Seçmen, CHP'den kopuyor mu? CHP'li Gürsel Tekin yanıtladı

Seçmen, CHP'den kopuyor mu? CHP'li Gürsel Tekin yanıtladı

Eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, seçmenin CHP'den duygusal anlamda kopup kopmadığına ilişkin konuştu.

Eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, gazetemizin İstanbul Temsilcisi Abdullah Ağırkan'a konuştu. Gündeme ilişkin konulara değinen Tekin, seçmen ve CHP arasında duygusal kopuş yaşanıp yaşanmadığı sorusuna da yanıt verdi.

İşte Gürsel Tekin'in yanıtladığı sorular...

"TARİHİMİZDE GÖRÜLMEMİŞ YOKLUK VE YOKSULLAŞMA YAŞANIYOR"

Sayın Gürsel Tekin, seçimler bitti ancak sizi hala sokakta, pazarda, halkın içerisinde çalışırken görüyoruz. Sokaktaki vatandaşın gündeminde ne var? Halk ne diyor?

İkinci Dünya Savaşı’nın yokluk günleri veya ambargo dönemi dahil Türkiye tarihinde böyle bir dönem yaşanmadı. O dönemlerde insanlar en azından başını sokacak bir ev bulabiliyordu, sofrasına bir parça et, bir parça sebze koyabiliyordu. Bugün konut kiraları uçmuş durumda. 5 yıl önce İstanbul genelinde konut kiralarında m2 fiyatı 16,24 lira. 100 m2 ortalama ev kirası aylık 1624 lira. Bugün m2 fiyatı İstanbul genelinde 146 lira. Ortalama ev kirası yaklaşık 14 bin lira. 5 yılda kira fiyatlarında artış yüzde 789. Buna kim yetişecek? Kirada oturanlarla ev sahipleri sürekli kavga içerisinde. Asgari ücretliler, memurlar, çalışanlar, yeni işe başlayan gençler, üniversite öğrencileri, emekliler kimse ev bulamıyor. İstanbul’da yaşayan yaklaşık 2 milyon sığınmacı var. 1 milyon 147 bin de yurt dışı doğumlu vatandaş olduğu açıklandı. Konut satın alması yoluyla vatandaşlık sahibi olanlar bunlar. Sonuçta sadece İstanbul’da 3 milyon yabancı konutlara yerleşmiş durumda. Hem hükümetin uyguladığı ekonomi politikaları hem yabancı talebinde yaşanan artış nedeniyle artık yabancılar İstanbul’da yaşıyor, bu ülkenin vatandaşları da oturacak ev kalmadığı için Anadolu’ya geri göç ediyor. Anadolu’da da iş imkanları sınırlı, orada da kiralar artıyor. Kayseri’de mesela 5 yılda artış yüzde 753, Yozgat’ta yüzde 426, Afyon’da yüzde 786. Gıda enflasyonu dünyada art arda 12 ay düşerken, Türkiye’de gıda fiyatları 31 ay kesintisiz arttı. TÜRK–İŞ verilerine göre gıdada yıllık enflasyon yüzde 70,4. Bugün millet yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. En son yapılan araştırmaya göre 1 milyon 300 bin çocuk okula aç gidiyor. Bu yıl bu sayı daha da artacak. Açıkça soruyorum. Bunlar Bahreyn’i çok seviyor. Yaklaşık Bahreyn’in toplam nüfusu kadar çocuk okula aç giderken nasıl rahat uyuyorsunuz? O oturduğunuz koltuklarda yüzünüz kızarmadan nasıl oturmaya devam ediyorsunuz? Ne yazık ki bu ülkeyi yönetenler makamlarını sevdikleri kadar Türkiye’yi sevmiyor. Bu ülkeyi yönetenler çocuklarının vakıflarını düşündükleri kadar, bu ülkenin çocuklarını düşünmüyor. Bu ülkeyi yönetenler yazlık saraylarının peyzajı kadar emeklilerin, çalışanların, sokaktaki vatandaşın haliyle ilgilenmiyor. Dolayısıyla milletimiz gerçekten çok acı, gerçekten tarihimizde görülmemiş bir yokluk ve yoksullaşma yaşıyor.

"BİLEREK, İSTEYEREK BU MİLLETİ FAKİRLEŞTİRDİLER"

Geçen hafta Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararı çok tartışıldı. Siz ne düşünüyorsunuz?

