Yeni Şafak yazarı: ‘En ciddi değişimi CHP yaşıyor'
Cumhurbaşkanı çıkarmanın ve iktidara gelmenin, tüm politika ve adayların yeniden dizaynını zorunlu kıldığını belirten yazar ve eski AA Genel Müdürü Öztürk, partiler arasında en ciddi değişimi CHP’nin yaşadığını, Muharrem İnce’nin sinerji yaratarak, CHP tabanını konsolide ettiğini belirtti. Öztürk, seçmenin bu seçimde ilk defa rengini çok ortaya koymadığını ifade ederek, ‘Oylar aslan kralın ağzında’ yorumunu yaptı.
Eski AA Genel Müdürü ve Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, “Cumhurbaşkanı çıkarmak ve iktidara gelmek istiyorsanız halkın % 51’ine ulaşmak zorundasınız. Bu da sizin tüm politikanızı ve adaylarınızı yeniden dizayn etmenizi zorunlu kılar. Eski usulle olmaz artık” dedi. Siyasi partiler arasında en ciddi değişimi CHP’nin yaşadığını belirten Öztürk, “İnce’nin bir sinerji yarattığı, CHP tabanını konsolide ettiği görülüyor” ifadesini kullandı.
Kemal Öztürk, ‘Oylar aslan kralın ağzında artık’ başlıklı yazısında, listelerdeki aday profillerinin, siyasetin geleceği ile ilgili önemli ipuçları verdiğini, ciddi bir değişime doğru gidildiğini belirterek, “Aslında yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi, tüm siyasi partilerin dengesini alt üst ediyor, daha da edecek. Siyasi partiler ideolojik olarak değişmek zorundalar. Yetmez. Yapısal değişiklikler ve siyaset yapma biçimlerini de değiştirmek zorunda kalacaklar. Bunun tek sebebi yeni sistem” dedi.
CHP’DEKİ DEĞİŞİMİ GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?
Cumhurbaşkanı çıkarmak ve iktidara gelmek için halkın % 51’ine ulaşılmasının zorunluluğunu dile getiren Öztürk, bunun da tüm politikanın ve adayların yeniden dizaynını gerektirdiğini kaydetti. ‘Sanırım siyasi partiler arasında en ciddi değişimi ve savrulmayı CHP yaşıyor. Önceki cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP zihniyetine ‘lanet okuyarak’ büyüdükleri dindar bir mahalleden gelmişti. Bu adaylık, CHP içinde çok derin bir travma yarattı ve halen de etkileri sürüyor. Muharrem İnce’nin adaylığı biraz da bu travmanın neden olduğu yaraları sarmayı amaçlıyor” dedi.
DEMEK Kİ CHP OY TOPLUYOR
Milletvekili adayları arasında sağdan ve muhafazakâr camiadan insanların olmasının, CHP’nin bugüne kadar sürdürdüğü siyasetin halktan oy almak için yetersiz kaldığını gösterdiğini savunan Öztürk, bu nedenle klasik CHP’den çıkılması gerektiğini öne sürdü.
Öztürk, “Muharrem İnce’nin meydanlardaki mesajları, vaatleri, söylemleri hiç de klasik CHP’li biri gibi değil. Hatta tersi yönde. Yine de İnce’nin bir sinerji yarattığı, CHP tabanını konsolide ettiği görülüyor. Demek ki siyasetini değiştirince CHP oy topluyor” dedi.
Kemal Öztürk, şunları kaydetti:
HER PARTİ MERKEZE YAKLAŞMAK ZORUNDA
Bu durum, yalnızca ülkücü ya da Kürt oylarına talip olan partiler için de geçerli. Onların da klişe oy potansiyelleri % 51 asla olamaz. Bu durumda siyasi partilerin katı ideolojik tutumlardan vazgeçerek, merkeze yaklaşmaları gerekecek. Zira asıl oylar merkezde duruyor.
Sol gelenekten gelen CHP ve HDP’nin bu tutumlarını değiştirmek zorunda kaldığını zaman içinde gördük. Her ikisi de muhafazakâr ve sağdan adaylar gösterdiler önceki seçimlerde. Şimdi aynısını yine yapıyorlar. Tüm siyasi partiler parlamentoda çoğunluğu yakalamak, cumhurbaşkanlığında da iktidarı elde etmek için bugüne kadar gösterdikleri performansın üzerine çıkmak zorundalar.
OYLAR ASLANIN AĞZINDA ARTIK
Seçmen sanıldığından daha bilinçli ve ilk defa bu seçimde rengini çok belli etmiyor. Ancak sevmediği bir adayın, istemediği bir kişinin altına mühür basmayacak kadar eli güçlendi.
Artık seçmene göre hiza alınacak bir siyasi döneme girdik.
Başkanlık sistemi, seçmenin eline, iktidarı ve onu denetleyecek Meclis’i seçecek iki oy vererek onu aslan kral yaptı. İttifak yasası da baraj sorununu ortadan kaldırarak, bu krala her partinin alternatifini sunarak pençesini daha da güçlendirdi. Bu yüzden siyasi partiler artık kral olan seçmenin dediğini yapmak zorunda. Anlayacağınız oylar aslan kralın ağzında.
PARTİLER ÖNCE İTTİFAK YAPACAK, SONRA BİRLEŞECEKLER
Şöyle bir öngörüm var: Bir süre siyaset birbirine çok benzeyen partilerin ittifakına, sonra da bunların tek çatı altında birleşmesine sahne olacak. İki ana akım siyasi hareket olacak ileride. Bu iki akımın da ideolojileri olmayacak.
Geriye küçük, marjinal ve iktidar iddiası olmayan partiler kalacaktır ki, bu da nazar boncuğu vazifesi görecektir.
Yeni sistemde birkaç seçim geçirdikten sonra siyasetin ve sosyolojinin tam olarak yerine oturduğunu göreceğiz. Henüz tahmin aşamasındayız. Belki de öngörmediğimiz başka değişimler de olabilir.”