İsrail Ankara Büyükelçisi Irit Lillian, amaçlarını açıkladı: "Roketleri camilerden, hastanelerden atıyorlar"

İsrail Ankara Büyükelçisi Irit Lillian, amaçlarını açıkladı: "Roketleri camilerden, hastanelerden atıyorlar"

İsrail Ankara Büyükelçisi Irit Lillian, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği operasyon ile ilgili konuştu. Lillian "Amaç İsrail vatandaşlarının emniyetini sağlamak" dedi.

İsrail Ankara Büyükelçisi Irit Lillian, Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'a röportaj verdi. Yaşanan savaş durumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Lillian, Gazze'ye yönelik amaçlarının ne olduğuna dair soruya yanıt verdi. 

"BÖYLE BİR EYLEM KARARLI BİR CEVABI HAK EDİYOR"

"Biz burada fütursuz bir katliamdan bahsediyoruz. Bebekler, kadınlar, yaşlılar, toplamda 1200 kişi tek bir gün içinde hayatını kaybetti. Ötesinde sayısını bilmemekle birlikte 100'den fazla kişi kaçırıldı. Böyle bir eylem çok kararlı bir cevabı hak ediyor.

"HEDEF KÖKTEN DİNCİLER VE HAMAS'IN ASKERİ KAPASİTESİ"

Bu cevap da Filistin'in masum insanlarını hedef almıyor. Bunun hedefi kökten dinciler ve Hamas'ın askeri kapasitesi. Nihai tahlilde amaç hem İsrail vatandaşlarının emniyetini sağlamak bir yandan da bölgemizin farklı bir istikrar ve barış aşamasına kavuşmasını sağlamak."

"KENDİ VATANDAŞLARINI KALKAN OLARAK KULLANIYORLAR"

Sivil ölümleriyle ilgili sorulan soruya ise Lillian şöyle yanıt verdi:

"İsrail çok güçlü bir ülke ve çok korkunç olayları bile kontrol altına alabilecek bir ülke ve burada İsrail saldırıları arasında Gazze'de yapılan saldırılar masum sivilleri hedef almıyor. Masum sivillerin de zarar görmesi son derece istenmeyen çok üzücü bir şey. Ben de bir anneyim ve canı yanan her çocuk için göz yaşı döküyorum. İsrailli ya da Filistinli olsun. Teröristler onları kendilerine kalkan kullanıyorlar. İsrail'e 5000 roket atıldı geçtiğimiz 4 günde. Bu roketleri hastanelerden, camilerden, anaokullarından atıyorlar. Kendi vatandaşlarını da insan kalkanı olarak kullanıyorlar. İsrail aslında vatandaşların evlerini terk etmelerini istiyorlar."

"TÜRKİYE DE İSRAİL GİBİ TERÖRÜN ACI TADINI ALMIŞ ÜLKELERDEN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'e yönelik devlet gibi davranmadığına ilişkin eleştirileri hatırlatılan Büyükelçi bu ifadelere ise, "İsrail bir devlet olarak vatandaşlarını korumak için elinden geleni yapıyor. Türkiye de İsrail gibi terörün acı tadını almış ülkelerden. İsrail de eğer ihtiyaç olursa bu hedeflere bu karargahlara ve terörist organizasyonların militan merkezlerine saldıracaktır. İsrail elinden geleni yapıyor, uluslararası hukuka uymak için kontrol ettiği bölgelerde. 2005 yılından beri Gazze'de İsrail mevcudiyeti yok. Bu bölge Gazze halkına kendi kendine yönetmek için bir devlet için verildi. Kendi bölgelerindeki insanlara iyi olması için verildi ama onlar tüm alt yapıyı, parayı, onlara akıtılan parayı alıp bunu bir terörist faaliyet merkezine çevirmeyi tercih ettiler." diyerek yanıt verdi.

"SAVAŞ ESNASINDAKİ DEVLET ADAMLARI OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ"

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan Hamas'a yönelik yapılan 'insansı hayvanlar' sözleri de Büyükelçi'ye soruldu. Yanıt şu oldu: 

"Devlet adamları savaşta, savaş esnasındaki devlet adamları olarak değerlendirilmeli. İsrail, Gazze'deki masumların acı çekmesini istemiyor ama bu oluyor. Uluslararası hukukta savaş kuralları var. İsrail de en iyisini yapıyor. Liderler bazen çok radikal bir konuşma ülsubunu benimseyebiliyorlar ancak İsrail uluslararası hukuka uymakta."

"İSRAİL FOSFOR BOMBASI KULLANMIYOR"

Lillian bölgede fosfor bombası kullanıldığına ilişkin haberlerin yalan olduğunu ifade ederek, "İsrail fosfor bombası kullanmıyor." dedi.

