
Star yazarı: 'Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak için "Oh olsun" diyenlerden değilim'
Star yazarı Ahmet Kekeç, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası tutuklanan yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası için "Kararı sevinçle karşılamayı hem ayıp, hem küçültücü sayarım" dedi.
Star yazarı Ahmet Kekeç, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası tutuklanan yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını değerlendirdi. "O kişilerin FETÖ’cü olduklarını düşünmedim" diyen Kekeç, "Dolayısıyla, 'Oh olsun' diyenlerden değilim ve kararı sevinçle karşılamayı hem ayıp, hem küçültücü sayarım" ifadesini kullandı.
Ahmet Kekeç, "Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşler" başlığıyla yayımlanan yazısında, Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlere kesilen cezanın kamuoyunda nasıl inikas bulduğunu “anlamaya” çalıştığını belirterek, şunları kaleme aldı:
"FETÖ’yle dirsek temasında olanlar, HDP’liler ve bir kısım liberaller karara çok öfkeli. Bunlar, faturayı, daha çok, siyasi iktidara kesiyor. Tanıdık ve bildik cümlelerle siyasi iktidara saydırıyor. Sayıları çok değil.
Kararı usulü dairesinde eleştiren, “Bu çok fazla oldu” deyip serinkanlı bir yaklaşım sergileyenler de var elbette.
Karara sevinenlerin, “Oh olsun... Hak ettiler... Balyoz ve Ergenekon’da şu haksızlıkları yapmışlardı, şu kadar insanın canını yakmışlardı” diyenlerin sayısı daha fazla.
Bu istatistikle bir şey ima etmeye çalışmıyorum. Daha doğrusu, kararın “haklı” ya da “haksız” olduğunu söylemeye çalışmıyorum. İstatistik, ortaya çıkan kararın “hukuki” olup olmadığını göstermez.
Bu cümleden olarak, adı geçen kişilerin haksızlığa uğradıkları ve cezaların “orantısız”olduğu söylenebilir. Bunun tersi de savunulabilir.
İstatistik, sadece bir konuda (adı geçen kişilerin durdukları yer konusunda) “gösterge”olabilir.
Demek ki durdukları yer, kamu vicdanında o kadar da meşru ve “savunulabilir” bir yer değilmiş.
'FETÖ'CÜ OLDUKLARINI DÜŞÜNMEDİM'
Ben kanaatimi daha önce yazmıştım: O kişilerin FETÖ’cü olduklarını düşünmedim.
Dolayısıyla, “Oh olsun” diyenlerden değilim ve kararı sevinçle karşılamayı hem ayıp, hem küçültücü sayarım.
İçeride çürümelerini istemem elbette ama darbeye “altyapı” oluşturdukları (bir darbeyi çok istediklerini gizlemedikleri ve bunu çağıran birtakım beyanlarda bulundukları, hatta “öngörülerini” konuşturup aba altından “FETÖ sopası” gösterdikleri) için en azından “ahlaken” yargılanmalarını isterim."