Mafya-siyaset-medya üçgeni! İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan Yurt Gazetesi'ne konuştu

Mafya-siyaset-medya üçgeni! İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan Yurt Gazetesi'ne konuştu

Yurt Gazetesi yazarı ve İstanbul temsilcisi Abdullah Ağırkan, Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in ortaya attığı çarpıcı iddialar başta olmak üzere ülke gündemine dair konuştu.

Yurt Gazetesi yazarı ve İstanbul temsilcisi Abdullah Ağırkan, Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in ortaya attığı çarpıcı iddialar başta olmak üzere ülke gündemine dair konuştu.

 

whatsapp-image-2021-06-09-at-09-14-45.jpeg

 

İşte o röportaj:

 

Yurt: Son süreçte organize suç örgütleri tekrar ülkenin gündeminde, biliyorsunuz. Uzun yıllar devlet adamlığı yaptınız. Ciddi bir hafızanız var. Nasıl bir yöntemle bunun üzerinden gelinebilir sizce?

 

Tantan: AKP iktidarının siyasi tercihinin sonucu bu yaşadığımız olaylar... Türkiye'de hukuk devleti, demokratik bir sistemin yerleşmesini istemeyen güçler siyasi kontrolleri bakımından iktidarın taşıdığı zihniyeti hep takip ederler. Sİyasi tercih bakımından ülkenin kamu kaynaklarını kendi tercihleri üzerinden kullanırken onunla beraber cemaatlerde, PKK'de siyasi güce ulaştı.

 

Yurt: Yani bu süreci böyle mi tanımlamak lazım bu olanları bitenleri?

 

Tantan: O alanlara hâkim olmak isteyen küresel güçlerin yıllarca kullandığı yöntem insanları önceden kirleterek kullanma yöntemi. 

 

Yurt: Sayın bakanım Sedat Peker'in söylemleri ciddiye alınmalı mı? Muhalefet nasıl bir yöntemle hareket etmeli sizce? Yani bu söylemler geleneksel bir hukuk devletinde ifade edilebilecek şeyler mi? Bir mafya liderinin söylemleri üzerine muhalefetin bunun üzerine gitmesi doğru mu?

 

Tantan: Doğru bilgilerin maalesef acı bir şekilde mafya lideri tarafından ortaya dökülmesi... İşin acı tarafı bu! Legal ve illegal anlamda örgütün suçu ne hukuk nezdinde ne de meclis nezdinde hiçbir şey yapamıyor. 

 

Yurt: Yani muhalefetin bu işin üzerine gitmesi gerekiyor diyorsunuz..

 

Tantan: Muhalefet Meclisi kullanmak için çaba sarf ediyor fakat yapamıyor. Meclisi şöyle kullanabilir; Bazı ihtiyaç olan kurumsal alt yapıları var. Bununla ilgili çalışmalar yaparak iktidarı halk nezdinde zorlayabilir. Örgütsel suçlardan mücadele, terör suçları bakımından mücadelede yasal ve kurumsal alt yapılara ihtiyaç var. Ulusal sözleşmeler var. Fakat eylemsel anlamda bunların Türk hukuk sistemine girmiş olsa dahi eylemsel sahada bir karşılığı yok. Ne adliyede ne de mecliste ne idarede böyle bir araştırma kültürü yok. 

 

Yurt: Sayın bakanım çok önemli bir şey söylemiştiniz... Cumhuriyet'te bir demeciniz vardı yanlış hatırlamıyorsam şöyle diyordunuz: "Mücadele hukuk ve adalet zemininde olur söylem zeminde olmaz. Bağırıp çağırmakla olmaz bu işler..." Bunu hatırlıyorsunuz ama Türkiye'de bir hukuk sistemi kaldı mı meselesi çok tartışılıyor. Yani hukuk zemininde işte bunun oluşturulması gerektiği ifade ki tüm demokratik ülkelerde böyledir. Türkiye'de hukuk sistemi çok dejenere edilmedi mi?

 

Tantan: Türkiye'de devlet disiplini ortadan kaldırıldı. Bu bilinçli bir projedir. Bir yıkım ve kaos projesi! Bu çok güzel bir proje idi. Bu proje yıllar öncesinden düşünce kuruluşlarından Amerika ve İsrail'in geliştirdiği ve bölgeye hakim olma projesi... Bölgeye hakim olurken hakimiyetin şeyi şu: Özellikle NATO'ya giriş sürecinden itibaren uygulamaya sokulan, siyasetle birlikte bürokrasinin iç çevrelerinin televizyon ve gazetelerin kullanım süreci. Burada Türkiye maalesef kaybetti. Kaybetmeye de devam ediyor...

