Soli Özel'den Semra Topçu'ya çarpıcı açıklamalar! Suriye'deki son savaş Türkiye'yi nasıl etkiler?
Dış Politika Uzmanı Soli Özel, Gazeteci Semra Topçu'nun Youtube kanalına konuk oldu. Programda gündem 'Suriye'ydi.
Suriye'de yıllardır süren iç savaş tam dindi derken, bölge yeniden karıştı. Bir yanda İsrail'in Gazze'yi abluka altına alması, öte yandan İran'ın füze atışları, Lübnan'da yaşananlar ve şimdi de Suriye'de yeniden bir iç kargaşa çıkması Türkiye'nin nasıl konumlanacağını da sorguladı.
Türkiye'nin Suriye hesapları, Fırat'ın batısında HTŞ ve SMO'nun ilerlemesinin sonuçlarını Dış Politika Uzmanı Soli Özel, Gazeteci Semra Topçu'nun kanalında değerlendirdi.
"TÜRKİYE'NİN SURİYE'DE OLANLARDAN HABERDAR OMLAMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Soli Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'nin bölgede olanlardan haberinin olmaması eşyanın tabiatına aykırı. Son derece göbekten bağlı olan Suriye Milli Ordusu da harekete geçti. Dolayısıyla Türkiye'nin bu işin bir tarafında olduğuna şüphe yok.
Türkiye'nin İdlib'de 10 bin kadar askeri var. Orada bir şeyler hazırlanıyorsa bundan haberdar olmaması bana pek inandırıcı gelmez. HTŞ'nin giyindiği üniformaların nerede yapıldığına bakarsanız, HTŞ tabi Türkiye'ye tamamen biat etmiş SMO gibi bir örgüt değil. Başka temasları olduğuna şüphe yok. Herkesi bastırmış. Lideri pragmatik gibi gözüken eski El-Kaideci, ondan koptuğunu iddia eden, İdlib'deki yönetimde dinsel azınlıkların en azından bir takım haklarını gözeten bir yöntem izlemiş, kilise onarmış ama çan çalınmayacak, haç gözükmeyecek gibi kurallarla... Halep'e saldıran koalisyon içindeki iki örgüt hala El Kaide üyesi gibi gözüküyorlar. Bu, Halep'te yine dinsel azınlıklara gösterilen müsamaha ve hoşgörü, hatta Şiilere karşı gösterilen hoş görü gerçek midir yoksa iktidar kokusu alındı, Amerikalılar bir şekilde işin içinde onlara şirin gözükmek için geçiş tavrı mıdır zaman gösterecek ama Türkiye'nin bu işlerden haberdar olmaması mümkün değil
SURİYE'NİN İÇ YAPISI VE TÜRKİYE'NİN BAKIŞI
Bizim hükümet Suriye iç savaşı başladığında Suriye nüfusunun ezici çoğunluğunun Sünni olması nedeniyle, İslamcıların iktidara gelmesinin normal olduğunu düşündü. Bu Suriye'yi hiç anlamadıkları anlamına geliyor. Suriye'de cihatçılardan hoşlanmayan ciddi bir Sünni seçkin ,işveren tabakası var. Diğer azınlıklar var bunlar da azınlık değiller ve rejim de büyük ölçüde laik bir rejim ayrıca da başında. Ama Sünniler de onlara isyan etmediler, rejim içindeki Sünniler. Dolayısıyla Suriye'nin dokusunun HTŞ tarafından yönetilmeye en azından zamanında uygun değildi, bugün de uygun olmadığını düşünüyorum. Ayrıca bunun ne diğer bölgedeki Arap devletleri tarafından ne de umarım Türkiye ne de diğer aktörler tarafından arzulanacak bir şey olmadığı kanaatindeyim.
Türkiye'nin 2011'deki gibi gelin, Emevi Camii'de namaz kılarız tavrında olacağını sanmıyorum. Bugünkü siyasi ortamda yeni bir göç dalgasına göz yumulması siyasi intihar anlamına gelir. İkinci tehdit Kürtlerden bir şey gelir mi? Onlar da Halep'i terk ettiler. Daha güneye kaydılar. Cumhurbaşkanının söylediği bir şey vardı, "Onlarla aramıza açık bir mesafe koyacağız." Bu iş yatışınca böyle bir ortam ortaya çıkacak. PYD-YGP daha güneye kaymış olacak.
SURİYE'DEKİ SAVAŞIN TÜRKİYE'YE EN ÇOK ETKİSİ NE OLUR?
Dera'da iç savaşı başlatan ilk olayın gerçekleştiği yerde ABD desteğiyle PYD-YPG'nin cihatçılara, rejime karşı savaştığı da söyleniyordu. Tüm bunların sonunda daha farklı güç dağılımlarının olduğu bir coğrafya ile karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye'ye göç dalgası dışında tehdit oluşturacak bir YPG saldırısı gibi bir şeyin mümkün olamayacağını düşünüyorum. Ya da orada bir devletçik kurulabilir mi kaygısı var. Biraz unutuyoruz. ABD yardımcı olduğu için kızılıyor da Rusların anayasa teklifinde federal bir yönetim önerildiğini ve burada Kürtlere yönetim bölgesi verileceğinin önerildiğini unutuyoruz. Rusların o denli söz söyleme hakkı olacak mı? Herhalde olur diye düşünüyorum. Yakında göreceğiz. Daha çok kaygan bir zemin ve akışkan bir durumla karşı karşıyayız"