Z kuşağının AKP iktidarına öfkesi dinmiyor! Peki ama neden?
2000 yılı sonrası doğdular. 2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanacaklar. Seçmenlerin yüzde 11.8'ini oluşturan 5 milyon 940 bin oyları bulunmakta.
2000 yılı sonrası doğdular. 2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanacaklar. Seçmenlerin yüzde 11.8'ini oluşturan 5 milyon 940 bin oyları var. 21. Yüzyıl Yetkinlikleri Eğitim Programı (YetGen) ile on binlercesinin geleceğini planlayan ve Türkiye'de onları en iyi tanıyan isimlerden Prof. Dr. Erhan Erkut, Z kuşağının tüm bilinmeyenlerini Sözcü'den Sultan Uçar'a anlattı.
“2023'te, Z kuşağının üçte biri olan 6 milyonu ilk kez oy kullanacak. Oy nedeniyle odak noktasında olduklarının farkındalar. Yaşama dair reflekslerini kabul ettirmek istiyorlar. Eleştirmekten çekinmiyorlar. Türkiye'yi yönetenler ise kendi seçmenlerini kemikleştirme odaklı söylemlerle onları ıskalıyor. Üstten konuşmayla, bu kuşak kazanılamaz. Araştırmalar, Z kuşağının çok önemli bir kısmının iktidara tepkili olduğunu gösteriyor.”
SİNEYE ÇEKMİYORLAR
“Beğenmediklerini kesinlikle sineye çekmiyorlar. Örneğin; eğitimden çok şikayetçiler ve haklılar. ‘21. yüzyıl çocukları, 20. yüzyıl yetişkinleri tarafından 19. yüzyıl müfredatı ve 18. yüzyıl takvimi ile eğitiliyor' diye sevdiğim bir söz var. Bizim kuşak itiraz etmeyip, büyüklerin beklentisini yerine getirdi. Z kuşağı ise iyi ki itiraz ediyor. Yoksa, bu sistemin değişeceği yok.”
AHKAM KESEN KAYBEDER
“Kimliklerini, bir başkasının ötekisi olarak tanımlamıyorlar. Soruna değil çözüme odaklılar. Körü körüne bağlı oldukları bir sistem yok. Ahkam kesmek değil anlamaktan yana tavır alıyorlar. Bu nedenle bir partinin bu gençleri ‘garanti oy' olarak görmesi en büyük yanlışı olur. Dogmatik bir partinin, bu gençlerden oy alması oldukça zor.”
ARKALARINI DÖNERLER
“Sahici söylem ve şeffaf iletişime inanıyorlar. İletişime açık olsalar da yanlış iletişime anında arkalarını dönüyorlar. Saygılı, davranılmasını istiyorlar. ‘Z kuşağı kayıp nesil' fikri çok önyargılı bir şehir mitolojisi. İçlerinde iyi kalpli, meraklı, başkalarına değer veren, dengeli, fark yaratan ve dünyayı daha iyi bir yer yapmaya çalışanlar çoğunlukta…”
ALGIYLA YÖNETİLEMEZ
“Sosyal medyayı çok iyi kullanıp, bilgiye hızla ulaşıyorlar. Etkileşimleri çok yüksek ve eski dünyanın tek tip aidiyet yapısını reddediyorlar. Z kuşağı apolitik değil. Ama politikaya bakışları diğer kuşaklardan çok farklı. İdeolojileri değil değerleri önemsiyorlar. Siyasetçilerin eski usul algı yönetimi çabalarını boşa çıkarıyorlar.”
İKTİDAR İDEOLOJİSİ
“Eğitim sistemi, Türkiye'yi ileriye götürecek başarılı ve mutlu gençleri yetiştirmekte çok başarısız. Sorunların temelinde, eğitimi bir toplum mühendisliği projesi gibi görüp, kendisine seçmen yetiştirmeye çalışan, kendi ideolojisini eğitim sistemine empoze etmek isteyen iktidarlar var.”
BİAT ETMEZLER
“Sistemin düzelmesi için, eğitimin siyasetin esaretinden kurtulması ve modern bilimin ışığında kurgulanması, merkezine 21. yüzyıl yetkinliklerinin alınması gerekir. Biat kültürü yerine sorgulayıcı ve yaratıcı birey yetiştirilmeli. Bu kuşak asla biat etmez.”
DEMOKRASİ ZAYIFLADI
“Ülkede hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, bağımsız medya, özgür üniversite, güçlü sivil toplum gibi demokrasinin ön şartlarının zayıfladığını görüyorlar. Ekonomik kriz, genç işsizliği arttırdı. Kaygılı, üzgün ve mutsuz gençlik bezdi. Farklı kimliklerden gelen gençlerin ortak dertleri liyakat ve bu konuda derin endişeleri var.”
HAKSIZ ZENGİNLEŞENLER
“Z kuşağını kazanmak isteyenler, ‘nitelikli eğitim, genç istihdamı, eşitsizlikler' gibi konularda adım atacak. İş, ‘bizden' olana değil ‘en iyi yapana' verilecek. Kadrolaşma yerine hakkaniyet istiyorlar. Hak etmeyenlerin önemli yerlere gelip, zenginleştiğini gören gençlerin değer sistemleri bozuluyor.”
BEYNİMİZ GÖÇÜYOR
“25 yıl yurt dışında öğretim üyeliği yaptım. Türkiye'den gitmek için bu kadar gencin çabaladığını ilk kez görüyorum. Üniversiteliler yatay geçiş, liseliler son 2 yılı yurt dışında okuyup, üniversite kabulü için uğraşıyor. Ülkede beyin göçü, tavan yaptı.”