
Memleketine, Atatürk'üne layık evlat yetiştirdim, şimdi Silivri'de
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Adalet Yürüyüşü'ne ilk günden itibaren katılan CHP Kurultay Delegesi ve CHP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, YURT Gazetesi için izlenimlerini yazmaya devam ediyor. Özdemir'in ikinci yazısı 'Veysel Amca...' başlığı ile yayınlandı.
İşte Banu Özdemir'in ikinci yazısı:
Veysel Amca…
Hipodrum ‘un yanındaki parkta geceyi kemençe ve horonlar eşliğinde geçirdikten sonra apar topar arkadaşlardan bulduğumuz kamp çadırını kurma işlemine geçtik. Baya uzun sürdü Çocukluğumun izcilik maceralarından pek bir şey kalmamış aklımızda. Sabahın ilk ışıklarında, daha sonraki günlerde klasikleşecek Genel Başkan’ın yakın çalışma arkadaşı Barış Bozkurt’un coşkulu sesi ile uyandık. Miting girizgahı yapar bir edayla: “Değerli Yürüyüşçüler günaydın, Genel Başkanımızın basın açıklaması sonrası kortej oluşturulacaktır. Yürüyüşümüz esnasında provakasyonlara karşı temkinli olalım.” sözleri Kemal Bey’in yürüyüşün gidişatına yönelik sağduyu çağrılarını doğrular nitelikteydi.
İkinci günde hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Ek batarya, güneş kremi, spor ayakkabı vb. her şeyi tedarik etmiştik.Sırtımda taşıdığım çantam acil yardım kiti olarak çoktan mimlenmişti bile..
8’i 10 gece başlayan yürüyüşümüzde en önde Genel Başkan ile beraber AKP’nin kurucu üyeleri ve eski milletvekili Faruk Ünsal yürüyordu. Bir de yanlarında elinde Türk bayrağı, bayrağa asılı oğlunun asker kıyafetli fotoğrafı ve Atatürk’ün posteri olan uzun sakallı yaşlı bir amcamız.
Veysel Amca…
Mola yerine yaklaşmıştık. Hava öyle sıcaktı ki ,o gün giydiğim ve çok ta sevdiğim kısa kollu keten ceketim ile dönülmez bir sıcağın öğleninde yollarımızı ayırdık. Hakkını helal etsin….
Veysel Amca’nın sağlığını düşündüğümden yürürken sohbete girmedim.Yürüyüş esnasında arayanlara sürekli tekrarlamak zorunda kaldığım çok önemli uyarı bu aslında…Kendisi biraz geriye düşünce ,biz arkadaşlarımız ile yanına iştirak ettik…
Ben o yaşlı yüreğin heyecanına ortak olmaya çalışırken, baktım ki birlikte geldiğim dostlarımdan biri yok…
Oluyor, bazen başındayız kortejin , bazen sonunda, bazen ortasında…Hepimizin istikameti aynı, adımları aynı…
Lakin biz mola yerine yaklaşırken, meğer bir araç çukura saplanmış.Kortejimizde yürüyenleri uzun uğraşları sonucunda kurtarmışlar aracı…
Adalet terazinizin kantarı vicdansa, arşınladığınız kmlere bakmadan siper ederseniz kendinizi zorda kalana..
Sevgili Övünç,
Torbalı’ın Çakırbeyli köyünde Zeytin toplayan teyzelerle ,Özbey’de domat kasalayan amcaların yanında görebilirsiniz onu.Meğer ‘acil çağırın arkadaşlar diye ‘ sağa sola haber edip , o aracı itekleyen süpermanlerden biriymiş o da…
İlk mola yerine vardık. Veysel amcamızın yanına gittim. Epey terlemişti. Bize göre hazırlıksız gelmişti yürüyüşe. Oğlu Hava Harp Okulu öğrencisi. Silivri’de tutuklu. Tatbikata gidiyoruz denilerek Boğaziçi Köprüsü’ne götürülen askerlerden.
“Dün gece televizyonda gördüm Kemal Bey’i. O an yürümeye karar verdim. Türkiye’de her şeyin çivisi çıkmış. Oğlum Türk milletinin emrindeydi. Bu milletin bağrından çıkmış ana kuzularını sorgusuz, sualsiz damgalıyorlar. Yürüyücem. Adalet yerini bulana kadar yürüyücem. Oğlumu istiyorum” dedi.
Veysel amcama sarıldım, o da evladına sarılır gibi bana sarıldı. İki damla yaş süzüldü gözümden. Anlatmaya başladı.
“Ülkemi seviyorum. Memleketimi seviyorum. Evladım İstanbul Üniversitesi’ni kazandı. Ben ısrarcı oldum asker olması için. Memleketine, Atatürk’üne layık olması için saygılı bir evlat yetiştirdim. Tek isteğim adalet. Gece uyku uyuyamıyorum. Aylardır tutuklu. Askeri öğrencilerin suçlu olduğunu gösteren hiçbir şey yok ortada kızım. Türk milleti yavrularımızın suçsuz olduğunu biliyor. Tarafsız yargı olsa tutuksuz yargılanırlardı zaten. Memleketi için ölmeye and içmiş bu çocuklar nereye gidecek? Bu çocuklar bakanların çocukları olsaydı bir gün cezaevinde kalırlar mıydı?
Kalmıyorlar zaten Veysel amcam. Ağa babaları biraz korksun, ürksün. Yola gelsin diye içeri alırmış gibi yapıyorlar damatlarını, yakınlarını. Sonra tez salıyorlar. Ya da kim işlerine geliyorsa geçmişte FETÖ’nün yaptığı gibi suç uydurma gereği bile duymadan “alın bunu” diyorlar. Talimatla, üst akılla, emirle kim varsa sözünü, fikrini esirgemeyen kodese tıkıyorlar.
Silivri’de suçsuz yere yatan,Ergenekon safsatalarında hayatları çalınan insanlarımız adına, Yarbay Ali Tatar, Kuddusi Okkır adına, ezilenler adına, yoksullar adına, ısrarla, inatla adalet istiyoruz. Veysel Amcamızla omuz omuza yürüyeceğiz. Ve Veysel Amcamızın ahı kadar adaletli olacağız bu düzenbazlara…
Veysel Amca’ya
Saygıyla….
“”Göğsünde evladının sureti,
Bir elinde bayrağı ,diğer elinde Ata'sının resmi...
Yoruldum demedi, inanmış bir kere o koca çınarın yüreği...
Anlıyor musunuz bu başkaldırış 80 milyonun meselesi...
Yürüyeceğiz genç yaşlı kadin erkek ,
Ta ki adalet yerini bulana dek ...”””
Turuncu’nun Seyir Defteri
16.06.2017