
Rabia Naz’ın adaletinden kaçıyorlar
Rabia Naz olayıyla ilgili Eski Savunma Bakanı Nurettin Canikli’ye seslenen baba Şaban Vatan, “Hiçbir siyasetçi çocuk cinayetlerini kapatamaz. Siyasi güç demek devletin refahı, milletin bekası içindir. Ama yazıklar olsun ki 12 yaşındaki bir çocuğun adaletinden kaçıyorlar” dedi
Rabia Naz Vatan, 13 Nisan 2018’de, Eynesil’e bağlı Gümüşçay Mahallesi’ndeki evlerinin önünde yaralı bulunmuş olay yerine gelen sağlık ekibince hastaneye kaldırılan Rabia, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamamıştı. Küçük kızın ölüm nedeninin tespiti için Adli Tıp Kurumu’nca iki rapor hazırlandı. Raporlarda ölümün, genel beden travmasına bağlı kırık ve iç organ yaralanması sonucu meydana geldiği, yüksekten düşme ile uyumlu olduğu kaydedildi. Aile ise kızlarına otomobil çarptığını ve yaralı olarak evin önüne bırakıldığını iddia etti. Olayın trafik kazası olabileceği yönündeki görgüye dayanmayan iddiaların, elde edilen bulgularla doğrulanamadığı belirtildi. Soruşturmada, 60 kişinin de tanık olarak ifadesine başvuruldu. Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması ve bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu’nun 12 üyesi de 7 Kasım’da Eynesil’e gelerek, incelemelerde bulunmuştu. 12 yaşındaki Rabia’nın ölümü geride yaslı bir aile ve bilinmezlerle dolu soru işaretleri bıraktı. Acılı baba Şaban Vatan yaşadıklarını ve ölümün ardından kalan soru işaretlerini YURT Gazetesi’ne anlattı. Röportajımızın ikinci bölümünde baba değiştirilen ifadeleri ve Eski Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin olayla bağlantısını anlattı.
Röportaj: Muzaffer Susamış
NAZ’IN ADALETİNDEN KAÇIYORLAR
Bakın, beni Nurettin Canikli ilgilendirmiyor. Ama söylüyorum. Hiçbir siyasetçi çocuk cinayetlerini kapatamaz. Siyasi güç demek devletin refahı, milletin bekası içindir. Ama yazıklar olsun ki 11 yaşındaki bir çocuğun adaletinden kaçıyorlar.
SAVCI YETKİSİ KULLANDILAR
İçişleri Bakanı’nın açıklamaları da vardı…
İçişleri Bakanı bir şey söyledi. Kimse hâkim savcı yetkisi kullanamaz dedi. Ama Coşkun Somuncuoğlu savcı yetkisi kullandı. Ben sizin adli sicil kaydınızı çıkartma yetkim var mı? Herhangi bir vatandaşın benim adıma adli sicil kaydı çıkarma yetkisi var mı, eşimin dahi buna yetkisi var mı? Yok. Bir belediye başkanı, telefonla adliye müdürüne isim belirtiyor adli sicil kaydını çıkarttırıyor. Müdür de diyor ki ben İŞKUR’dan sandım. Sanamazsın kardeşim. Sana kim verdi bu yetkiyi? İş kursa kişi kendisi gelsin alsın veya internetten çıkarsın. Bir gaflet yaptım diyorlar gaflet değil suçtur bu. Şaban Vatan tüm olayları videoya çekmek zorunda kalıyor, sebebi her şeyimi reddetmeniz.
Muhammet Vatan sizin ifadeleri değiştirttiğinizi, kaza diyelim dediğinizi söylüyor…
Ben neden kaza diyelim diyeyim ki? Muhammet Vatan benim ağabeyim. Bana yardımcı olması gerekiyor. Ben bütün çalışmalarımı yaptım, abime sundum. Bu şöyle diyeceksin, böyle diyeceksin demek değildir. Ben ağabeyime “ağabey” olarak her şeyi anlattım. O tüm anlattığım şeyleri Coşkun Somuncuoğlu’na aktardı ve ilişkileri devam ediyor. Keşif mahkemesinde özellikle Güler Vatan’ı istedim, o da gelsin anlatsın diye. Neden? Rabia Naz intihar edecek bir çocuk muydu onu sorsunlar diye. Ama onlar ifade değiştirdiler, şok oldum. Güler Vatan ikinci ifadesini verirken yanında değildim çünkü ona çok güveniyordum yan tarafta sigara içiyordum. Avukat hanım geldi dedi ki “ Şaban senin yenge ne diyor?”
GÜLER VATAN’IN İLK VE İKİNCİ İFADESİ
Keşif Mahkemesi’nde ne dediler?
