Kani Beko Yurt Gazetesi'ne konuştu: "AKP iktidarı hukuksuzlukların, ekonomik çöküşün faturasını ağır ödeyecek!"

Kani Beko Yurt Gazetesi'ne konuştu: "AKP iktidarı hukuksuzlukların, ekonomik çöküşün faturasını ağır ödeyecek!"

Yurt Gazetesi Yazarı ve İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ile ülke gündemine dair konuştu.

Yurt Gazetesi Yazarı ve İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan, CHP İzmir Milletvekili  Kani Beko ile ülke gündemine dair konuştu.

Türkiye son süreçte ciddi bir çıkmazda izlenimi veriyor her açıdan ne dersiniz?
 
Doğrudur... Özellikle halkın büyük kesimi işsizlikle boğuşurken mülteci sorunu mevcut ekonomik kriz de hem devlet hem halk açısından büyük yük oluşturmakta. Suriyeli mültecilerden sonra Afgan göçmenlerin gözle görülür bir biçimde İran emniyet kuvvetlerinin oluşturduğu alandan Türkiye’ye  hızlıca geçmeleri, sınırdan engelle karşılaşmadan kayıt dışı bir biçimde ve denetimsiz kamyon ve bunun gibi araçlarla ülkenin ortasına kadar getirilip serbestçe ülkeye  yayılmaları  toplumun ve ülkenin ileride daha büyük bir çıkmaza gireceğini göstermektedir. Pandeminin getirdiği hem psikolojik hem maddi büyük sorunlarla boğuşuyoruz halk olarak ama iktidarın açıklamaları her şey güllük gülistanlık, ekonomik açıdan büyüyen bir ülke imajı yaratılmaya çalışılıyor. Aslında battık, ülke olarak battık. AKP iktidarı hukuksuzlukların, ekonomik çöküşün, doğal felaketleri yönetemeyişinin kısacası halkın yanında duramayaşının faturasını ağır ödeyecek. 

whatsapp-image-2021-08-27-at-17-37-42.jpeg
 
Mülteci sorunu genel bir çıkmaza dönüşüyor olabilir mi?
 
Kesinlikle dönüşmekte. Ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan AKP hükümetinin gerek AB için koz olarak kullandığı (eğer para göndermezseniz mültecileri salarım tehdidi) gerekse kendi yandaşı olan şirketler için oluşturduğu köle pazarı arayışı bunun göstergesidir. Bunun yanı sıra toplumsal açıdan mültecilerin entegrasyonu sağlanamadığı için mevcut vatandaşla mülteciler arasındaki geçen günlerde ve geçmişte yaşadığımız kaos ve çatışma ortamı durumun çıkmazda olduğunu göstermekte. Ayrıca ülke vatandaşı için oluşan işsizlik ortamı gençleri umutsuzluğa sürüklenmekte imkanı olanlar yurtdışına giderek beyin göçüne neden olmaktadır. Burada mühendis olarak çalışması gereken bir gencin gerek işsizlikten gerekse işi olsa bile aldığı maaşın yetersizliği ve ekonomik krizden dolayı çareyi yurtdışında araması beyin göçüne neden olmaktadır. Zira burada asgari ücretten bir tık üstte maaş alan bir mühendis AB ülkelerinin herhangi birisinde hizmet sektöründe (garsonluk, kasiyerlik) daha cazip bulacak hale gelmiştir.
 
Emek sömürüsü çok kullanılıyor göçmenler noktasında ne dersiniz?
 
Kesinlikle... Zira Suriyeli mülteciler meselesinden beri sırf ucuz işgücü, sigortasız ve kayıt dışı çalıştırma gibi işveren kesim için adeta avantaj gibi görünen durum. Hükümetin yandaşı olan firmalar ve şirketler “1 tane vatandaş çalıştıracağıma 3 tane mülteci çalıştırırım daha çok kazanırım vergi ve sigorta gideri ödemem” diye düşünüyor. Bu işverenlerin yüzünden vatandaşlar hükümetin neden olduğu mevcut ekonomik kriz ortamında işsiz kalmakta ve mültecilere karşı psikolojik olarak bilenmekte bunun yanı sıra mülteciler de ucuz işgücü ile sömürülmektedir. Sonuç olarak mülteciler AKP ve destekçisi şirketler tarafından adeta ucuz işçi yani kaba tabirle “köle” olarak görülmektedir.
 
Memur zamları konuşuluyor ve diğer kesimlerin ekonomik sorunları gündemde malumunuz nasıl bir süreç yaşanıyor emek dünyasında?
 
Sarı sendikanın –yandaş- egemen olduğu ülkemizde işçi sınıfının ezildiği gibi memur sınıfının da mevcut enflasyon oranlarında (gerçek hissedilen enflasyon) aldıkları zamlar yetersiz kalmaktadır. Zira Türk Lirası değer kaybı yaşadığı için (bazılarının iddia ettiği gibi döviz yükselmiyor Türk Lirası değer kaybediyor) alınan zamlar ne yazık ki yetersiz olmaktadır. TÜİK vb. kurumların iddia ettikleri enflasyon oranları hissedilen enflasyonun yanından dahi geçmemektedir. Zira çarşıya pazara giden gerek işçi gerek memur gerekse diğer hizmet sektöründeki vatandaşlar durumun gayet farkındadırlar.
Bunun yanı sıra “Covid-19” salgınının meydana getirdiği ek kriz mevcut ekonomik krizin tuzu biberi oldu. İşçileri sudan yere işten çıkaran işverenler, maaşı ödenmeyen hatta sigortası yatmayan işçiler büyüyen sorun sarmalında çıkmaza girmiş durumdadırlar. Özetle süreç ekonomik kriz ve artan enflasyonla büyük bir sorun yumağına dönüşmektedir. 
 
Son olarak Türkiye nasıl bir sürece doğru eviriliyor sizce?

"Toplumun birbirine düşmesi için tüm senaryolar kurgulanıyor"
 
Eğer mülteci göç dalgası sınırsızca ve kontrolsüzce ilerler ise AKP’nin mevcut yanlış ekonomik yönetimi ve mülteci göçündeki denetimsizliği sonucunda ilk olarak işsiz olan bunun sonucunda ekonomik çıkmazda olan halk mültecileri hedef olarak görecektir. Diğer taraftan denetimsiz göç nedeni ile oluşan mülteci topluluğu entegre edilemediği için yaşadığı toplumda yabancılaşacak hatta daha da sivrilip göze batacaktır. Bunun sonucunda da toplumsal patlamalara neden olacaktır. Ayrıca mültecilerin ekonomik yükü devlet hazinesini zora sokacak ve bu da ekonomik krizin katlanarak çığ gibi büyümesine neden olacaktır. Yani büyük bir kaos ortamı yaratılmak isteniyor yine. Toplumun birbirine düşmesi için tüm senaryolar kurgulanıyor. Herkesin sağduyulu ve sakin olması gerekiyor bu şartlarda, oyun ortada, bunun farkında olmalıyız.

whatsapp-image-2021-08-27-at-17-14-57.jpeg