 

whatsapp-image-2021-06-09-at-09-14-38.jpeg

 

Yurt: Şu an yaşadığımız şeyler demokratik ülkelerde olsa hukuk sisteminin buna acil bir şekilde müdahale etmesi gerekemez mi?

 

Tantan: Bunu şöyle ifade edeyim: 2000 yılında Prag'ta, Çekoslavakya'da devlet ve hükümet başkanları toplandı. Ülkeler için en büyük tehdit yoksulluktu. Şimdi yıl 2021 bir haftadır BM'den yolsuzluk ekonomisi bütün ülkelerin siyasi sistemlerinin tahrip ediyor. Halbuki 2000li yıllarda Prag'taki bu çalışmadan sonra ceza hukuku sözleşmesi, terörün finansmanı ile ilgili ulusal sözleşmeler gündeme geldi ve bunlar parlamento adına geçti TBMM'de. Geçti fakat uygulamada yok. Bu da sadece bizi değil bütün ülkeleri tehdit ediyor. 

 

Yurt: Sayın bakanım, suç örgütü lideri olmakla suçlanılan bir kişi nasıl oluyor da siyasetle ve bürokrasiyle bu kadar iç içe girebiliyor? Birçok kişinin bilmediği ve ulaşamadığı bilgilere nasıl ulaşabiliyor? Sedat Peker bu bilgileri nereden alıyor? 

 

Tantan: Uzun yıllar cezaevinde kalmış, yeraltı âlemi en süratli bilgiye ulaşabilen bir alemdir. Servisler, yabancı servisler bu tip insanları kullanır. Onlar aracılığıyla siyasetin kirlenmesine katkı sağlayabilir.

 

Yurt: İçişleri Bakanlığı yaptığınız dönemde, yolsuzlukla mücadelenin simge ismi oldunuz. Geçmişten bugüne baktığınızda Türkiye’deki yolsuzluk sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Tantan: Osmanlı’dan beri devam eden kökleşmiş bir yolsuzluk düzeni, soygun sistemi var. Bu kötü mirası Atatürk bile engellemekte zorlanıyor, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt Meclis kürsüsünden isyan ediyor. Bugün ise örgütlü suçun derebeylerinin Türkiye’yi ele geçirdiği halkı köleleştirildiği, yoksullaştırdığı, fakirleştirdiği bir düzen var. Oysa Cumhuriyet döneminde yoksul, fakir, eğitimsiz, yıllarca savaşarak gelen Türk milletinin yeniden kimlik ve nitelik kazanabilmesi için kurulan bir sürü kurum var. Bugünkü Türkiye’yi oluşturan yetişmiş insan gücünün o altyapılarda büyük katkısı var. Bugünkü iktidar, bütün bu altyapıları ortadan kaldırdı, ‘özelleştiriyoruz’ mantığı altında yağmalattırdı. İktidar bunu neden yaptı? Çünkü zaten bir ‘proje’ kapsamında buraya geldiğini iktidara gelirken ifade etti. Eğer devletin altyapısı bilgi ağlarının üzerine inşa edilmiş olsaydı, Türk milleti siyasetin bu kadar kirli ve kimliksiz olduğu, Türk ekonomisinin bu kadar çökertildiği bir durum ile karşı karşıya kalmazdı. Çok zengin, refah içerisinde, güvenliği üst seviyede olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti olabilirdi.

 

Yurt: Türkiye’nin nasıl bir acil önlem paketine ihtiyacı var?

 

Tantan: Ülkemize yönelik tehditleri durdurabilmek için, ulus içinde ve dışında yeni bir altyapıya ve istihbarat içerisinden yaygın haber alma ağlarına ihtiyacımız var. Görev tanım ve tariflerinin keskin bir biçimde belirtilmesi gerekiyor. Milli kimlikli, nitelikli yetişmiş, yaşına bakmaksızın insan gücüne, mali ve ekonomik anlamda altyapıya, devlet şirketi gibi algılanabilecek büyük enerji şirketlerine ihtiyacımız var. Ülkeyi bağımlılıktan ancak böyle kurtarabiliriz. Türkiye Başsavcılık Kurumu' kurularak, hukuki zeminde iç ve dış tehditlere karşı gerekli mücadele verilebilir.

 

Yurt: Suç örgütleriyle daha kararlı mücadele gerekmez mi?

 

Tantan: Siyaset, devletin ve ülkenin yıpranmasına, itibarsızlaşmasına seyirci kalamaz. Bazı muhalefet partileri çırpınıyor ama söylemde iktidarı sıkıştırabilir. Türkiye'de legal anlamda örgütlü suçların derebeylikleri oluştu. İllegal anlamda ise bunlar halkı soyan yapılar. Siyaset karar verirse bu yapıları ortadan kaldırmak çok kolay bir iş. Ama önce siyasetin ülkenin itibarını düşünmesi gerekiyor

 

Yurt: Şöyle bir kısım var sayın bakanım; halen bu kişiye devletin bürokratik yapılanması içerisinde bilgi servis ediliyor izlenimi var ne dersiniz?

