Kılıçdaroğlu tavrını ortaya koydu! "Haram yiyen hiç kimse CHP'ye oy vermesin!"

Kılıçdaroğlu tavrını ortaya koydu! "Haram yiyen hiç kimse CHP'ye oy vermesin!"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

 

ekran-goruntusu-2021-06-15-135353.png

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

Adaleti sağlayacağız. Yürüyüşü düşünürken hep duygulanırım .Demek ki adalet duygusu bu kadar güçlü toplumun vicdanında. Beraber yürüdük. Kainat adına yürüdük. 

İki su getirdim. Biri Ergene Nehri'nden içilecek su, diğeri bizim kirlettiğimiz su. Kim bu hale getirdi? Doğanın da adaleti var. Ergene'nin suyu içilecek halde diye toplantı yapıyorlar. Buyrun için. 

 

Dün çekilen fotoğraf. Bu halde. Eskiden bu suda balıklar vardı, insanlar çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi?

Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olanlar toplumun vicdanıdır. 

İnançlıysanız neden peygamberimizin söylediği gibi "Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır." demiyorsunuz. Hz. Ali, "Devletin dini adalettir." diyor.

Ergene Havzası 53 belediyenin havzasını kapsıyor. Fotoğraflar acı. Cezalar yetersiz, ağır cezalar getirin ki nehir kirlenmesin diye öneri getiriliyor. Gelmedi. Niçin? Yürütme organı TBMM'yi dinlemiyor ki. 

 

Kimyasal arıtma yapılması istemiyor. Yapılmıyor. Yürütme organı kim Erdoğan. Tekirdağ'a gittiğinde ise dünyanın en büyük yalanını söylüyor: "İçilecek su."

Bu suda yüzen balıkların, sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Adalet diyoruz güzel de gereğini yapmıyoruz. 

Marmara'da önce toplu balık ölümleri oldu. İki gün gazeteler yazdı, unutuldu. Arkasında kırmızıya büründü. Arkasından yeşile döndü. Gazetelerde gördük, unutuldu gitti. Deniz anası. Unuttuk gitti. Marmara Denizi'nde 124 tür balık vardı. Kalmadı. Marmara Denizi'ni çökertme havuzu gibi gördüler. Bütün kirlilikler buraya aktı. Doğayı seviyorlarsa deşarjı durdurmaları lazım. 

Gelecek nesillere güzel bir Türkiye, güzel bir dünya bırakmak zorundayız. Onların da ağacı görme hakkı var. 

Şimdi daha çok yeşil alan nasıl yaratırız diye mücadele ediyoruz, engeller çıkartılıyor. 

Didim Belediye Başkanı'na saldırıldı. Didim'de yapılan kuleler var. Didim Belediye başkanımız Didim'e ihanet edilmesini istemiyor. Yıkacağız diyor. Önce Sabah gazetesi, nasıl sabahsa, bir de Takvim, CNN Türk, bir sürü yayını var. Hepsi devletten basleniyor. Sen gazetecisin. İftira atıyorlar. Didim Belediye Başkanı tutuklandı diyorlar. Tutuklama yok. Savcıyı tahrik ediyorlar tutuklansın diye. Gazete özür diledi mi? Dilemedi. Özür dilemek için ahlak gerek.

Belediye başkanımız direndi. İhale açtı. Kimse korkudan girmedi. Parasını vereceğiz ve dün akşam saldırıya uğradı. 

Belediye başkanımızın sağlığı yerinde kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kendisine teşekkür ederiz. 

Onlar bizim üzerimize mafyalarıyla gelebilirler. Sanıyorlar ki CHP'lilere geri adım attırabiliriz. Sizin feriştahınız gelse bize geri adım attıramaz. 

Birilerinden para alıp saldırıyorsunuz. Onlar kendi vicdan ve beyinlerini paraya tercih etmiş insanlardır. Onlarda adalet duygusu da yoktur. Ruhsatı olmayan binaların katlarını yıkacağız.

Yer altı dünyasına teslim olmak ayrı, yasanın yanında vatandaş için mücadele etmek ayrıdır. 19 yıldır iktidardalar. 19 yıldır önlerine hiçbir engel çıkmadı. Parlamentoda çoğunluktalar. Adaleti, liyakati bitirdiler mi, bitirdiler.

Bunlar o kadar ileri gittiler ki, yerel seçimlerde 'Sakın CHP'ye oy vermeyin, CHP gelirse yardımlar kesilir'. 'Mansur Yavaş kazanırsa faturaları bölücü terör örgütü mensupları yazacak' dediler. Bunların ahlakı var mı, yalancıdan devlet yöneticisi olur mu? İstanbul seçimlerini iptal ettiler. Aynı zarfın içinde 4 pusula var, '1'i sahte 3'ü doğru'.

Sahtekarlığa bakın, insanın biraz yüzü kızarır. Bunların yüzünün derisinin kalınlığı ne kadar acaba? İnsan bir ar damarı olur. YSK aracılığıyla yaptılar, 1'i hariç hiçbiri hakim değil. Sarayın uşaklığını yapan hakim olamaz. Onlar da tazminat davası açmışlar ağababaları gibi. Sanıyorlar ki tazminat davası açınca Kılıçdaroğlu konuşmayacak.

İçeride aslan kesiliyor. Kükrüyor, bu can bu tende kaldığı sürece papazı alamazsın. Bir telefon geliyor, papazı teslim ediyor. Cumhuriyet tarihinde böyle bir rezalet gördünüz mü? Adalet bunun neresinde?