Çok değil 2 yıl geriye gidelim. Mart 2021. Naci Ağbal, faizi 17’den 19’a çıkardı. O zaman enflasyon yüzde 16. 1 dolar 8,3 lira. Yandaş bir gazete “Bu operasyonu kimin adına çektiniz” diye manşet attı. 20 Mart 2021’de Naci Ağbal görevden alındı. Aralık ayında da Nurettin Nebati Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Erdoğan’ın dünya tarihinde eşi benzeri olmayan ucube ekonomi politikası uygulandı. Sonuçta bugün faiz nereye geldi? Yüzde 25. Dolar ne oldu? Yaklaşık 26 lira. Enflasyon? TÜİK’e göre yüzde 48. KKM diye bir yük çıkardılar. Milyonerlere 800 milyar lira dağıttılar. Peki madem faizi yüzde 25’e çıkartacaktınız, bu millet bu bedeli niye ödedi? Bilerek isteyerek bu milleti fakirleştirdiler. Enflasyon filan umurumuzda değil dediler. Emeğin değerini dolar bazında düşürerek, sığınmacılarla emek piyasasını baskı altına alarak, sermaye sınıfının adeta ülkenin bütün varlığına el koymasına sağladılar. Düşünün bu ülkede şu an nüfusun sadece yüzde 5’inin serveti, kalan yüzde 95’ten daha fazla. Bu ülkedeki her 100 liranın 59 lirasını 5 kişi cebine koyuyor. Kalan 41 lirayı 95 kişi arasında bölüşüyor. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. Erdoğan varken, ekonomi filan düzelmez. Erdoğan’ın dünya görüşü, ekonomiye bakışı zaten yoksulların daha yoksul olması üzerine. Çalışanlar, emekliler, ücretliler kaybedecek ki, Erdoğan’ın sermaye sınıfı kar edecek, ülkenin kaynaklarını yönetecek. 2018’de bunu söyledim. Erdoğan dedi ki verin yetkiyi, faizle şunla bunla nasıl uğraşılıyormuş görün. Gördük. 2023’de gene aynısını söyledim. Şimdi 2028’e kadar millet fakirleşmeye devam edecek. Millet sandığa gidip oy kullanırken kendi cebini de geleceğini de oyluyor. O bakımdan kural değişmez. Erdoğan’a oy vermek açlığa, yokluğa ve yoksulluğa oy vermek demektir.

"CHP KAZANIRSA TÜRKİYE KAZANACAK"

Vatandaşın gündeminde ekonomi varken, seçim sonrasında CHP’de yaşananlar da çok tartışılıyor. Duygusal bir kopuş yaşandığı söyleniyor. Siz ne diyorsunuz?

Bakın 2022 yılında 106 bin üniversite öğrencisi maddi imkansızlık nedeniyle okuluna kayıt yapamadı. 200 bin ortaokul ve lise öğrencisi kayıtlarını yapamadılar. Millet artık ev aramıyor, ranza arıyor. Ev değil, oda değil, yatak kiralanıyor. Son dönemde ‘paylaşımlı evler’den sonra, ‘paylaşımlı oda’ ilanları da artmaya başladı. Yurt gibi aynı odaya birkaç yatak ya da ranza konuluyor, sekiz kişiye kadar kiracı tek odada birlikte kalıyor. Böyle bir tablo var. Bu tablonun da bir sorumlusu var. Asli failleri sorgulamak varken, cambaza bak oyunu ile sabah akşam CHP tartışılıyor. CHP kendi içinde tartışmasını yapar, seçim sonuçlarından gereken dersi çıkartır, yoluna devam eder. İstediğimiz sonucu elde edemedik diye mücadeleyi bırakacak halimiz yok. İstediğimiz sonucu elde edene kadar CHP mücadeleye devam edecek güce de birikime de sahiptir. Önümüzde yerel seçimler var. Bakın İstanbul’un kaderi mevzu bahis. Ankara’nın kaderi mevzu bahis. Çok değil 5 yıl önce rant ile adeta yağmalanan, betona gömülen, tüm doğal kaynaklarını kaybeden şehirler şimdi nefes almaya, hizmetle güzelleşmeye başladı. Büyük Marmara Depremi bekleniyor. Hükümet her yeri imara açarak, rezerv alanları yok ederek, askeri alanlardaki son kalan yeşillikleri de betona gömerek rantiye için bir vurgun yapmanın hayalini kuruyor. Erdoğan’ın İstanbul hayali bu. Daha fazla sığınmacının geldiği, daha fazla konutun üretilip yabancılara satıldığı, bu yolla beton lobisinin zenginleştiği, Türklerin yaşayamaz hale geldiği ve boşalttığı bir şehir hayal ediyor. İstanbul bu ülkenin vatandaşlarından bu yolla arındırılıyor. Ortada böyle büyük ve korkunç bir plan varken, elele verip yerel seçimler için canımızı dişimize takarak çalışmak zorundayız. İstanbul’u CHP kazanırsa, Ankara’yı CHP kazanırsa Türkiye kazanacak. Eğer bu şehirleri kaybedersek sığınmacı ve beton lobisi kazanacak. Taraflar bu kadar açık, bu kadar net. O yüzden herkesi sorumlu davranmaya, makul davranmaya, Türkiye için çalışmaya çağırıyorum.