Güler Vatan’ın ilk ifadesi şu “ Evi havalandırmak için camlar açıktı, mutfak camı da açıktı. Mutfak camını kapatmaya gittiğimde Şermin’i ve komşumuz Mürsel’i telaşlı gördüm. Balkona çıktığımda Şermin bana “Kız Güler Naz’a bir şey olmuş burada yatan Naz” dedi. Ben oraya indiğimde Naz’ı yerde gördüm, kızımıza biri çarpmış, oraya biri bırakmış gibi duruyordu. Hatta sağdaki ayakkabısı çıkmış elle koyulmuş gibi duruyordu. Paçalarında hızar tozları vardı. Özellikle sol taraftaki bacağında çok vardı” diyor. Bunları diyen Güler Vatan keşif mahkemesinde şunu diyor. “Ben arka taraftaydım, mutfak tarafında duyamazdım. O arada Beton Mikserleri geçiyordu.” Buraya bir virgül atalım. Emniyet 16:30 dan itibaren Görele betonu mikser araçları Eynesil’den gitmiştir dedi bana. Ama ben geçen gün dosyayı incelediğimde 17: 10’da beton araçları şehrin içinde çıktı. Aynı zamanda istikameti belli değil diyorlar. Nasıl belli değil? Kamera yönü belli, istikamet belli… Yalan söylüyorlar. Ben Naz’a Mikser çarptı demedim ki. Bir tutturdular Mikser aracı. Mikser aracının önündeki kamerayı çıkarın bana. Mikser araçları olay yaşanırken oradan geçmiş ben bunun peşindeyim.
BELEDİYE YALAN SÖYLEDİ
Yani işin içinde yalan mı var?
Beton Mikser şirketini aradım. Sizin araçlarınızda kamera var mı diye sordum. Bizim araçlarımızda kamera yok dediler. 10 gün sonra Muhammet Vatan’ın evinde balkondayım, bir baktım beton araçları geçiyor arka arkaya 4 tane peş peşe… Hepsinin önünde kamera var. Hemen Baş Polis Ruhi Kalkan’ı aradım dedim hepsinde kamera var hiçbirini almadınız. Ambulans kameralarını neden almadınız, Beton Mikser araçlarındaki kameraya neden bakmadınız? Bana şunu dediler. Evet, varmış ama 3, 4 saat çekim yapıyormuş. Ambulans için de aynı şeyi demişlerdi. Ambulans şoförü keşif mahkemesinde 10, 15 gün kayıt yapıldığını söyledi. Ruhi Kalkan keşif mahkemesinde oturuyordu, yanına gittim. “Hani 3, 4 saat kayıt alıyordu” diye sordum. Kafasını eğdi, kıpkırmızı oldu. Ve keşif mahkemesinde savcı hanım bilirkişiyle birlikte mahkemeyi terk etti. Bu kabul edilemez.
SİZ KATİL KORUYAN KURUM MUSUNUZ?
Ben bilirkişiyi Facebook’tan araştırınca şunu ortaya çıkardım. Bilirkişi, Güler Vatan’ın şirketten arkadaşı. Bu nasıl bilirkişi? Adalet arayan babayı Çevik Kuvvet iki koluna girip terörist götürür gibi götürdüler. Bu kabul edilemez. Adli tıp sonucunu aldım mahkemeden, bir gündem daha çıktı. Raporda şu yazıyor. Kişi terasta koşarken hiçbir şeye çarpmadan aşağı düşebilir mi? Evet düşebilir. Ya bu nasıl bir cevap… Dalga mı geçiyorsunuz? Siz kimsiniz, siz katil koruyan kurum musunuz? Bugün Rabia Naz’ın yazdıklarıyla bir alakası olmadığı ortaya çıktı. O kişiler hesap verecek. Çünkü imza mesuliyetleri var. 15 profesör toplanmış. Şimdi yeni gündem, 6, 7 metre mesafe çocuk sırt üzeri dirsekleriyle sürünebilir mi? Evet sürünebilir dediler. Allah sizin belanızı versin. Neden biliyor musun? Rabia Naz’ın omurgada üç kırık, kalça kırılmış, ayak kopuk komple, tüm herkes gösterdim, neden otopsiyi izledin diyorlar. Ben bunun için izledim. O alçaklıktan dolayı izledim. Oradaki toplanan profesörler kızımın hasarını görmedi mi? Kırıkları bir tarafa bırakın. Sol ayağındaki o feci hali görmemişler mi, sağ ayağını görmemişler mi? Ben üstünü de inceledim. Yeleği tertemiz, pantolonda hızar tozları var. Kriminal incelemede sadece kan var, toz nerede? Muhammet Vatan’ın oğlu yeğenim Berkay Vatan şunu söylüyor. “Ben Rabia Naz’ın belinde kahverengi toz gördüm. Çamur değil, tozdu diyor. Tozları neden temizlediniz?
FOTOĞRAFTAKİ YELEK
Rabia Naz o gün abisinin pantolonunu ve yeleğini giymişti. Yeleğini okulda unutmuş, ağabeyininkini giymiş. Milletvekili Sabri Öztürk’ün kitap hediye ettiği fotoğrafta da o yelek var.
Şaban Vatan DNA örneğini reddetti mi?