Biz yeniden "Yurtta barış, dünyada barış" politikasına döneceğiz. Bölgemize barışı getireceğiz, inancı kimliği ne olursa olsun herkesi baş tacı yapacağız. İki kırmızı çizgimiz var: Bayrağımız ve vatanımız. Bayrağımız ve vatanımızla sorunu olmayan herkesle kucaklaşmaya hazırız. 

 

Milyonlar işsizken, asgari ücretle çalışırken, Saray beslemeleri 4-5 yerden maaş alıyorlarsa; AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim sizin vicdanınız kabul ediyor mu? Bu adalet midir, ahlak mıdır, hak mıdır, hukuk mudur? Kul hakkı yiyen hiç kimse CHP'ye oy vermesin.

Milli iradeye ihanet ettiler. Seçimle gelenler Türkiye'yi temsil ederler. Cumhurbaşkanı bir yere gittiği zaman, TBMM Başkanı temsil ederdi. Şimdi atamayla gelen birisi temsil ediyor. Bu milli iradeye ihanettir. Ne oldu da milli iradeye ihanet eder noktaya gelindi? TBMM Başkanı Türkiye'yi temsil etmekten alıkonuldu?

Kibirli davranmayı devlet politikası haline getirdiler. TBMM'nin kabul ettiği kanunları hiç uygulamadılar, Anayasa'yı da uygulamadılar. Referandumda milletin kabul ettiği Anayasa'yı uygulamıyor.

Anayasayı uygulamadırlar. Kibre bakın, 600 milletvekilinin koyduğu yasaları, referandumda milletin kabul ettiği Anayasa'yı uygulamayacağım diyorlar. 

Devlette liyakatı bozduğunuzda, yapacağınız yolsuzluklara zemin hazırlarsınız. Nerede bu adalet? Nasıl ulaşacağız bu adalete? Adaletsizliğin, yolsuzluğun daniskasını yazıyorlar.

Liyakatı yok ettiler. Bir kişi düşünün karısı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı. Kendisi arkeolog Merkez Bankası üyeliğine seçiliyor. Ne işi var, kazı mı yapacak Merkez Bankası'nda? 128 milyar doları mı arayacak? Kim seni atıyor oraya? İşi ehline vermiyorsunuz.

10 bin engelli kadrosu boş. Engelliler dışarıda işsiz. Ne adına, kimin adına almıyorsun? İşsiz mi işsiz... Aç sınavı kardeşim gelsinler.

Haramzadeler devleti ele geçirmişse onlar için vatan ve bayrağın hiçbir önemi yoktur.

Ülkücü kardeşim, MHP'ye, AK Parti'ye oy veren kardeşim sana sesleniyorum: Rüşvetçinin büyükelçi tayin ettiği bir devlet göster bana. Tek örneği var Türkiye. Hırsız bayrağımızı temsil edecek. Böyle bir adalet olur mu?

128 milyar dolar nereye gitti? Sormayın diyor. Kime satıldı, kaça satıldı? Bu mudur adalet? Milletin vekili soru soramıyor. 

Böyle bir adalet düzen görüldü mü?

Merkez Bankası araştırayım dedi pat görevden aldılar. Sen misin araştıran...

Şehitlerin, gazilerin parasına çöken bir iktidar adaleti getirir mi? Hırsızlık değil de bu nedir? İsim bulsunlar...

Vatandaşın birisi beni AK Parti milletvekili dolandırdı diye dilekçe veriyor. Hemen alıp hapse atıyorlar. Sonra diyorlar ki bu ülkede adalet var. Hangi adalet?

Erdoğan'ın ailesi dünyanın parasını kazandı. Man Adası'nda 1 sterlinlik şirket kuruyorlar. Vergi yok. Millet ekmek alırken vergi veriyor, AK Partili kardeşime soruyorum bu mudur adalet? Devleti yönetenler ve ailesi Man Adası'ndan milyon dolarlar getirirler, 1 kuruş vergi ödemezler. Devleti dolandırmak, dümen çevirmek ne zamandan beri adalet olmaya başladı?

Ülke lağım kokmuyor mu? Her tarafta rüşvetler rezaletler nasıl döndüğü söylenmiyor mu? 5'li çete 220 milyar liralık ihale alıyor. 5 kişi alıyor. Bunlardan biri hatırlarsınız milletin anasına küfretmişti. Küfrettikçe aldığı ihale arttı.

AK Parti'ye oy veren kardeşlerime, MHP'ye oy veren ülkücü kardeşlerime sesleniyorum.. Bu mu adalet? 

Asgari ücretlinin ne kadar vergi verdiği belli, bu haramzadelerin verdiği vergi belli değil. 

Biz bu haksızlıkları onaylamak için mi yürüdük? On binler yanlış demedi mi? Kendilerini milliyetçi olarak tanımlıyorlar. Sahte milliyetçilik. İhtilaf çıkarsa diye kendilerini garantiye alıyorlar. Londra mahkelemelerini yetkili kılıyorlar. Türkiye mahkemeleri mahkeme değil mi? 

Ordunun Tank Palet fabrikasını Katar'a veriyorsunuz. Peşkes çekiyorsunuz. Neyin karşılığında verildiği bilinmiyor. Savunma sanayi müsteşarı Bodrum'da tatil yapıyordu. Masrafı kim karşılıyor? Otel el değiştirdi. El değiştirirken otele tankla geldiler. Bir otele mafya tankla geliyor, otele çöküyor, seni öldüreceğiz diyor.  Mafyanın elinde bir tank. 21. yüzyılın Türkiye'sinde oluyor. Bu mudur adalet?