İşteo videodaki konuşma bana göre  adaylık sinyalidir. Orada bir siyasi parti lideri olmaktan tamamen çıkmıştı. 
Mesela şu söz: Türkiye'nin meselesi iktidarların değişmesi değildir. Türkiye'nin meselesi yaraların sarılmasıdır, ruhlarımız yaralanmıştır...Bizden sonraki 100 iktidar için... Bu bambaşka bir konuşma. 
Dolayısıyla bu videoyla beraber bence ben bu sinyali aldım. Yani bu aday olmaya karar vermiş ve bu videoyla bunu ilan ediyor, ismini koymadan diye düşündüm. 

Abdullah Ağırkan - Peki hocam son olarak muhalefetin helalleşme söylemi iktidarın değişim sinyali olabilir mi? Yani muhalefetin bu helalleşme, Meral Hanım’ın saha çalışmaları Kemal Bey'in videolarıyla iktidar değişme sinyali veriyor mu?

Yani evet bence veriyor ama şu şartlar olursa bu helalleşme başarılı olur. 
Şimdi altı tane muhalefet lideri Kemal Bey’in cumhurbaşkanı adaylığında yani sembolik Cumhurbaşkanı
Yani gidecek şu anki Cumhurbaşkanlığı'nı ortadan kaldıracak, kendisini sembolik hale getirecek. Sonra diğer partiler gelecek, gidecek. Daha da gelişmiş, daha da ileriye giden bir sistem olmalı.Önceki parlamenter sistem değil, şuan ki tek adam sistemi de değil. İkisinin de tecrübesini içeren üçüncü bir ileriye atılış olması gerekiyor. Bunu Kemal Kılıçdaroğlu yapabilir. Şu şartla; 6 parti lideri bunu destekleyecek. Mesela Cumhurbaşkanı adaylığını 6 lider birden yan yana durarak açıklayacaklar. Biz diyecekler Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasında değil;yanındayız, beraberiz.

whatsapp-image-2021-11-25-at-10-03-06.jpeg


Abdullah Ağırkan - Partiler aday çıkartmayacak tek bir aday olacak diyorsunuz sanrım hocam?  

Eğer benim dediğim şekilde olursa tek aday olur, ilk turda biter. Altı lider birden yanyana durursa bu bir parti işi olmaktan çıkar. Böyle bir şeye ihtiyaç var kanımca. Otursunlar anlaşsınlar değiştikten sonra hangi bakanlık kime ait olacak nasıl yöneteceğiz ne yapacağız diye anlaşsınlar, bu anlaşılamayacak bir şey değil. 


Sadece siyasi partiler değil. Kanaat önderleri, fikir adamları, sanatçılara kadar hepsi birden yekvücut halinde açıklanan adayın yanında durmalı. Bence helalleşmeden sonra bir de protokol yayınlanmalı. Yani ne yapacağım, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağım, onları madde halinde mesela 10 madde halinde kamuoyuna söz mahiyetinde yayınlamalı. Ona yeni Cumhurbaşkanlığı protokolü denebilir. Parti liderleri, kanaat önderleri de bu Protokol'ün yanındayız demeli ve ilk turda iş bitmeli.
Benim görüşüm bu yöndedir.