
İşte haftanın "yalan" haberleri! İletişim Başkanlığı, Dezenformasyon Bülteni'ni yayımladı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından haftanın "yalan" olarak değerlendirilen Dezenformasyon Bülteni yayımlandı.
İletişim Başkanlığı 28 Kasım - 4 Aralık tarihlerini içeren ve "yalan" olarak değerlendirilen haberlerini paylaştı.
İŞTE HAFTANIN YALAN HABERLERİ
- “Türkiye Yabancı Büyükelçilikleri Güvenlik Tehditlerine Karşı Uyardı” İddiası
- “Türkiye’nin, Suriye’nin Kuzeyine Olası Harekatı DEAŞ’ı Güçlendirir” İddiası
- “Basınçlı Hava Kompresörü İhalesi Şartnamesine ‘Yunan Malı Şartı’ Konuldu” İddiası
- “Tekke ve Zaviye Öğrencileri Sokağa Taştı” İddiası
- Doktora Saldıran Şahıs Suriye Uyruklu” İddiası
- TOKİ Başvuru Ücretine İlişkin İddialar
- “YSK’nın Raporunda Suriyeli Seçmen Sayısının 466 Bin 105 Olduğu Belirlendi” İddiası
“Türkiye Yabancı Büyükelçilikleri Güvenlik Tehditlerine Karşı Uyardı” İddiası
Londra merkezli haber ajansı Reuters, Türkiye ile ilgili, “isimsiz” kaynaklı yalan haberlerine bir yenisini eklemiştir.
Reuters’in abonelerine servis ettiği bir haberde, “Üç Batı Avrupa büyükelçiliği ve bir büyük uluslararası kuruluş, Türk makamları tarafından olası güvenlik tehditlerine karşı uyarıldığını ve konunun hassasiyeti nedeniyle isim verilmemesini istediklerini söyledi” ifadeleri yer almıştır. Türkiye’deki büyükelçiliklerin güvenlik tehditlerine karşı uyarıldığı yönündeki iddialar, asılsız iddialardır.
Türkiye Cumhuriyeti ilgili kurumlarından, yabancı büyükelçiliklere ve kuruluşlara gönderilmiş herhangi bir uyarı mesajı söz konusu değildir.
“Türkiye’nin, Suriye’nin Kuzeyine Olası Harekatı DEAŞ’ı Güçlendirir” İddiası
ABD merkezli Foreign Policy dergisinde yayımlanan bir makalede, terör örgütü PKK/YPG ele başlarının açıklamaları dayanak gösterilerek, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine karşı düzenleyeceği olası bir harekatın DEAŞ ile mücadeleyi zayıflatacağı iddia edilmiştir.
Yıllardır DEAŞ ile mücadele bahanesi ile terör örgütü PKK/ YPG’nin bölgede palazlanmasını sağlayan Batılı güçlerin, yine aynı bahane ile örgütü korumaya çalıştığı görülmektedir.
Sözde örgüt yöneticilerinin terör koridoru oluşturmaya yönelik söylemlerine yer veren Foreign Policy’nin, Türkiye’nin sınır ötesi harekatının DEAŞ’a fayda sağlayacağı iddiası doğru değildir.
Türkiye, terörle mücadele alanında örgüt ismi ayırmaksızın kararlılıkla mücadele vermektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyonlarında, 4 bin 500’ün üzerinde DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilmiştir.
“Türkiye’nin, Suriye’nin Kuzeyine Olası Harekatı DEAŞ’ı Güçlendirir” İddiası
Sınır güvenliğini sağlamak, DEAŞ’ın ülkeye yönelik terör saldırılarını önlemek, yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine dönüşleri ile bölgede huzur ve güven içinde yaşamlarını sağlamak için 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı düzenlenmiştir. 216 gün süren ve 29 Mart 2017’de biten Fırat Kalkanı Harekatında 71 Türk askeri şehit olmuştur.
Harekat kapsamında, Cerablus, Çobanbey, Dabık, Kabasin ve Bab gibi yerleşim yerleri terör örgütü DEAŞ’tan arındırılmıştır. 2 bin 647’si ölü olmak üzere 3 bin 60 DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Cerablus ve diğer bölgelere binlerce Suriyeli dönüş yapmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetlerince hudutlarda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmak üzere 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı Harekatı başlatılmıştır. Bu operasyonla birlikte etkisiz hale getirilen DEAŞ’lı terörist sayısı 4 bin 500 olmuştur.
Yurt içindeki operasyonlarda binlerce örgüt üyesi tutuklanmış, güvenlik güçleri örgüte başarılı operasyonlarla diz çöktürmüştür. 2019’da gözaltına alınan 2 bin 843 şahıstan 840’ı, 2020’de gözaltına alınan 2 bin 121 şahıstan 491’i, 2021’de gözaltına alınan bin 705 şahıstan 338’i, bu yıl 05 Aralık itibarıyla gözaltına alınan bin 603 şüpheliden 343’ü tutuklanmıştır. Çok sayıda DEAŞ üyesi ise yargılandıkları davalarda hapis cezasına çarptırılmıştır.
Terör örgütü DEAŞ’a karşı dünyada en etkili şekilde mücadele eden Türkiye, bu terör örgütüyle iltisakı ve irtibatı belirlenen 23 derneği kapatırken örgütün sosyal medya aracılığı ile propagandasının yapılmasını önlemek amacıyla 2 bin 564 sosyal medya hesabına yönelik işlem yapılmıştır.
