Abdurrahman Dilipak, İmamoğlu için ne dedi?

Abdurrahman Dilipak, İmamoğlu için ne dedi?

Yandaş yazar Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde, İmamoğlu ve CHP'ye politik metod olarak 'sol' siyasal islam önerildiğini iddia etti.

Yandaş Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde "İmamoğlu İsma'ı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısında, "Çerçevesini sağın çizdiği bir sol, çerçevesini solun çizdiği bir sağ?” Böyle bir şey mümkün mü? Bu siyasetin “kimliksizleştirme ve cinsiyetsiz” hale getirme operasyonu olsa gerek" ifadelerini kullanan Dilipak, "Diyorum ya, laikler üzerinden İslam, İslam üzerinden laikler ya da sağ üzerinden sol, sol üzerinden sağ yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor" dedi. 

Siyasetin kimliksizleştirilmeye çalıştığını vurgulayan Dilipak, aynı zamanda "Bu sol Kur’an-ı Kerim’den habersiz gözüküyor" ifadesini kullandı. 

İşte Dilipak'ın yazısından ilgili bölümler: 

İmamoğlu ile ilgili olarak birileri onu şöyle tanımlıyor: “İmamoğlu’nun dindarlığı aklı başında laikleri, seküler yaşam tarzına sahip çevreleri de rahatsız etmiyor. Zira o aynı zamanda akıl diyor, bilim diyor, çağdaş yaşam diyor, Atatürk diyor, Cumhuriyet diyor...”

Yarım hoca dinden yarım doktor candan eder derler. Bazen her şeyi kazanayım derken insanlar eldekini de kaybederler. Bu hesapla da ne Müslümanlık, ne de solculuk kalır. İnsan böyledir. Bazen da kaçtığını sandığı şeye doğru koşar. İkircikli tuzak kurarlar, sağdan kaçanlar solun, soldan kaçanlar sağın tuzağına düşer. Aslında her iki tuzağı kuranlar da aynı topluluklardır. Cahil topluluklar şeytanın dolduruşuna geldiklerinde, kendi ülkelerinin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet ararken, aslında kaybedenlerin kendileri olduğunun farkında değillerdir. 

...

İmamoğlu solu için ön görülen yöntem şu: “Büyük bir alt üst oluşa doğru sürüklendiğimiz bu sarsıcı politik vetireden çıkış, katı laik yahut seküler bir tutumla kesinlikle mümkün değildir. Geniş halk yığınlarının nezdinde itibar ve ilgi görebilmek için onların kültürel kodlarına selam vermek, inançsal değeriyle irtibat kurmak, kutsal ritüellerine iştirak etmek elzemdir.“ Aslında Hikmet Kıvılcımlı bunu yıllar önce söylemişti. O daha samimi olarak yaklaşıyordu insanlara. Kur’an-ı Kerim’deki “Şura” ayeti ile “Şurevilik” arasında ilişki kuruyordu. Ebu Zer’in hayatından örnekler vererek Kur’an’ın özüne dokunmadan onu Sosyalist bir akılla yorumlamaya çalışıyordu. Bu sol Kur’an-ı Kerim’den habersiz gözüküyor. Bir zamanlar Kaddafi’nin de böyle hayalleri vardı.

CHP’ye önerilen yeni “Sol siyasal İslam’ı”nın genetik kodları şu cümlede gizli: “Sol, ulaşacağı iktidarla birlikte egemen dinsel yoruma karşı aklı, bilimi, emeği ve yoksullukla mücadeleyi önceleyen çağdaş bir din yorumuna da omuz vermelidir. Eğitim yoluyla yeni ve çağdaş dinsel yorum işlenmeli ve yeni kuşaklara aktarılmalıdır."