Prof. Dr. Ali Bardakoğlu: Öfkeli bir İslam dünyası oluştu

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu: Öfkeli bir İslam dünyası oluştu

“İslam dünyasında bugüne kadar farklı anlayışlar hep zenginlik olarak geldi. Ama şimdi aynı mahallede, aynı ülkede insanlar birbirine hayatı zindan etmeye başladılar, birbirinin boğazını sıkmaya başladılar” diyen Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, öfkeli bir İslam dünyasının oluştuğunu belirtti

Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (BUSİAD) Çekirge toplantısı ve geleneksel iftar programına konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ‘Sevgi ve hoşgörü üzerine’ temasıyla konuşma yaptı. “İslam sevgi ve hoşgörü dinidir” demekle toplumda sevgi ve hoşgörü olmayacağını ifade eden Bardakoğlu, “İslam sevgi ve barış dini” diyoruz ama 57 İslam ülkesine baktığımız vakit böyle olmadığını görüyoruz. İnsanlarımız birbirine öfke kusuyor, birbirinin boğazını sıkıyor. Birbirinden nefret ediyor ve birbirine hep mesafe koyuyor. Bir türlü o huzuru, ahengi sağlayamadık” dedi.

Kişisel yorumlar din gibi anlatılıyor

Prof.Dr. Ali Bardakoğlu, İslam dünyasında Allah’ın ve peygamberin dediği dışında insanların kişisel yorumları ve kanaatlerinin de din olarak anlatılmaya başlandığını belirterek “Hatta insanlar kendi kanaatlerini söylerken bile ‘İslama göre’, ‘İslam’da’ diyerek cümleye başlıyorlar. Hâlbuki “İslam’a göre” deyince Allah’ın ve peygamberin dediği anlatılır. Ondan sonra kişisel yorumlar ve bakış açıları devreye girer” diye konuştu. 

Hayatı zindan ediyorlar

İslam dünyasında bugüne kadar farklı mezhepler, farklı meşrepler, farklı anlayış- ların hep zenginlik olarak geldiğini belirten Bardakoğlu aynı coğrafyada, aynı mahallede, aynı ülkede insanların birbirine hayatı zindan etmeye başladıklarını söyledi. “Öfkeli bir İslam dünyası oluştu” diyen Bardakoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Niçin öfkeli? Bir defa son derece geri kalmış ve dünya standardının altında görünüyor. Bilimde, teknolojide, fende, hiçbir şey yapamadığını hep ötekinin yaptığını, onlara mahkûm olduğunu görüyor. Üretme yani ‘Sünnetullah’ diye bildiğimiz Allah’ın dünya kuralları konusunda artık sınıfta kaldığını görüyor. Sorumlu bulması lazım… Suçlu kimdir? Ötekidir. “Öteki olmasaydı ben böyle olmayacaktım” diyerek telafi mekanizmasını işletiyor ve kendine dönüp bakmıyor.”