Kimisi sandıktan 'evet' çıkacak, kimisi ise 'hayır' çıkacak diyor. Birçoğu ise 'kararsızların durumu önemli' diyor. Yani deyim yerindeyse her kafadan farklı ses çıkıyor. Ancak sonuçlardan çok önemli olan husus, sandığa katılım oranı. Çocuklarımız için, ülkenin geleceği için sandığa gidip oy kullanmak şart. İster 'evet' deyin isterse 'hayır' Bu referandum, cumhuriyet tarihimiz için bir dönüm noktası. Ne olursa olsun ancak bir 'kararınız' olsun. 16 Nisan'da sandığa gitmek vatandaşlık görevinin ötesinde öneme sahip. İşte demokrasi tarihimizden rakamlar eşliğinde sandığa gitmenin önemi...

Pusulalardan ‘hayır’ olanlar fazla çıktığında ise mevcut rejim ile ülkemiz yoluna devam edecek. Yurtdışındaki temsilcilikler ve havalimanındaki kabinlerde 27 Mart’ta başlayan oylamalar için ise Türkiye genelinde 16 Nisan 2017 Pazar günü sandık başına gidilecek.

 16 Nisan’a kadar yurt dışında 2 milyon 972 bin 671 seçmen, yurtiçinde ise 55 milyon 319 bin 222 seçmen toplamda 167 bin 140  sandıkta oy kullanabilecek.

OY VERME SAATLERİNE DİKKAT!

Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis’te oy verme işlemi saat 07:00’da başlayıp 16:00’da bitecek. Diğer 49 şehirde ise vatandaşlar saat 08:00 ile 17:00 arasında oylarını kullanabilecekler.

SEÇİMLERE KATILIM ORANI SONUCU ETKİLEYECEK

Referandum için yapılan kamuoyu araştırmalarında ise referandumun sonucunu ‘sandığa gidenlerden’ çok ‘sandığa gitmeyenler’ belirleyecek. Çünkü 16 Nisan için yapılan birçok ankette ‘evet’ ve ‘hayır’ için oranlar deyim yerindeyse başa baş çıkıyor. 

Yani bundan önceki referandum ve seçimlerin aksine bu halk oylamasında ‘net rakam verebilen’ bir araştırma yok. Hemen hemen tüm araştırmacılar sonuçlar için hep aynı cümleyi kuruyor; “Sonuçları kararsızlar, sandığa gidip gitmeyeceği bile bilmeyen seçmen belirleyecek” Yani sandığa gidip oy kullananların oranı ne kadar yüksek ise demokrasinin ‘tecelli etmesi’ de o oranda kendini ortaya koyuyor.

PEKİ ORANLAR NE DİYOR?

Demokrasi tarihimizde şimdiye kadar yapılan seçim ve referandumlarda ortaya çıkan tablo da bu görüşü destekler nitelikte. İstatistiklere göre; katılımın yüksek olduğu seçimlerde demokrasi yarışı da kıyasıya yaşanıyor ve halkın iradesi sonuca o oranda yansıyor. Sandığa gidiş oranının düşük olduğu seçimlerde de normal olarak sonuçlar; halkın iradesini tam olarak yansıtmıyor.

10 PARTİNİN TEMSİLCİSİ OLACAK

Öte yandan 298 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince sandık kurullarına ise bu seçimde sadece 10 siyasi parti üye verebilecek. O partiler ise şunlar: 1- Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Anavatan Partisi, 3- Bağımsız Türkiye Partisi, 4- Büyük Birlik Partisi, 5- Cumhuriyet Halk Partisi, 6- Halkların Demokratik Partisi, 7- Hür Dava Partisi, 8- Milliyetçi Hareket Partisi, 9- Saadet Partisi, 10- Vatan Partisi