Skandal... Atatürk'ten hesap soracağız!

Skandal... Atatürk'ten hesap soracağız!

Ayasofya'nın açılışında Diyanet İşleri Başkanı'nın Atatürk'e lanet okumasının yankıları devam ederken, Fetih TV'de yayımlanan bir röportaj tepki çekti.

aykiri.com.tr'de yer alan habere göre; 24 Temmuz'da kılınan cuma namazıyla birlikte ibadete açılan Ayasofya'da Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın hutbede Atatürk'e lanet okuması çok büyük tepkilere neden olmuştu. Bu olayın yankıları devam ederken Fetih TV'de yayımlanan bir skandal röportaj ortaya çıktı.

YİNE ATATÜRK HEDEF ALINDI
Ayasofya'nın açıldığı gün röportaj yapan Fetih TV'ye konuşan Hasret Yıldırım isimli şahıs "Hilafet nereden battıysa oradan kalkacak" diyerek hilafet çağrısı yaptı ve Ayasofya'nın açılmasının hilafetin kalkışının ilk adımı olarak nitelendirdi. Ayrıca 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını eleştiren Yıldırım "Ayasofya kararı Mustafa Kemal'in mezarının açılarak kemiklerinin sokağa atılması demektir" ifadelerini kullandı. Kararnamenin altında imzası olanlardan hesap soracaklarını ileri süren Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk'ü hedef aldı.

Atatürk düşmanı Fatih Tezcan'a yakınlığı ile bilinen ve adının Hasret Yıldırım olduğu öğrenildi. Yılmaz, Atatürk'ten hesap soracaklarını söyledikten sonra, 5816 sayılı kanunu yani Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu'nu eleştirdi.

FALİH RIFKI ATAY'A 'SARHOŞ' DEDİ
Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk'ü hedef aldıktan sonra bu seferde Atatürk'ün yakın dostu ve Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerinden olan yazar ve milletvekili Falih Rıfkı Atay'a 'sarhoş' dedi.

Sarhoş demekten çekinmediğini söyleyen Yılmaz, "Atatürk'ün içki sofralarının bir numaralı adamıydı" dedi.

İşte o skandal ifadeler:

''Arkasından ne gelecek? Diyeceğiz ki; 1934’te bir kararnameyle burayı müzeye çevirdiniz. 2020’de alınan bir Danıştay kararıyla bu müze kararını yok ettiniz. ‘1934’te bu imzayı atanlardan hesap sorulacak’ diyeceğiz. Bunun da önü 5816 sayılı insanı dünyada koruyan tek kanunun kaldırılması diyeceğiz. Yani tarihi şahsiyetler kanunlarla korunmasın. Mesela Abdülhamit Han’ın, Kanuni’nin, Yavuz Sultan Selim’in, Fatih Sultan Mehmet’in kanunla korunmaya ihtiyacı var mı? Ayasofya, camiye çevrildikten sonra kudurup Cumhurreisimiz Erdoğan’a 5816 davası açan güruha sesleniyoruz: Adamınız büyükse, kaldırın kanunu; hakikatleri vesikalarla konuşalım. Herkes boyunun ölçüsünü alsın! Hodri meydan! Falih Rıfkı Atay diye bir sarhoş var. Sarhoş demekten çekinmiyorum. Mustafa Kemal'in içki sofralarının bir numaralı adamıydı. Bunun hatıralarında bir söz var; ‘Ayasofya'nın camiye çevrilmesi demek. Mustafa Kemal'in mezarının açılarak kemiklerinin 2/3 sokağa atılması demektir.' İşte Müslümanlar bu şuurda olursa mevzuyu çözerler. Biz bugün o kemikleri sokağa attık. Ama Falih Rıfkı’nın hitabıyla. İşin içinde kanun var ben konuşmaya korkuyorum.''