Telegraph gazetesi: Bu deprem Erdoğan’ın sonu olabilir

Telegraph gazetesi: Bu deprem Erdoğan’ın sonu olabilir

Britanya merkezli yayın yapan Telegraph gazetesinde çıkan bir yazıda, depremlerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sonunu getirebileceği öne sürüldü.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin üzerinden bir hafta geçti. 10 ili derinden etkileyen depremlerden sonra yetkili kurumların yardım göndermekte geç kalması, iktidara yoğun eleştiri olarak geri dönüyor. Depremin sekizinci gününde halen yeterli desteği göremeyen bölgeler var.

Telegraph‘tan Mark Almond da, bu tartışmaları ‘This Earthquake could be the end of Erdoğan’ (Bu deprem Erdoğan’ın sonu olabilir) başlıklı yazısında değerlendirerek, depremin Türkiye’de bazı siyasi gelişmelere neden olabileceğini dile getirdi.

Yazı, “Gün siyaset günü değil, birlik günüdür” çağrılarının bu tarz dönemlerde anlaşılır olduğunu ama özellikle Türkiye’de, depremlerin siyasi sonuçlara gebe olduğunu belirterek başlıyor. Erdoğan’ın otoriter yönetim tarzının yardım çalışmalarını engellediği ve yıkılan/zarar gören binaların iktidara yakın kişilere ait olduğu ve öncesinde denetlenmediğinin muhalefet tarafından dile getirildiği belirtilen yazıda, bunun Erdoğan için bir ‘siyasi zehir’ olduğu söyleniyor.

Yazıda, Erdoğan’ın da 1999 depreminden sonra popülerliğini artırdığı ve bu sayede iktidara geldiği söylenirken, Erdoğan’ın gidişinin de depremden dolayı olabileceği savunuluyor.


Yazıya göre, depremden henüz 24 saat önce milliyetçi kartı oynamak Erdoğan’ı bir başka cumhurbaşkanlığı dönemine taşıyacak gibi görünüyordu. ABD karşıtlığının sesi olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen günlerde İstanbul’da meydana gelen terör saldırısının ardından ABD’nin taziyelerini reddetmişti. Şimdiyse Soylu, kendisinin ve Erdoğan’ın sert dille eleştirdiği ülkelerle yardım koordinasyonundan sorumlu. Ankara’nın, ‘terör destekçisi’ olarak lanse etmeye çalıştığı ülkelerden yardım seli geliyor. Putin’se pek bir yardımda bulunmuyor. Bu da hangi ülkelerin gerçek dost olduğunun yeniden düşünülmesine yol açabilir.

Hem bu durum hem yazıda ‘siyasi zehir’ olarak tanımlanan gelişmeler, Türkiye’deki siyasi tavırları ve dolayısıyla seçim sonuçlarını etkileyebilir.