Bu dönem içerisinde 5 bin 624’ü yabancı uyruklu olmak üzere toplam 8 bin 272 şahsı gözaltına alan Türkiye, bunlardan bin 356’sı yabancı uyruklu 2 bin 12 kişiyi tutuklamıştır. 21.11.2022 tarihi itibarıyla Türkiye’ye giriş yapmaya çalışan 48 bin kişi, risk analiz birimlerince kontrol edilirken bunlardan 13 bin 723’ü sınır dışı edilmiştir. 27.10.2022 tarihi itibarıyla çatışma bölgelerine gitmeye çalışan 102 ülkeden 9 bin 153 kişiye yönelik sınır dışı kararı uygulanmış, 151 ülkeden 110 bin 282 kişiye giriş yasağı konulmuştur. Bunların yanı sıra 2022 yılında 18’i canlı bomba olmak üzere 19 eylem engellenmiştir.
“Basınçlı Hava Kompresörü İhalesi Şartnamesine ‘Yunan Malı Şartı’ Konuldu” İddiası
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığında SAT komandolarının kullanacağı 8 adet yüksek basınçlı hava kompresörü için açılan ihalenin şartnamesine ‘Yunanistan yapımı’ şartı konuldu” iddiası, doğru değildir.
Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Sualtı Arama Kurtarma Timleri (SAK) için 8 adet Yüksek Basınçlı Elektrikli Solunabilir Hava Kompresörüne ihtiyaç duyulmuş, alım için gerekli teknik kapasiteye sahip toplam beş firma ile görüşülmüştür.
Görüşülen firmalardan üçü teklif vermek istemiştir. Alım, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 3/b maddesine istinaden çıkarılan 758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına göre 13/1- a maddesi açık ihale usulüyle 08 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilecektir.
“Yerli ve Milli Olmak Nerede Kaldı? Yunan Malı Alma Şartı!” iddialarının aksine, İhalede yerli malı teklif edenlere yüzde 15 fiyat avantajı uygulanacaktır. Böylelikle yerli malı üreten yerli ve milli firmalar desteklenmektedir.
“Tekke ve Zaviye Öğrencileri Sokağa Taştı” İddiası
Bir televizyon kanalında yayınlanan bazı görüntüler, “Tekke ve zaviyeler 97 yıl sonra fiilen serbest. Öğrencileri de sokaklara böyle taşıyor” iddiasıyla servis edilmiştir.
Yeniymiş gibi servis edilen görüntülerin, 2018 yılına ait olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca görüntüler iddia edildiği gibi İstanbul’da değil, Rize’de çekilmiştir. İddiaya konu görüntülerdeki öğrenciler “Tekke ve zaviyelerden taşan öğrenciler” değil, Rize Müftülüğü 3. İl Genel Hafızlık İcazet Merasimi yürüyüşüne katılan öğrencilerdir.
“Doktora Saldıran Şahıs Suriye Uyruklu” İddiası
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan doktora saldırı olayıyla ilgili, “Saldırgan Suriye uyruklu” iddiaları doğru değildir. Doktora saldıran M.A.K’nin, Türk vatandaşı olduğu tespit edilmiştir.
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne muayene için gelen A.K. ve eşi M.A.K. ile asistan doktor M.F.B. arasında tartışma çıkmış, tartışmanın büyümesi üzerine M.A.K. doktora yumrukla saldırmıştır. Saldırı sonucu maalesef doktor M.F.B.’nin burnu kırılmıştır.
Doktor M.F.B. saldırı sonrası acil serviste tedaviye alınırken hastaneye gelen polis ekipleri M.A.K.’yi gözaltına almıştır. Olayda ismi geçen şahısların, iddia edildiği gibi Suriyeli değil, Türk vatandaşı olduğu belirlenmiştir.
TOKİ Başvuru Ücretine İlişkin İddialar
Sosyal Konut Projesi kapsamında, Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) başvurusu geçerli sayılan 5.1 milyon kişinin ödediği 500 TL’lik başvuru ücretiyle ilgili manipülatif paylaşımlar tespit edilmiştir.
Kurada hak sahibi olmayan vatandaşların yaptığı başvuru ödemesi, herhangi bir yere aktarılmayacaktır.
‘250 Bin Sosyal Konut Projesi Başvuru Bilgilendirme Formu’nda da belirtildiği gibi kurada hak sahibi olamayanlar başvuru bedellerini, kura çekiliş tarihinden itibaren beş iş günü sonrasında başvuru yapılan bankanın yetkili şubeleri ve ATM’lerinden geri alabilecektir.
“YSK’nın Raporunda Suriyeli Seçmen Sayısının 466 Bin 105 Olduğu Belirlendi” İddiası
Bazı basın yayın organlarında yer alan “YSK’ya ait seçmen kütüğüne ilişkin raporlarda, Suriyeli seçmen sayısının 466 bin 105 olduğu belirlendi” iddiası doğru değildir. Haberlerde yer alan ve sosyal medyada paylaşılan iddiaların dayandığı bir rapor bulunmamaktadır.
Yüksek Seçim Kurulu, iddia edildiği gibi bir rapor hazırlamamıştır. YSK’nın seçmenleri doğum yerine göre kategorilendirdiği bir çalışması da bulunmamaktadır.