Anayasa Mahkemesi TMSF'yi mahkum etti!

Anayasa Mahkemesi TMSF'yi mahkum etti!

Anayasa Mahkemesi, Erol Aksoy'un Cine 5'in TMSF tarafından Al Jazera Türk'e satışını iptal eden Danıştay kararının uygulanmamasıyla “mülkiyet hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Aksoy'un sahibi olduğu İktisat Bankasına el koyduktan sonra Cine 5 kanalının satılmasına karar verilmişti.

Aksoy, “Cine 5 Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş.nin yüzde 51'inin 51 milyon Dolar karşılığında satışı için TMSF'ye teklifte bulundu. Ancak bu teklif kabul edilmedi. TMSF kanalı 40 milyon 500 bin Dolara ihaleye çıkardı.

Aksoy’un "kanalın TMSF tarafından ederinin altında bir fiyatla 2010'da Al Jazera Türk'e satıldığı" gerekçesiyle açtığı davada Danıştay 13. Dairesi, 2014 Aralık ayında Cine 5'in satış ihalesini iptal etti. Karar, Danıştay İdari Dava Dairelerince de onandı.

Aksoy, karar üzerine TMSF'ye başvurarak, ihalenin iptalini istedi. Ancak ihale iptal edilmeyince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Aysoy’un, “hakim ortağı olduğu bankaya el konulması sürecinde medya grubunun satışına ilişkin ihalenin yargı kararıyla iptal edildiğini ancak talebine rağmen bu kararın uygulanmadığını belirterek, mülkiyet hakkının ihlal edildiği” yönündeki başvurusunu inceleyen Anayasa Mahkemesi kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Aksoy’un “mülkiyet hakkının ihlal edildiğine” karar veren Yüksek Mahkeme’nin gerekçeleri şöyle:

“İdari yargı yeri tarafından iptal edilen bir idari işlem, hiç tesis edilmemiş sayılır. Bir iptal kararını icra etmenin fiilen veya hukuken imkânsız olduğu olağanüstü koşullarda dahi idarenin uygulama yükümlülüğü ortadan kalkmaz.

İdare, hukukî veya fiilî imkânsızlıklar olsa bile kararı uygulamak için elinden gelen her gayreti gösterdiğini ve kararı uygulama önündeki engellerin aşılamaz olduğunu ispatlamak zorundadır. İdare, bunun ardından ilgiliye eski hâle getirme (restitutio in integrum) ilkesine göre en uygun alternatif çözümü önererek söz konusu karara uyma iradesinde olduğunu açıkça ortaya koymalıdır.

Mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden mal varlığının satışına dair işlemleri iptal eden yargı kararlarının uygulanmaması hukuk devleti ilkesini zedeleyeceği gibi mülkiyet hakkının korunmasının gereği olan usule ilişkin güvenceleri de ortadan kaldırır.

Somut olayda ihale ve satış işlemlerini iptal eden yargı kararlarının nihai ve icrai nitelikte olduğu hâlde uygulanmadığı açıktır. Kamu makamları söz konusu kararların uygulanmasını temin için herhangi bir tedbir de almamıştır.

İdare, hukuki ve fiilî imkânsızlık hâlinin bulunduğunu ve yargı kararının icra edilmesi önünde aşılamaz bir engel olduğunu somut bir biçimde ortaya koyamamıştır. İdare ayrıca alternatif bir çözüm önermediği gibi başvurucunun yazılarına olumsuz cevap vererek kararların uygulanması anlamında pasif bir tutum sergilemiştir.”