Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenler İstanbul'da anıldı

Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenler İstanbul'da anıldı

İstanbul, Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Kadıköy'de bir araya gelerek Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenleri andı.

İstanbul, Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Kadıköy'de bir araya gelerek Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenleri andı. 

 Anma, hayatını kaybedenler için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri okundu.

Anmada "Sivas'ın ışığı sönmeyecek, mafya ve çete düzeninden Maraş'ın, Sivas'ın, İzmir'in hesabı sorulacak" pankartı açıldı ve "Katillerden hesabı, emekçiler soracak" sloganı atıldı. 

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan Zeynep Çelik, Sivas Katliamı'nın “Alevilerin toplumsal mücadeledeki varlığını pasifize etmek için düzenlendiğini” söyledi. Çelik, şöyle konuştu:  

"Bundan tam 28 yıl önce, Sivas’ta 35 insanımız, bir kontrgerilla organizasyonu ile tüm toplumun gözü önünde ve tam sekiz saat TV kanallarından yayınlanarak katledildi. Sivas Katliamı, ardından gelen Gazi katliamı gibi Alevilerin toplumsal mücadeledeki varlığını pasifize etmek için düzenlenmiştir. Alevi, Kürt, Ermeni gibi Türk-Sünni kimliği dışındaki kimliklere mensup halklara yönelik yapılan katliamlar bu ülke siyasetini dizayn etmede kontrgerillanın sıkça başvurduğu yollardandır. Hesap sorulmadıkça yenilerine kaygı duyulmadan başvurulmaktadır. Yakın zamandaki Suruç Katliamı, 10 Ekim katliamı bunun örneklerindendir. İktidarı kaybetmeyle yüz yüze gelen AKP bu katliamların sorumlusu ve faydalananıdır."

"ERDOĞAN'IN 'HAYIRLI OLSUN' DEDİĞİNİ UNUTMUYORUZ"

Çelik, "Bugün de çetelerle, mafyayla iç içe geçmiş bir devlet manzarasını tüm toplum olarak izliyoruz" diyerek, şöyle devam etti:

"2014 yılında Sivas Katliamı zamanaşımına uğratıldığında dönemin Başbakan’ı, Erdoğan’ın 'Hayırlı olsun' dediğini unutmuyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen yıl ileri yaşından dolayı katliamın planlayıcılarından birinin cezasını affettiğini unutmuyoruz. Oysa yıllardır birçok muhalif hükümlü ileri yaşlarına, ağır hastalıklarına rağmen bırakın affedilmeyi cezası ertelenmiyor bile.

İktidar ortaklarının her biri ortak olduğu mafya gruplarını gizleme ihtiyacı bile hissetmiyor. Biri Peker’le poz veriyordu, diğeri Çakıcı’yla, sonra mafya ve çete koalisyonu tüm Türkiye’ye birlikte poz veriyorlar. Uyuşturucu taciri Cumhurbaşkanı danışmanlarından müteveffa Burhan Kuzu tarafından hapisten kurtarılıyor. Kara paracı Sezgin Baran Korkmaz Cumhurbaşkanı Erdoğan’la poz veriyor. Kara paracının otelinde bakandan bürokrata, savcıdan hâkime neredeyse tüm devlet erkanı bedava konaklıyor.  Milyon dolarlık marinalara, şirketlere, arazilere devlet ortaklığıyla “çökülüyor”. Para kavgası çıkınca da iktidar içinde mafyanın has bir tarzla iç çatışma başlıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefet liderlerini hedef gösteriyor. Küçük ortağı Bahçeli başta HDP olmak üzere tüm muhalifleri hedef gösteriyor. Tehditlerin hemen ardından HDP İzmir örgütüne kanlı bir saldırı gerçekleştiriliyor. Cumhurbaşkanı başsağlığı bile dilemezken, İçişleri bakanı hiç konuşmuyor, küçük ortak Bahçeli katledilen Deniz Poyraz’ı suçluyor. Daha barut kokusu dinmeden de HDP’nin kapatılma iddianamesi AYM tarafından kabul ediliyor.

Tek adam Erdoğan’ın 'Bu daha iyi günleriniz, daha neler göreceksiniz' tehdidi tüm muhalefeti hedefine koymuş durumda. İktidar bir kez daha derin bir krizde, yönetemiyorlar. İktidarı kaybetmemek için her yola başvurmaktan çekinmeyeceğini tecrübeyle bildiğimiz bir çürümüş ittifak var karşımızda. Bugün Sivas’ı unutmamak bu nedenle önemli, bugün Maraş’ı unutmamak tekrar katledilmemek için önemli, bugün Çorum’un nasıl direnerek büyük bir katliamı önleyebildiğini hatırlamak bu nedenle önemli."

"33 İNSANIN KATLEDİLMESİ SEYREDİLDİ"

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu burada yaptığı konuşmada İzmir'de parti binalarına yapılan saldırıda öldürülen Deniz Poyraz'ı hatırlatarak, "Sivas'ta oteli ateşe verenler bugün Deniz Poyraz'a ateş edenlerdir" dedi. Piroğlu, şöyle konuştu:

"Bunca yıl sonra hala Sivas'ı anıyor, Sivas'ı unutma, unutturma diye bağırıyor, öfke ile sloganlarımızı atıyorsak bunun sebeplerinden biri katillerin sokakta geziyor olmasıdır. Sivas'ı anmak, katilleri unutturmamak, katliamı güncel kılmak içindir. Çünkü Sivas Katliamı düne ait bir olay değildir bugünün tehdittir. Sivas'ta oteli ateşe verenler bugün Deniz Poyraz'a ateş edenlerdir. Sivas'ta yapmak istediklerini bugün tekrar devreye koymak isteyenlerdir. Sivas'ı bir güruh ateşe verdi, tekbir getirerek, göz göre bir oteli ateşe verdiler. Ama Sivas'ın önünde onu korumak için hiçbir şey yapılmadı. O yüzden seyredenler de o güruh kadar sorumludur. Sivas'ı koruması gereken devletin ta kendisidir. 8 saat boyunca bu devlet sadece seyretti. Tek bir adım atılmadı. Bilerek 33 insanın katledilmesi seyredildi."