 

Tantan: Buradaki mal paylaşımında, iktidar paylaşımında, statü yönünden kimse sandalyesini kaybetmek istemiyor. Daha da kazanmak için mücadele ediyorlar. Halbuki devlette para kalmadı. Kaynak da kalmadı. Bu kalmadığı için kavga büyük... Paylaşım kavgası büyük... Bir şeyi kaybetmeme kavgası büyük... Düşün ki, anayasa hukukçusu olmayan bir hukukçu yeni bir anayasa taslağı hazırlıyor ve parlamentoya sunmak için bir çalışma yapıyorlar. Onun geçmişine, bugünkü kazanılana baktığın zaman büyük bir zenginliğe ulaşmışsa demek ki o da bir kullanım aracı olarak görünmez mi? 

 

whatsapp-image-2021-06-09-at-09-14-38-2.jpeg

 

Yurt: Sayın bakanım, çok uzun yıllardır siyasetle uğraşıyorsunuz, çok fazla devletle, güvenlik bürokrasi içinde yer aldınız bu olan biten kirli ilişkilerle nasıl mücadele edilmeli sizce?

 

Tantan: Şu anda, özellikle muhalefet partilerine şu düşüyor; Türkiye'nin acil bir şekilde virüse karşı özgürce hangi ilacı kullanacağına karar vererek ilaç tedarik edip bizzat çünkü muhalefet nasıl yapabilir? Devlette para kalmadı, ilaç alamıyor... Burada büyük sektörel bazlı çok işçi çalıştıran adamları devreye sokarak onların çalışan işçilerini, onların yedi sülalesine kadar çoluğunu çocuğunu aşılattıracak bir rakamsal durum ortaya çıkarabilir. Bir başka şey de iki muhalefet partisi havuz oluşturarak ilacı ulaşamayacak yerlerdeki insanlara da aşı tedarik ederek aşılattırabilir. Bunu niye yapmak gerekiyor? Çünkü bu pandemi süreci hepimizi eve kapattığı için ve pandemi süreci dördüncü sanayi devrimi, dijital devrim aynı 1980 öncesi sanayileşmenin nasıl sanayileşmeyi engelleyen birtakım hareketler vardı... Türkiye'nin sanayisi etkileyen birtakım işçi hareketlerine baktığın zaman orada da Batı istihbaratını açık ve net göreceksin. Bu gün, Türkiye'nin savunma sanayisini engellemeye kalkışan Batı istihbaratının aynısı, hiç değişen hiçbir şey yok! Ama bu bakımdan da muhalefetin bu konuda çok hassas ve dikkatli olması gerekir. 4. Sanayi Devrimi'ni kaybedersek, çünkü sanayi devrimi ile birlikte sektörler değişiyor. Hizmet sektörleri değişiyor. Sanayi sektörü değişiyor. Ticaret sektörü değişiyor. Hatta beslenme, endüstriyel besin de değişiyor. İnsanlar et yiyor gibi yapacak ama et yiyemeyecek. Bunlara karşı Türkiye'nin hazırlıklı olması gerekiyor. 

 

Türkiye sadece örgüt suçları değil çevre suçları, beslenme, gıda bütün hukuku bunun içine koymak gerekiyor. Türkiye ticaret savaşlarında, hukuk savaşlarında büyük tehdit altında! Alt yapısı sıfır. Bu bakımdan da böyle bir Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki bir canlı afiş hafız olacak ki nitelikli insanlar bir de yazılı aşığı olacak. Yetişmiş insanları içeriden ve dışarıdan Türkiye istikrarını devam ettirsin. Türkiye'nin gelişmesini engellemek isteyen güçleri bir anda ortadan kaldırabiliyor. Siyasetin oluşmasında bu tip kullanılabilir insanların parlemente girmesini engelleyebilir. 

 

Yurt: Toplumda şöyle bir beklenti var. Özellikle genç nesillerde... 'Z kuşağı' diye tarif edilen kitlenin... Bu kadar kirlenme, bu kadar devletin soyulması,  bürokrasinin bu kadar kirlenmesi... İnsanlar günün sonunda "Bu bahsi geçen kişiler tasfiye olacak mı?", "Devlet şeffaf hale gelecek mi?", "İnsanlar cezasını alacak mı?" diye merak ediyor.

