
Kadir Topbaş'a şok: Tutuklama kararı
TUSKON iddianamesi kabul edildi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'ya tutuklama kararı çıktı.
FETÖ'nün iş adamlarına yönelik soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı hakkında, iddianameyi kabul eden İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Mahkeme kararında, Kavurmacı'nın cezaevinde kaldığı süre içinde Silivri Devlet Hastanesi'nin verdiği "Cezaevi koşullarında hayatını yalnız idame ettirir" raporunu gerekçe gösterdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ'nün iş dünyası yapılanmasına ilişkin aralarında Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın da bulunduğu TUSKON üye ve yöneticilerine yönelik 86 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmıştı. İddianamenin onaylandığı gün, Ömer Faruk Kavurmacı, sağlık sorunları gerekçesiyle sulh ceza hakimliği tarafından tahliye edilmişti. İddianamenin gönderildiği İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, incelemeye aldığı iddianameyi eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle savcılığa iade etmişti. Eksikliklerin giderilmesinden sonra iddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, Ömer Faruk Kavurmacı'nın yeniden tutuklanmasına karar verdi.
SİLİVRİ DEVLET HASTANESİ'NİN VERDİĞİ RAPOR GEREKÇE GÖSTERİLDİ
23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında; "Sanığın Silivri Cezaevinde bulunduğu süre içinde Silivri Devlet Hastanesi'nden alınan 21 Mart tarihli raporda, Hapis cezasının infazı veya tutuklu tutuklu kalması mahkumun hayatı için kesin bir tehlike arz etmediğini, ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettirebileceğine, hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu hallerin olmadığına karar verildiği..." belirtildi.
TAHLİYESİNE GEREKÇE HASTALIĞIN DAHA ÖNCEDEN VARMIŞ...
Kavurmacı'nın tahliye kararına gerekçe tutulan Acıbadem Hastanesi'nin 18 Nisan tarihli raporun ise iç hastalıkları uzmanının görüş içerir yazısı olduğu ve belirtilen sağlık sorunlarının bu tarihten önce gerçekleşen ve sanığın tedavi gördüğü rahatsızlıklara ilişkin bulunduğu vurgulandı. Bu nedenlerden dolayı Kavurmacı'nın tutuklanmasına yönelik yakalanmasına karar verildiği belirtildi.
İddianameden
TUSKON ve üye şirketlerine yönelik yürütülen 'FETÖ' soruşturması sonucunda hazırlanan iddianamede Fethullah Gülen, TUSKON Başkanı Rızanur Meral ve TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay’ın 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Gizli tanığın ifadesine yer verilen iddianamede, örgüt üyelerinin ekmeklerde "büyü olduğu" için Halk Ekmek’ten asla ekmek almadıkları belirtilmişti.
İddianamede, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü’nün de bulunduğu diğer 83 iş insanının ise örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmaları istenmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 120 sayfalık iddianamede, İsa Akalın ve Emre Er adlı kişiler "ihbar eden" sıfatıyla yer aldı. İddianamede 1 numaralı şüpheli olarak Fethullah Gülen gösterildi. İddianamede firari şüphelilerden Fetullah Gülen, TUSKON Başkanı Rızanur Meral ve TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay’n "anayasayı ihlal", "TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Silahlı terör rögütü kurmak veya yönetmek" ve "Özel belgede sahtecilik" suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıldan 25 yıl 6’şar aya kadar hapisleri istendi.
Asla THY uçaklarına binmiyorlardı
Gizli tanığın ifadesine yer verilen iddianamede, örgüt üyelerinin ekmeklerde büyü olduğu için Halk Ekmek’ten asla ekmek almadıklarını ve fişlenecekleri korkusuyla uçuşlarda Türk Hava Yolları’nı kullanmadıkları belirtildi.
Gizli tanık ifadelerinin de yer aldığı iddianamede bir ifade dikkat çekti. Savcılık tarafından ifadesi alınan gizli tanık Boran örgüte ilişkin çarpıcı bilgiler paylaşarak, "FETÖ/PDY örgütü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Amerika’dan örgüt liderinden aldığı talimatla darbe girişiminin bir senaryodan ibaret olduğu ve cemaatin bu olaylarda dahli olmadığı algısını oluşturmak için büyük çaba sarf etmektedir" ifadelerini kullandı.
"Halk ekmeğinde büyü var diye yemiyorlar"
Örgütün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra irtibat ve faaliyetlerini akıllı telefonların "Facetime" programıyla gerçekleştirdiğini anlatan gizli tanık, "Uçuşlarda THY’yi fişleneceklerini düşündükleri için kesinlikle kullanmıyorlar. İstanbul Halk Ekmeğin ürettiği ekmeği almazlar. Bu ürünlerde büyü olduğu algısı vardır" dedi.
İddianamede aralarında Ömer Faruk Kavurmacı, Ahmet Tuzlu, Cahit Durmaz, Faruk Güllü, İsmail Hakkı Kısacık, Mehmet Fatih Baltacı, Murad Abdurrahman Baltacı, Murat Atakan Kayalar, Mustafa Şevki Kavurmacı, Rana Tezcan Açıkgöz, Harun Akca, Mehmet Zenginer, Salih Zeki Azak, Semih Sadır, Tolga Güven, Yüksel Nalbant ve Süleyman Düzgün’ün de bulunduğu diğer 83 iş insanının "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Şüphelilerden Ramazan Erdem, Serkan Ercan ve Süleyman Tari'nin örgüt üyeliği suçunun yanında “özel belgede sahtecilik” suçundan 1’er yıldan 3’er yıla kadar hapisleri istendi.