ABD İnsan Hakları Raporu: Türkiye'de OHAL kalıcı

ABD İnsan Hakları Raporu: Türkiye'de OHAL kalıcı

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ülke ve bölgelere göre yayınladığı raporun Türkiye bölümünde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin 2 yıl sürdüğü, 19 Temmuz’da sona erdiği ancak OHAL’in Türkiye toplumu ve kurumları üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğu, pek çok temel özgürlüklerin kullanılmasını sınırladığı vurgulandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı her yıl yayınladığı ve ülkelere göre insan hakları uygulamaları ve koşullarının incelendiği insan hakları raporunu açıkladı. Raporun Türkiye bölümünde 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiği 2016 yılında ülkenin önemli siyasi değişim yaşadığı, hükümetin olağanüstü hal kararnamelerini ve yeni terörle mücadele yasalarını kullanarak terör bağlantılı gerekçelerle binlerce polis ve askeri personeli görevden aldığı belirtildi. Türkiye’de gözaltına alınan ABD Konsolosluğu çalışanları, serbest bırakılan rahip Brunson, TSK’nın Afrin operasyonu, yurtdışındaki “FETÖ” operasyonları, seçim sürecinde medya özgürlüğü de rapora girdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı raporunu Dışişleri Bakanı Mike Pompeo açıkladı. Raporun Türkiye bölümünde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin 2 yıl sürdüğü, 19 Temmuz’da sona erdiği ancak OHAL’in Türkiye toplumu ve kurumları üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğu, pek çok temel özgürlüklerin kullanılmasını sınırladığı vurgulandı.

Raporda, Türkiye’deki insan hakları sorunları arasında, “keyfi infaz, gözaltında şüpheli ölümler, işkence, muhalefetteki milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, yabancı ülke vatandaşları, ABD’nin Türkiye misyonunda görevli 3 Türk çalışan dahil onbinlerce kişinin terör gruplarıyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle keyfi şekilde gözaltına alınması, seçimle göreve gelen yetkililerle akademisyenlerin gözaltına alınması, bazı medya kuruluşlarının kapatılması, hükümetin politikalarını ya da yetkilileri eleştiren kişilerin yargılanması, internet sitelerinin ve bazı içeriklerin engellenmesi, toplanma özgürlüğüne ciddi sınırlama getirilmesi, kadınlara ve LGBTI bireylerine ve diğer azınlık gruplarına yönelik şiddet” sayıldı.

Kaynak: VAO