 

Tantan: Efendim, inanmış iyi nitelikte bir siyasi zihniyet ki Cumhuriyet'i kuran siyasi partinin liderlik yapması gerekiyor. Bütün dava, hiçbir şeyle birlikte hareket etmeksizin iktidarı ele geçirmek için proje gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bunu yapabilecek kapasiteyi ortaya koyması gerekiyor. Buna da CHP, 'Z kuşağı' falan diye değil, Türkiye'nin en büyük potansiyel gücünü, genç nüfusunu iyi değerlendirmesi gerekiyor. Genç nüfusun da siyasete girebilmesi açısından namuslu, temiz, düzgün siyasetçilerin yanında yetişmesi gerekiyor. Kirli siyasetçinin yanında değil... Öyle olunca da süreç içerisinde TBMM'ye namuslu, dürüst, vizyonu geniş, sadece ülkesine hizmet etmek için insanlar girerse bütün bu sorunlar ortadan kalkar.

 

Yurt: "Öncelikle siyasetin şeffaflaşması lazım" diyorsunuz...

 

Tantan: Siyasetin hukuki zemininde, özgürlük zemininde yoluna devam etmesi gerekiyor. Bunun ilk zamanlarda bu kadar kirlilikte alışkanlıklar, şu var bu var... İlk zeminde yüzde onunu bile başarsa büyük bir muvaffakiyet elde etmiş olur. İlk etapta muhalefetin şunu yapması gerekiyor, ilk etapta bunu yapabilir. Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün bu ikilikleri bildikleri için onu bütün bu kazanımları hukukiye getirmesi, yandaşlarıyla beraber... Birlikte geçici bir hükümet modeliyle bütün bu pisliklerin ortadan kaldırılması, devletin yeniden inşa sürecinde çünkü her şeyi biliyor ve siyaseten kendisinin dışında hangi siyasetçilerin yabancı servisler tarafından kullanıldığını ifşa etmek suretiyle gazetecisi, iş adamı, televizyoncusu şusu busu... Böyle bir yöntem de var. Böyle bir yöntemde fazla bir delile ihtiyaç duymazsın. Çünkü devlet hafızasını ele geçirmiş siyasi zihniyet... Bu gücü kullanan güçler bu gücü ona teslim etmezler.

 

Yurt: Son olarak ne dersiniz?

 

Tantan: Türkiye'nin önü açık aslında... 1980 öncesi sağ-sol ayrışma ve yapılmak istenen sistem açığa çıktı. Bundan sonra Türk siyasetin daha köklü daha vatanperver daha namuslu bir çizgi içerisinde iyice değişeceğini bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldıracağına inanıyorum. Birtakım olumsuzlukları zaten siyasetçiler uyarıyor. Toplumun cesarete ihtiyacı var. Ülkeyi birlikte kalkındırmaya ihtiyacı var. Hepimiz yapabiliriz bunu... O bakımdan da bence, muhalefet siyasetçilerin çökmüş olan bir siyasi zihniyetin siyasi aktörlerine cevap vermesine gerek yok, çökmüş çünkü orası hiç muhataba almayacak. Geleceğe ışık tutacak vizyoner şeyleri ortaya koyması gerekiyor. Sanayiciyi, üreticiyi nasıl güçlendirecek? Rusya, İran, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Türk devletleri de ortak olmak üzere nereden baksan bir beş yüz milyon nüfusun egemenlik ve güvenlik ve kalkınma ticari anlaşmalar içerisinde yapılacak bir anlaşma hem birlikteliği bir araya getirir hem de kalkınma modeliyle birlikte beraber ticaret yapabilir. Rusya çökmüş bir vaziyette Türkiye için büyük bir tehdit... Aynı şekilde Doğu Akdeniz sahasında da nereden baksan yine 300-400 milyon bir nüfus orada. Türkiye burada liderlik yaparak bu nüfusu da içine alacak. Bütün tartışmaları, çekişmeleri, emperyal güçlerin buradaki hakimiyetini ortadan kaldıracak bir birlikteliği hayata geçirebilir. Buna şimdiden başlatması gerekiyor. Muhalefetin artık şunu görmesi gerekiyor. Uzun yıllardan beri Amerika'nın, İngiltere'nin, İsrail'in hatta Fransa'nın zaman zaman da Almanya'nın bu bölgeyi kullanmak istediği eylemlerle, arşivlerle sabit. Buna karşı çıkan güvenlik güçlerinin akıbetinin ne olduğu meydanda... Onun için artık Batı ile birlikte olacağız kalkınmada ama Batı'nın bizi kullanmasına müsaade etmememiz lazım. Ortak menfaatlerde bir arada olabilir ama onlar yüz yüzünü alacak biz kemik alacağız buna karşı çıkmamız gerekir.