Memleket Partisi'nden istifa eden Ülkü Caner: "Bütün demokrasi güçleri birleşmeli"

Memleket Partisi'nden istifa eden Ülkü Caner: "Bütün demokrasi güçleri birleşmeli"

Daha önce CHP'den istifa ederek Memleket Partisi'ne katılan gazetemiz yazarı Av. Ülkü Caner, partisinden istifa etti. Memleketin zor günlerden geçtiğini belirten Caner, "muhalif bütün demokrasi güçlerinin birleşmesi fikrini benimsemek zorundayız" dedi.

Av. Mustafa Ülkü Caner, CHP'den istifa edip Memleket Partisi'ne katılmıştı. "Geçen sene yine bir Haziran gününde CHP’den istifa edip Muharrem İnce’nin kurduğu Memleket Partisi’ne kaydolmuştum. Şimdi ise 20 Haziran itibarıyla Memleket Partisi’nden de istifa ettim." diyen Caner, istifasının gerekçelerini açıkladı. Ülkü Caner'in "Vehamet  Halinin Zorunlu Bir Açıklaması" başlıklı köşe yazısı şöyle: 

Türkiye’de siyaset yapmak zor zanaat.

Özellikle siyaseti bir kariyer planlaması olarak değil de , topluma bir hizmet arenası olarak gören aydın insanlar için bu çok daha zor, karmaşık ve bezdirici bir süreç.

Hele 12 Eylül sonrası genleriyle oynanan ve bazı güç odaklarının radar kapsamına giren siyasi partiler içinde siyaset üretebilmek bambaşka koşullara ve ilişkilere dayanıyor.

Siyasi Partiler Yasası demokrasiden çok uzak olunca siyasi partiler de buna göre dizayn oluyor.

Parti üyeliği hakları ve siyasi kararlarda katılım etkinliği mevcut parti yöneticilerinin dilinin ucunda bulununca da istenilen demokratik işleyişler güdük kalıyor.

Bunlar bu  makaleyi aşan konular olduğundan ciltler dolusu kitaplara ancak sığar.

*            *            *            *

Geçen sene yine bir Haziran gününde CHP’den istifa edip Muharrem İnce’nin kurduğu Memleket Partisi’ne kaydolmuştum. Şimdi ise 20 Haziran itibarıyla Memleket Partisi’nden de istifa ettim.

Niçin ?

Bir yıl önce CHP den istifa gerekçelerimin tartışılması şimdi gereksiz. Ama şimdi Memleket Partisi’nden istifa etme nedenlerimi kısaca belirtmem gerekli.

Ülkemizin şu anki durumu tam bir yangın yeri… Bu yeni bir şey değil , ülkemiz her zaman yangın yeri , siyasi ve ekonomik kriz sürekli vardı diye dediğinizi duyar gibiyim.

Ama gerçekten durum şimdi çok farklı: 

1. Ülkemizin her tarafı sarılmış durumda. Yunanistan, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya Suriye ve Irak’daki resmi - gayriresmi amerikan askeri varlığı  ve vesayetindeki silahlı unsurlar her an ve herhangi bir gerekçeyle ülkemize karşı kullanılabilir, ki zaten Irak ve  Suriye’de fiilen bu yaşanmaktadır. Özellikle ‘dost, müttefik’ komşu ülkelerdeki son zamanlarda katlanarak büyüyen amerikan askeri varlığı Rusya’dan çok Türkiye’ye karşı şantaj ve tehdit unsurudur. Hele Yunanistan’ın ABD ile 2019 da güncellediği anlaşma ile Amerikan askerine ülkesindeki tüm askeri tesisleri kullanması onayı verdiği dikkate alındığında Tüm Yunanistan - adalar dahil- bütün olarak bir amerikan üssüne dönüşmüştür.

Yani ülkemiz yeniden kısmen sıcak savaşla şekillenmeye başlayan yeni dünya düzeni teşkil sürecinde ikince dünya savaşından bu yana en sıkıntılı durumları yaşamaktadır.

2. İçerde ise neyimiz var yoksa tasfiye edilip , gelecek nesiller aşırı borçlandırılarak iflasa sürüklenirken, kaynaklarımız  yandaş bir avuç oligarka peşkeş çekilirken ve hukuk ve eğitim sistemi çökertilip , demokrasi ayaklar altına alınırken  tüm sistem geri dönülemez bir komaya girmek üzere. Zararın boyutları artık hesaplanamaz ve ülkemizin üstündeki riskler kabul edilemeyecek boyutta.

Ülkemiz her açıdan Batı medeniyetinden uzaklaşan tipik otokratik , hatta teokratik  bir orta doğu ülkesi haline hızla getirilmektedir.

Bunun sorumlusu şüphesiz tek adam rejimini pekiştirmeye çalışan iktidardır.

Yani , yukarıdaki açıklamalardan sonra bu gidişe dur diyen tüm insanların , sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin tek amacı bu garabet tek adam sistemini seçimlerde ortadan kaldırmak amacı olan bir seçim eylem birlikteliği yapmaları şart olmuştur.

Bu gidişten memnun olmayan başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere herkesin ( TİP , HDP , Deva , MP, GP , SP , vs tüm muhaliflerin) başka hiç bir konuyu öne sürmeden bir araya gelip önce önümüzdeki süreçteki seçimlerde güçlü bir şekilde bu gidişe dur deyip tek adam rejimine son vermesi gerekir.

Bu ana amaç dışındaki tüm ayrılıklar ve farklılıkların şu an pek önemi yoktur. Onlar normalleşme sonrası tartışılacak , konuşulacak şeylerdir.

Eğer bunu başaramazsak , bu iktidar öyle veya böyle sürecek olursa korkarım demokratik dönüşüm süreci ve yolları uzun bir süre kapalı kalacaktır.

Bu sıkıntılar sadece içeride değil ,uluslararası alanda da yaşanacaktır. Buna , örneğin sadece seçim sonuçlarını bekleyen AB de Avrupa Konseyinden atılmakla başlayabiliriz.

İşte bu kaygı ve düşünceler nedeniyle muhalif bütün demokrasi güçlerinin birleşmesi fikrini benimsemek zorundaydık. 

Her bir oyun hayati önemi olduğu bir süreçte umarım bu birliktelik en kısa zamanda gerçekleşir. Aksini düşünmek bile istemiyorum.

***

Memleket Partisi’inden istifa sebeplerinde ayrıntıya girmeden yukarıdaki açıklamayla yetinecektim aslında.  Çünkü yarın yine hep beraber bu dikta düzeninin son bulması için birleşeceğiz. 
Ancak bizzat Genel Başkan Muharrem İnce tarafından  muhalefet partileriyle anlaşmalı şekilde ‘milletvekili olmak için operasyon çekiliyor , istifa ediliyor ‘ şeklinde talihsiz açıklamalara cevap vermeden de kalmak istemiyorum : 
İstifa eden hiç kimse hiç bir partiyle önceden anlaşıp sonra istifa etmedi. 
Tıpkı daha önce Memleket Partisi’nin kuruluş çalışmalarına katılırken de yapmadığımız gibi !!! 
Kaldı ki şahsen ben önümüzdeki dönemde hiç bir kamu görevi için aday olmayacağım için böyle absürt bir iddia ile karalanmak istemiyorum. 
Bizim davamız gerçekten memleket ve yurtta sulh, dünyada sulh davasıdır. 
Hem de kişisel politik gelecek egolarından ve kaygılarından tamamen arındırılmış şekilde .