2 kişiyi öldüren müzisyen savunma yaptı

2 kişiyi öldüren müzisyen savunma yaptı

Kağıthane'de, 14 Eylül 2017'de eşi Zerrin Demir Güvener ile baldızı Betül Demir'i vurduktan sonra intihara kalkıştığı iddiasıyla hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edilen müzisyen Emre Güvener, savunmasını yaptı.

Konuşmakte güçlük çeken sanık Emre Güvener, "Eşimde salonda su içtiğimi hatırlıyorum. Daha sonraki olaylarıysa hatırlamıyorum" dedi. Olay sonrasında Samsun'a taşınan ve iki kızın annesi Melahat Demir ise ""Hayatımızı alt üst etti, Ocağımız dağıldı. Acı içindeyiz" diyerek sanığın ölünceye kadar hapishanede kalmasını istiyorum" dedi.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık Emre Güvener getirildi. Mağdur Murat Demir ile Melahat Demir ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatının davaya katılmak için dilekçe sunduğunu belirtti.

Sanık Emre Güvener'in avukatı Abdulmetin Uraçin, müvekkilinin fiziksel ve ruhsal olarak şu an ifade verecek durumda olup olmadığı değerlendirildikten sonra savunmasının alınmasını talep etti. Ancak mahkeme heyeti, sanığa savunmasını sordu.

SAVUNMASINI YAPTI

Sanık Emre Güvener savunmasında, "Zaman zaman unutkanlık yaşadığımdan savunmamı not alarak hazırladım. Olay tarihinde eşimin olduğu eve bir evrak götürmek için gitmiştim. Oradan hemen işyerine geçecektim. Evde eşim vardı, erkek kardeşi vardı. Ablası ve annesinin sonradan geldiğini duydum. Eşimde salonda su içtiğimi hatırlıyorum. Daha sonraki olaylarıysa hatırlamıyorum" dedi.


"SİGARA İÇTİM, SU İÇTİM SONRASINI HATIRLAMIYORUM"

Sanık Güvener, olayları hatırlamamasıyla alakalı olarak psikiyatristinin kendisine, "Beyninin kendisini korumak amaçlı engel koyduğunu, bu nedenle vücudunun olayları hatırlayamamasının geliştirdiğini" söylediğini de ifade etti. Sanık Güvener, "Gerekirse yalan makinesine de bağlanmaya hazırım. Eşimle en son evin salonunda su içtiğimi ve sigara içtiğimi hatırlıyorum. Ondan sonraki olayları ise hatırlamıyorum" diye konuştu. Sanık Emre Güvener avukatının sorusu üzerine "Eşim boşanmak için evden ayrılıp annesinin yanına gitmişti. Olaydan önce gerek eşim, gerekse baldızım Betül bana kötü davranıp hakaret içeren sözler söylüyordu. Eşim ben olmadan arkadaşlarıyla gezmeye gidiyordu. Benim yanında gelmemi istemiyordu. Bana 'Bu dünyada birini seviyorum ama bu sen değilsin' diye ailesinin yanında söylemişti. Baldızım Betül ise 'Senin kardeşimle evlenmeni hiç istemiyordum. Onu mutlu edemeyeceğini biliyordum' demişti. Ameliyatıma eşim yanımda gelmedi. Anlaşamadığımız için boşanmak istediğini söylemişti. Hatta boşanma davasını da ben açmıştım" dedi.


MAĞDUR ANNE:" OCAĞIMIZ DAĞILDI, ÖLÜNCEYE KADAR HAPİSHANEDE KALMASINI İSTİYORUM"

