Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, 'Erdoğan'a hakaret'ten yargılanıp beraat eden usta sanatçılar Müjdat Gezen ile Metin Akpınar'ı köşesine taşıdı. Yazısında yeşilçam filmlerinden 'adam' örnekleri veren Özdil, 'haddini bildiren adam'lar bölümünde ise Gezen ile Akpınar'ı yazdı.
 
Özdil'in yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"Müjdat Gezen, Metin Akpınar, Erol Taş… İnsanların birbiriyle iyi geçindiği, mutlu mutlu yaşadığı huzurlu bir mahalleye Erol Taş gelir, herkese racon keser, bağırır, fırçalar, tehdit eder, mahalle sakinleri fena tırsar, korkudan gıklarını bile çıkarmazlar, hatta, Erol Taş'a şirin görünmek için yalakalık yaparlar, her gördüklerinde alkışlarlar, her söylediği kesin doğru kabul edilen Erol Taş havalı havalı dolaşırken, mahallenin delikanlıları Müjdat'la Metin çıkagelir, mahallenin kahramanıdırlar, Erol Taş'tan yaşça büyüktürler, karizma olarak daha da büyüktürler, Erol Taş'a ağabey nasihatı verirler, Metin “bu yaptığın yanlış, kendine biraz çekidüzen ver” der, Müjdat ise “haddini bil” der, vay sen misin bunları diyen, Erol Taş çok sinirlenir, “kahraman müsvetteleri” der, Erol Taş'a bağlı olarak çalışan mahalle karakolundan koşa koşa gelirler, Müjdat'la Metin'i evlerinde gözaltına alırlar, sanık olarak mahkemeye çıkarırlar, 4.5'ar yıl hapisleri istenir, bu büyük ayıba rağmen, mahallenin korkudan gene gıkı çıkmaz, aman Erol Taş kızmasın diye, aman Erol Taş'ın gözüne görünmeyelim diye masanın altına saklanırlar, ama Müjdat'la Metin dimdik durur, eğilmezler, bükülmezler, ciddi sağlık sorunları yaşamalarına rağmen, bir milim bile geri adım atmazlar, işte tam o sırada mahallenin bir başka delikanlısı Celal (Ülgen) çıkagelir, gözünü budaktan sakınmayan altı okka avukattır, kanun namına müdahale eder, bu mahalle dingonun ahırı değil kardeşim der, çatır çatır savunma yapar, neticede, mutlu son'la biter, Erol Taş kaybeder, haddini bildiren adam'lar kazanır."