HAMAS'IN ELİNDEKİ REHİNELER

"Hamas'ın zulmüne bakacak olursak masum insanlara dair birçok olay görüyoruz. Sayıları açıklamıyorlar ne kadar kaçırdıklarına dair. 100'den fazla kişi olduğunu düşünüyoruz. Bu arada çok ciddi sayıda rehine de farklı ülkelerin rehinesi. 36 farklı ülkenin sivil vatandaşı şu an kayıp ya da ölü. Bu süre şu anda sayıyı bilmiyoruz kaçının sivil olduğunu, bebeklerin kayıp olduğunu biliyoruz. Bebekler ebeveynleri önünde öldürüldü ya da kaçırıldı. Büyük bir parti için gelen masum insanlar, hayatı kutlamak, eğlenmek isteyen yüzlercesi kayıp. Kaçırıldılar mı öldüler mi bilmiyoruz."

"GAZZE'DE KALMAK GİBİ BİR NİYETİMİZ YOK"

Lillian, İsrail'in Gazze'yi boşaltma çağrısına ilişkin şunları söyledi:

"Bizim Gazze'yi ele geçirmek gibi niyetimiz yok. Gazze'de kalmak gibi niyetimiz yok. 2005'teki gibi Gazze'yi kendi halkına verdik ve bakın o zamandan beri ne oldu? Oradaki insanlar hiçbir yere gitmiyor. Sadece tamamen bütün terörist hücreleri ortadan kaldırılmalılar. Bu savaşın temel amacı Hamas'ın kapasitesini ortadan kaldırmak. Bu herkesin yararına olacak ve şu gerçeği de vurgulamam lazım. Bu saldırıdan evvel süregelen konuşmalar vardı. Gazze halkının İsrail'de çalışmasına yönelik daha fazla para kazanmasına ilişkin. Bunların hepsi bir günde yerle yeksan oldu."

"1930'LARA DA GİDEBİLİRİZ"

İsrail'in Filistin'i işgaline ilişkin Mehmet Akif Ersoy'un sorusuna ise Büyükelçi şu yanıtı verdi:

"1930'lara da gidebiliriz. Arapların İsrail katliamlarına da gidebiliriz. Şu an farklı bir gerçeklik var. İran şu an İsrail'in yok olmasını istiyor. İsrail'in bu saldırı ile hiçbir ilgisi yok. Bu saldırı tek bir amaca yönelikti. Öte yandan İsrail barış müzakereleri yaptı Filistinlilerle hiçbir sonuç vermedi. Verim alınamadı. İsrail'in Filistinlileri barışa çağırması iki taraflı bir şekilde çağırmasında hiçbir sonuç alınamadı. Biz hep politikaları suçluyoruz ama verilere bakalım. İsrail barış istiyor. Diğer taraf ise çok çok fazla yatırım yapmakta terörist faaliyetlere. Bunların adına direniş deniyor ama çok kötü görünüyor." 

1967 SINIRLARI

1967 sınırlarına ve o sınırlar çerçevesindeki bir çözüme inanıp inanılmadığı sorulan elçi şöyle devam etti:

"1967 sınırı kutsal bir sınır değil. Üzerinde mutabık kalınmış bir sınırdı. Tartışmalar 990'ların başlarında iki taraf arasında yapılan görüşmelerde sınırı değiştirmekten de bahsedildi. Bunlar eğer bir adil, açık yürekli diyalog olursa iki taraf arasında bu noktalara gelinebilir. Maalesef böyle bir diyalog uzun süredir yok. Şu an biz savaştayken bu ufku görmek çok zor. Barışı görmek çok zor. Ama ben iyimser biriyim bu noktaya ulaşacağımıza inanıyorum bir gün.

"ONLAR İSRAİLLİLERİN EVİYDİ"

İsrail birden çok sefer barışa ulaşmak için yerleşimlerden vazgeçeceğini söyledi. Kendi evlerini bırakmaya razıydı. Mısırla yapılan anlaşmada da söyledik. Gazze şeridinden binlerce kişi boşaltıldı. Başka yerlerde yaşamaya başladılar. Bunun sonucunu hiçbir zaman göremedik. 

Evet çünkü onlar İsraillilerin eviydi. Filistinlilerin evi olup da İsrailliler tarafından alınmış evler değildi. Oradaki insanların iki eliyle inşa ettikleri evdi. Bahçeleri vardı. Barışçıl şekilde orada yaşamak için yerleşmişlerdi. Mutlu da olmadılar. Burada insanların yerleştiği araziler ya devlet arazisiydi ya da başka kimsenin yaşamadığı yerlerdi. İsrail birden fazla sefer bunun barışa engel olmadığını gösterdi. Terörizm barışa bir engeldir."

"İŞGAL OLARAK GÖRMÜYORUM YERLEŞİMLER OLARAK GÖRÜYORUM"

"İşgal kelimesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Sahada belli bir durum var. Mevcut durumun sebebi geleceğe engel teşkil etmemeli. İşgal olarak görmüyorum. İsrail bu alanın bir kısmını kontrol ediyor. Bu toprağın çok büyük kısmı büyük düzenlemelerle Filistinlilere verilmişti. Biz bazı bölgelerden bahsediyoruz. Özellikle batı şeridinde. Ben bunları yerleşimler olarak görüyorum."