Yılmaz Özdil: "AKP'li belediyeler onlara da vizesiz kaliteli pasaport ayarlardı..."

Yılmaz Özdil: "AKP'li belediyeler onlara da vizesiz kaliteli pasaport ayarlardı..."

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, genç işsizliğine ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, genç işsizliğiyle ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Malatya'da AKP'li Yeşilyurt Belediyesi'nin hizmet pasaportuyla yurt dışına kaçırdığı gençlere de göndermede bulunan Özdil'in bugünkü yazısı şöyle:

Adana büyükşehir belediyesi şoför ve bekçi almak üzere 200 kişilik ilan verdi, 52 bin kişi başvurdu, 45 bini üniversite mezunu.

Adalet bakanlığı Adıyaman mahkemesine 9 temizlik işçisi alacağını duyurdu, 5 bin küsur kişi başvurdu, 2 bin küsuru üniversite mezunu.

Çaykur'a 210 mevsimlik beden işçisi almak için duyuru yaptılar, 35 bin kişi başvurdu, başvuru şartı olarak ilkokul mezunu olmak yeterliydi ama, başvuranların yarısından fazlası üniversite mezunu.

Niye?

Asrın liderimiz izah etti…

“İşsizlikte iyi bir noktaya geldik, kalite ve kalifikasyon noktasında kendini ispatlayan genç iş bulur” dedi.

Kara kara düşünmekten hayatlarının baharında saçları ağaran üniversite mezunu gençlerimiz niye temizlik işçisi olarak bile iş bulamıyormuş yani?

Kaliteli olmadıkları için.

Peki, lise terk kokainci arkadaş, Akp belediyesinde ve Akp genel merkezinde nasıl iş bulmuştu?

Kaliteli olduğu için.

Üniversite mezunu, hatta yüksek lisans yapmış, yabancı lisan bilen pırıl pırıl gençlerimiz asgari ücret bile bulamazken, bir yandan din-iman-rabia tweetleri atan, beri yandan kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, Çankaya'da lüks sitede oturan, lüks otomobil koleksiyonu olan kokainci arkadaş, henüz 20'li yaşlarındayken bu işleri nasıl başardı?

Kalifikasyonla.

Matematik öğretmeni Kamil, öğretmen olarak atanmadı, bir lisede geçici kadroyla hademe oldu, fen bilgisi öğretmeni Alev, öğretmen olarak atanmadı, cep harçlığı için palyaço oldu, Türkçe öğretmeni Ramazan, öğretmenlik yapması gereken okullarda servis şoförlüğü yapıyor, sosyal bilgiler öğretmeni Orkun, su tesisatçılığı yapıyor, beden eğitimi öğretmeni Ahmet, çaycılık yapıyor, Türkçe öğretmeni Aybakır, haftada üç gün, günlüğü 40 liraya, marketlerin tanıtım standlarında duruyor, kimya öğretmeni Gamze, öğretmen olarak atanmadı, canına kıydı, coğrafya öğretmeni İbrahim, memleket coğrafyasının her yerine gitmeye razıydı, ataması yapılmadı, dört yıl sabırla bekledi, kendini astı, cebinden sadece altı lira çıktı.

Niye?

Kalitelerini ispatlayamadıkları için demek ki.

Halbuki, antin kuntin ihale işlerinde çantacılık yaparak, kokaine pudraşekeri diyerek, kalitelerini ispatlasalardı, belediyede müdür de olurlardı, milletvekili danışmanı da olurlardı.

Üniversite diplomaları olmasa bile devletin bankasına kaliteli yönetim kurulu üyesi olurlardı.

Huzur hakkı kalitesiyle devletten üç maaş, dört maaş alırlardı.

İki lisan bilen gençlerimiz yevmiyeyle anketör olmaya bile razıyken, yabancı lisan bilmeden kaliteli diplomat bile olurlardı.

Üniversitesi mezunu her üç gençten biri işsizken, babalarının üniversitesinde kaliteli öğretim görevlisi olurlardı.

Babalarının belediyesinde kaliteli personel olurlardı.

İşe bile gitmeden, kaliteli bankamatik memuru olurlardı, sadece zahmet edip ay başında bankamatiğe giderlerdi.

Belediye otobüsüne binecek paraları bile olmayan işsiz gençlerimiz yeteri kadar kalifikasyon sahibi olsalardı, eminim, Akp'li belediyeler onlara da gençlik gezisi ayaklarıyla vizesiz kaliteli pasaport ayarlardı.

E, haliyle…

Hâlâ bu zihniyete oy vermeye niyeti olan işsiz gençlerin kalifikasyonundan hakikaten şüphe etmek lazım!