Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i TBMM'deki makamında ziyaret etti. Özel görüşmenin ardından açıklama yaptı.

"ANAYASA VE İÇ TÜRÜKLE İLGİLİ TARTIŞMALARIMIZI YEREL SEÇİMLER SONRASINA BIRAKTIK"

Özgür Özel görüşme sonrası şunları söyledi:

"Sayın Numan Kurtulmuş planlı bir ziyarette bulundu. Kurultay süreciyle ilgili tebriklerini iletti. Biz kendisini daha önce CHP Grubu olarak ziyaret etmiştik, kendisi iade-i ziyarette bulundu. Son derece samimi bir ortamda görüşmemiz geçti. Anayasa ve İç Tüzük'le ilgili tartışmalarımızı yerel seçimler sonrasına bıraktık.

"CAN ATALAY KONUSUNU DA KONUŞTUK"

Can Atalay konusunu da konuştuk. Sayın Kurtulmuş konuya mümkün olduğu kadar yapıcı şekilde yaklaşmaya çalıştığını söyledi. İkimiz de Anayasa ve Can Atalay olayıyla ilgili görüşlerimizi söyledik."

"YARGI DARBESİNİ MEŞRULAŞTIRACAK BİR DURUM İÇİNDE BULUNMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"

Anayasa Mahkemesi'yle ilgili yapılması konuşulan Anayasa değişikliği tartışmalarına değinen Özel, "Bizim AYM'yi zayıflatacak, aldığı kararlarının uygulanmamasına sebebiyet verecek, bir yargı darbesini meşrulaştıracak bir durum içinde bulunmamız mümkün değil" dedi.

"İZLENİMİM NUMAN BEY'İN YAKIN ZAMANDA BÖYLE BİR ŞEY YAPMAYACAĞI YÖNÜNDE"

Can Atalay'ın hakkındaki Yargıtay kararının Meclis'te okunup Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili soruya Özel, "Benim edindiğim izlenim Numan Bey'in yakın zamanda böyle bir şey yapmayacağı yönünde." yanıtını verdi.

"ERDOĞAN'IN DEMOKRASİYE KARŞI GÜNAHLAR DEFTERİNE YAZILIP ALTI ÇİZİLECEK KARA BİR LEKE"

Özgür Özel, Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın serbest bırakılmasına da sert tepki gösterdi:

"Bir el punduna getirmiş Hrant Dink'in katili serbest bırakmış. Bir el katili korumuş, kollamış günü gelince de hepimize şu mesajı vermiş: Gerekirse buradaki derin yapı katiline bile sahip çıkar, bu kadar güçlüyüz' diyorlar. Bu hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne açık bir meydan okumadır. Ermeni Cemaati için inanılmaz incitici ve ürkütücüdür. Onların yaşadığı duyguları kalbimizde hissediyoruz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki bütün vatandaşlara, 'Burası öyle Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi değildir, burada Anayasa'da yazmayan kurallar vardır' demektir. Burada karanlık ve derin güçler hepimizin gözü önünde racon kesmektedir. Buna teslim olmayacağız. Bu Recep Tayyip Erdoğan'ın demokrasiye karşı günahlar defterine kalın harflerle yazılıp altı çizilecek kara bir lekedir."