1 MAYIS ÖZEL | Kemal Okuyan Yurt'a konuştu: İsyan edip örgütlenme zamanı!

1 MAYIS ÖZEL | Kemal Okuyan Yurt'a konuştu: İsyan edip örgütlenme zamanı!

1 Mayıs'ta emeğin gündemini ve durumunu YURT'a değerlendiren TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, emekçileri bekleyen tabloyu tüm çıplaklığıyla açıklayarak tek bir çıkış yolu olduğuna dikkat çekti.

Tolga Kaan Ateşli


TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, 1 Mayıs'ta işçi sınıfının, ekonominin, Türkiye'nin durumunu YURT'a değerlendirdi. 1 Mayıs'a giderken işçi sınıfının durumunu sorduğumuz Okuyan, "Kendimizi kandırmaya gerek yok, 1 Mayıs’a giderken işçi sınıfı örgütsüz ve çaresizdir. Siyasi iktidarın demagojisi, düzen muhalefetinin etkisi altındadır. İşçilerin büyük çoğunluğu işçi sınıfının bir üyesi, bir parçası olduğunun bile farkında değildir" diyerek söze başladı. Böylesi bir tablonun, sermayenin ekonomik kriz bahanesiyle saldırılarını artırdığı, geçmişte kazanılmış haklardan geriye kalanı da yok etmek için yollar aradığı bir sırada özellikle kötü olduğuna dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, "Ancak bu tabloda henüz pek hissedilmeyen, ancak dikkatli gözlerin fark edebileceği başka şeyler de vardır. Türkiye’de hakkını aramaya başlayan, bunun için direnişe geçen işçilerin sayısı artmaktadır" ifadelerini kullandı.


KUTLANACAK BİR BAYRAM YOK
Bundan daha önemlisinin ise "her geçen gün daha fazla işçi bu düzenin bir doğa yasası, bir kader olmadığını fark edip örgütlü mücadeleye yönelmesi" olduğunu belirten Kemal Okuyan, "Ve görmektedirler ki, örgütlülük yalnızca 'güzel yarınlar' için değil, bugün kendini, işini, ekmeğini korumak için de mutlak bir zorunluluk. İşte 1 Mayıs bu zorunluluğun daha fazla işçi tarafından kavranmasına hizmet ettiği sürece anlam kazanıyor. Yoksa işçi sınıfının bayram kutlayacak durumu yok" dedi.


AYNI GEMİDE DEĞİLİZ
Kıdem tazminatının, işçiler açısından kaybedildiğinde telafisi olmayan bir hak olduğuna dikkat çeken Okuyan, "Yıllardır patronların ve onların hükümetleri bu haktan kurtulmanın yollarını arıyor. Daha önceki hak gasplarından, buna karşı yeterince direnç üretilememesinden cesaret alıyorlar. Emek cephesi, bu pervasızlığa bir noktada çok sert bir yanıt vererek sınıf mücadelesinin kurallarını yeniden belirlemek durumunda" şeklinde konuştu. Zorunlu bireysel emeklilik sistemi (BES) için de aynısının geçerli olduğunu belirten Okuyan, "Aslında işçi sınıfının en küçük bir direncinin siyasi iktidarı korkutup, yöntem değiştirmesine yol açmasına iyi bir örnek. Onlar bu hak ihlallerinde ısrar edecek. İşçiler de 'hayır' diyecek, demek zorunda. Alın size işçiyle patronun aynı gemide olmadığını güzel bir kanıtı" ifadelerini kullandı.


TEK BİR YOL VAR!
"Bu düzen geçmişte işçilere ne verdiyse, bugün ne veriyorsa, onu verecektir. Güncel bir kriz söz konusu olduğu için daha beterini verecektir" diye konuşan Kemal Okuyan, düzenin işçilere verdiklerini ise "Emekçilere bu düzen işsizlik vermiştir, daha fazla çalışma saati vermiştir, reel olarak sistematik bir biçimde düşen ücret vermiştir, taşeronluk vermiştir, sendikasızlıklaştırma vermiştir, grev yasağı vermiştir, yoksulluk vermiştir. Üstüne zorbalık vermiştir, gericilik vermiştir. Bu düzenden emekçi halkın payına başka bir şey düşmez. Ha bir de borç vermiştir" şeklinde sıraladı. Bu borcu da "Hem ülke borcunun yükü emekçilerdedir hem de bireysel borç. Patronların borcunu da türlü yöntemlerde halka ödetmektedirler" diye tarif eden Okuyan, sözlerini ise "Evet, emekçileri bekleyen tablo budur ve bu isyan edilecek bir tablodur. Tek çıkış örgütlü mücadeledir. Biz Türkiye Komünist Partisi olarak tüm emekçileri bu biricik çıkışı güçlendirmek için 1 Mayıs’a ve TKP’ye çağırıyoruz" diye bitirdi.