Daha sonra olaydan sonra İstanbul'dan Samsun'a taşınan mağdur anne Melahat Demir'in SEGBİS ile ifadesi alındı. Melahat Demir, olay günü kızı Betül ile çarşıya çıktıklarını, daha sonra eve döndüğünde sanık Emre Güvener'in evde olduğunu gördüğünü söyledi. Ellerini yıkamak için lavaboya girdiğini söyleyen Demir, "Murat kendi odasındaydı. Kızım Betül'ün 'Emre ne demek istiyorsun' diye bağırdığını duydum. Bu arada pat pat diye sesler gelmeye başladı. Önce kızım Betül'ün sandalyeyi yere vurduğunu sandım. Ancak sesler kuvvetli gelince lavabodan çıktım. Salonda kızlarım ve sanık Emre'yi kanlar içinde gördüm. Emre'nin elindeki silahı sıkı sıkı tuttuğunu gördüm. Emre'ye 'Neden kızlarımı vurdun, ölmek istiyorsan kendini öldürseydin' dedim. O sadece inliyordu. Hemen dışarı çıkıp yardım diye bağırdım" diye konuştu. Kızının üçüncü kez ayrılarak evine geldiğini söyleyen Melahat Demir, "Hayatımızı alt üst etti. Ocağımız dağıldı. Acı içindeyiz. Ölünceye kadar hapishanede kalmasını istiyorum" dedi.


"SANIKTAN ŞİKAYETÇİYİM"

Mağdur Murat Demir ise "Akşam üzeri saat 19.00 sıralarında eniştem eve geldi. Kapıyı ablam Zerrin açtı. Merhaba demek için yanlarına gittim, ancak eniştem selamımı almadı. Odama geçtim. Ablam Zerrin ile odaya geçtiler. Daha sonra Betül ablam geldi. Üçü birlikte salona geçtiler. Aradan 5 dakika geçmeden ablam Zerrin'in çığlık attığını duydum. Koridora çıktım. Silah sesleri gelince panik yapıp evden dışarı telefonla çıkıp koşmaya başladım. En yakın tekel bayisine gidip polisi aradım. Salonda ne gördüğümü daha hala hatırlamıyorum. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.


TANIKLAR DİNLENDİ

Duruşmada, daha sonra savunma tanıkları ifade verdi. Tanık olarak dinlenen Emre Güvener'in psikologu Erdoğan Çalak, sanığın iki ay önce kendisine gelmeye başladığını, eşini çok sevdiğini boşanmak istemediğini söylediğini anlatması üzerine eşiyle birlikte kendisini çağırdığını anlattı. Çalak, eşinin kendisinden boşanmak istemesi üzerine sanığın ruh dengesinin gittikçe bozulduğunu, kendisine bu nedenle ilaç verdiğini söyleyerek "Akıl hastası olmamakla birlikte bu durumda yakınlık gösterdiğini, ancak ilaçla tedavi edilebileceğini söyledim" dedi.


"ÜRKEK BİR İNSAN OLDUĞUNU BİLİYORUM"

Sanığın işyerinden arkadaşı Yıldırım Can ise "7 ay aynı iş yerinde çalıştık. Sakin bir kişi olarak tanırım. Eşinden ziyade baldızını kendisine kötü sözler söylediğini söylüyordu. Boşanma davasının olduğu gün hakim olmadığı için boşanmanın gerçekleşmediğini, eşinin de kendisine sarılıp 'Belki bu bir şans. Karşıki evde yaşamayalım' dediğini söyledi. Bu nedenle Eyüp'ten bir ev tutmak için kapora verdi. Ancak eşi bir gün sonra tekrar birlikte olmak istemediğini söylemiş" şeklinde konuştu. Tanık Can, sanığın üzerinde niye silah bulundurduğu sorusuna ise "Hangi sebeple aldı bilmiyorum. Zaman zaman bana evde yaşadığı yerden korktuğunu söylemişti. Ürkek bir insan olduğunu biliyorum" dedi.


ŞİKAYETÇİ AVUKATI: "TANIK BEYANLARINI KABUL ETMİYORUZ"

Daha sonra söz alan şikayetçilerin avukatı Mustafa Hacıoğlu, tanık beyanlarının yanlı olduğunu belirterek kabul etmediklerini belirtti.


SANIK AVUKATI TAHLİYE TALEP ETTİ

Sanık avukatı Abdulmetin Uraçin, müvekkilinin hayati tehlikesinin bulunduğunu, bu nedenle yargılamanın ertelenmesini ve adli kontrolle tahliyesini talep etti.


TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın katılma talebini kabul etti. Yargılamanın ertelenmesi talebini reddeden heyet, delillerin tam toplanmamış olmasını da dikkate alarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.