Şaban Vatan oğluyla birlikte DNA örneğini reddetmedi. Tutanağı da yayınladım. O bir ret değil gerekçe.
Gerekçeniz ne?
Gerekçem şuydu. Bize bahsedilen metruk evde bulunan kadın sıvı DNA’sı... Bizim DNA olarak bildiğimiz bir tek bu var. Ben sol elde çıkan erkek tırnağı DNA’sını bile tekrar raporu incelerken fark ettim, avukatın yanındaydım. Avukata sordum, öyle yayınladım. Onu da ben buldum. Eynesil’de olay zamanı bulunan polislerin DNA’sını, eşlerinin DNA’sını ve aynı zamanda çocuklarının DNA’sını istedim. Bunlar yaşanırken 28 Ağustos’tu ve biz 25 Ağustos’ta bir durum yaşadık tüm herkes biliyor.
O durum neydi?
Sayın Cumhurbaşkanının koruması, 5 ay önce belediye başkanlığı görevi bitmiş, AKP’yle hiçbir alakası olmayan Coşkun Somuncuoğlu’ndan imza almaya gelmiş. Yakalandılar. Bununla ilgili emniyetle görüşme yaparken, Ruhi Kalkan savcıyla görüşüyordu. Şaban, “eşinin senin ve çocuğunun DNA’sı alınacakmış. Çarşamba günü gelin” dediler. Tamam, olur dedim. Sonra geldiler eşinin değil sadece senin ve oğlunun DNA’sını istiyorlar dediler. Neden sadece çocuğum ve ben? Siz bayan vücut sıvısı DNA’sı aramıyor musunuz? Ya vardır bir şey dediler. Neden açıklamıyorsunuz? Rabia Naz’ın pantolonu da yeleği de ağabeyinindir. Bana tırnak DNA’sı ve kadın vücut sıvısı DNA’sını getirin. Bir de balkonda çorap bulduk diye açıklama yapıyorlar. Çocuğun ayağındaydı bu. Demek ki siz attınız balkona. Bu suçtur. Ve annem. Olaydan sonra videosunu çektim. Annem ne diyor, “İnceleme yapılırken beni dışarı çıkarttılar ”diyor. Rabia Naz’ın odasında kapı kapalı işlem yapıyorlar. Ne yaptınız?
GÜLER VATAN İTİRAF ETTİ
Muhammet Vatan, Şaban Vatan Hacettepe’ye rüşvet verdi suçlamasına ne diyeceksiniz?
Yeni Şafak Gazetesi, canına kıyılmış bir kızın babasıyla hiçbir şekilde irtibat kurmayıp, Muhammet Vatan’a ulaşıyor. Ve rezil oluyorlar. Dedikleri şu. Şaban Vatan, Hacettepe üniversitesine 15 bin lira rüşvet vererek mütalaa çıkarttı. Bir üniversiteden mahkeme dâhil, rapor istendiği zaman belli bir ücreti vardır. Üniversitelerde mütalaa çıkarırken de bir ücreti vardır. Ve ben Ziraat Bankası hesabımdan havale yaptığım 5 bin TL’lik makbuzu da sosyal medyada yayınladım. Bu iddiaları da çürüdü. Diyor ki, Şaban bana üç yumruk attı araç çarpması diyelim diye… Tutanak var tutanak. Muhammet Vatan’la ne yaşadığımızın tutanağı var. Ve olay keşif mahkemesinden bir hafta sonra yaşandı. Neden ifade değiştirdiniz diye gittim, neden böyle yaptınız diye sormaya gittim. Sormayacak mıyım tabii ki soracağım. Yüzüme saldırdı. Orada Güler Vatan itiraf etti, ben avukattan dolayı ifade değiştirdim dedi. Mürsel Küçükal’a gittim. Rabia Naz’ı ilk gören kişi… Kardeşim gerçekleri anlat seni yakacaklar gerekirse bizde kal, korumada olun dedim. Milletvekillerinin yanında da dedim Haluk Levent’in yanında da dedim. Bize yardımcı olurlar dedim. Mürsel’in bir şeylere ihtiyacı vardı herhalde onu karşılamışlar. Belirttiği bütün ifadeler de yalan çıktı, herkes izledi.
KUTSAL KİTABA EL BASMADI
Kutsal kitap olayı değil mi?
Evet… Mürsel Küçükal keşif mahkemesinde kutsal kitaba el basmıştı. Hanımı diyor ki videoda “Kutsal kitaba el basmadı ki” Yani el basmayınca yalan söyleyebilir mi? Açık açık itiraf ediyor.
İlk olarak FETÖ firarisi Erkam Tufan Aytav’ın Youtube kanalında röportaj verdiniz, neden?
Ben kim nedir, ne değildir bilmem. Bunlar bana ulaştı ben de tabii hay hay dedim. Ben bilemem ki kardeşim kim nedir. Ben istihbaratçı değilim, beni herkes arıyor. Bakın bugün siz aradınız size konuştum. Ben sesimi duyuruyorum. O devletimizin üzerine düşen bir sorumluluk. Kim bu adam?