
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'dan "Milli sol olur mu?" sorusuna yanıt
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Milli sol olur mu?" sorusunun yanıtını verdi.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, TKP’nin Sesi podcast kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Merak edilen soruları yanıtladı. Programın bu haftaki gündemi “yerli ve milli”lik oldu.
Kemal Okuyan, AKP’nin yerli ve milli olma söyleminin arkasında neler yattığını, milli bir sol olup olamayacağını, kozmopolit solun içyüzünü ve kendisini bir yere ait hissetmenin sol için neden önemli olduğunu değerlendirdi.
"KOZMOPOLİT OLMA İDDİASINI TAŞIYAN SOL ÇÖPTÜR"
“Milli sol olmaz” diyen Okuyan, çok kullanılan bu kavramda millilikten kastedilenin ne olduğuna da açıklık getirdi. İnsanları sömürenlerle emekçilerin, yoksulların ortak çıkarları olamayacağını vurgulayan Genel Sekreter, milli sol söyleminin karşısında kozmopolit olma iddiasını taşıyan sol için de “çöptür” dedi. Yurtsuzluk hissine neden olan ve giderek köksüzlüğe dönüşmüş bu yaklaşımın karşısında bir yere ait hissetmenin önemini açtı.
"BİZ BU ÜLKENİN HIRSIZLARIYLA, SÖMÜRÜCÜLERİYLE, İŞBİRLİKÇİLERİYLE ORTAK BİR ŞEYE SAHİP DEĞİLİZ"
Okuyan şu ifadeleri kullandı:
"Niye milli sol olmaz? Biz bu topraklara aitiz. Kökümüz burada, yurtseveriz evet. Milli olmak iki nedenle mümkün değil. Bir tanesi herkesi içine alan bir Türkiye çıkarı yoktur. Biz bu ülkenin hırsızlarıyla, sömürücüleriyle, işbirlikçileriyle, Amerikancılarıyla, NATO'cularıyla ortak bir şeye sahip değiliz. Son tahlilde onlar bizim işbirlikçilerimiz değil. Hayır! Hiçbir yakınlığımız yok. Dolayısıyla milli sol dendiği anda şuraya gireriz. Kendi sömürücüleri yerli olsun, kapitalist olsun, patron olsun ama ne de olsa milli. Onunla iyi ilişkiler kuran bir sol. Bu olmaz.
İkincisi dünyada sınıfsız sömürüsüz topluma giden yol, her ülkede ya da her zaman diliminde o ülke ya da zaman dilimine uygun bir karakter taşıyacaktır. Ama öte yandan da evrensel ve değişmez bazı ilkeleri var. Bu bizim ezberlerle kutsallıklarla hareket ettiğimiz anlamına gelmiyor. Örneğin bir eşitlikçi sosyalizmi kurmak komünizme giden yoldur. Mülkiyet ilişkileri. Kamucu bir mülkiyet biçimi ve burada bir belli bir süreliğine devlet mülkiyetinin hakim olması. Bu mesela evrensel bir kural. Bununla oynayamazsınız. Komünizme giden yolda ülkenin siyasal yapısı evrensel karakterdedir. Bununla oynayamazsınız. Çıkıp da "başkanlık sistemidir bizim sosyalizm sistemimiz. Türkiye'de bu iş böyle olacak" Hayır! Evrensel olarak, her zaman aşağıdan yukarıya örgütlenmiş bir meclise dayanır ülkenin siyasi yapısı. Bu evrensel kuraldır. Bu, milli olamaz. Bu her yer için geçerlidir.
"PARANIN HAREKETLERİDİR BUNLAR"
Bu anlamda biz kendimize yurtsever deriz. Bu toprağa ait deriz. Kapitalist ülkeler, toprak dediğimiz ülkeyle ilişkileri yağma üzerine kuruludur. Sınır tanımazlar. Hep yayılmaya çalışırlar. O yayılmanın yansımasıdır ülkelerin birbirini işgal etmeye çalışması. Durup dururken insanların içinde fetihçi özlemler olduğu için bir ülke başka ülkeyi işgal etmeye çalışmaz. Paranın hareketleridir bunlar.
"GERÇEK BİR KOMÜNİST HAREKETİ, KENDİ ÜLKESİNİN ZARARINA, BAŞKA ÜLKELERİN LEHİNE ÇALIŞMA YÜRÜTMEZ"
Toplumun kimi kendisine göre yargıları var. Onlar milli sol, kökü dışarıda olmayan, yabancı ülkelere hizmet etmeyen olarak anlıyorsa hiçbir sakıncası yok. Kim ne kokluyorsa koklasın. Çünkü Türkiye'de ya da başka yerde gerçek bir komünist hareketi, kendi ülkesinin zararına, başka ülkelerin lehine çalışma yürütmez. Bu imkansızdır. Zaten tarih boyunca bizim anlımız ak. Tarih boyunca komünistler bir ülkenin işgaline karşı en önde mücadele etmiş, silaha sarılmış insanlardır. Türkiye'de de böyle olmuştur Anadolu'da. Yunanistan'da da böyle olmuştur. Fransa'da da. İkinci Dünya Savaşı en güzel kanıttır.
"KOMÜNİSTLERİN DAYANIŞACAĞI ŞEY YİNE KENDİLERİ GİBİ OLANLARDIR. YANİ GARİBANLARDIR"
Kendilerinin ne kadar dış destekle ayakta kaldıkları, sermaye, gericilik, karşı devrim uluslararasıdır. Hep başka yerlerden destek alırlar. Halkın, işçi sınıfın, yoksulların ve komünistlerin yurt dışındaki dayanışacağı şey yine kendileri gibi olanlardır. Yani garibanlardır. Biz şimdi Yunanistan'da muhatabımız Yunan devleti olabilir mi? Ama bizim oradaki dostlarımız oradaki düzende zarar gören, yoksullaşan işçilerdir, emekçilerdir, onları temsil edenlerdir. Aynı şey Almanya için de geçerlidir. Alman devleti Türkiye solunun dostu olabilir mi?"
YENİ BİR AÇILIM SÜRECİ OLUR MU?
Okuyan son olarak Kürt sorununda yeni bir açılım ihtimali üzerine değerlendirmelerde bulundu ve TKP’nin bu konuda yeterince radikal bir söyleme sahip olmadığına dair yapılan eleştirilere yanıt verdi.
Kemal Okuyan’a göre iktidar cephesindeki hazırlıklar ve DEM Parti’den gelen açıklamalar yeni bir açılımın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu sorunun bir yere bağlanmak zorunda olduğuna fakat bunun bir çözüm anlamına gelmediğine dikkat çeken Okuyan, aksine, Türk ve Kürt milliyetçiliğinin karşılıklı bir kilitlenmeye yol açtığının altını çizdi. TKP’nin birbirini besleyen bu milliyetçilikler açısından bir alan temizliği içinde olduğuna ve taraflaşmayı doğru yerden kurmaya olan ihtiyaca vurgu yaptı.