YSK’nın kararıyla halk iradesinin gasp edildiğine vurgu yapan açıklamada, “Görev süreleri, kendilerine verilen emir telakki edilmeden uzun zaman önce Anayasa’ya aykırı olarak uzatılmış olan bu atanmışlar, 80 milyona borçlu oldukları kamusal hizmetlerini yapmak yerine hukuken mesnetsiz kararlarıyla, ülke tarihinin karanlık sayfalarına elleriyle işlemişlerdir” denildi.

“ÇİRKİN BİR CÜRETKARLIK”

16 Nisan Referandumu ile 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık kurullarının oluşumuna bakılmadığını anımsatan baronun açıklaması şöyle devam etti:

“Seçimin iptali kararı akla, mantığa ve vicdana sığmadığı gibi hukuken tartışılacak da hiçbir tarafı bulunmamaktadır. Açıkça, ‘Dün dündür bugün bugündür’ zihniyetini bu sefer ülkemiz için çok ağır sonuçları hiç ama hiç umursamadan ortaya koymaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Dün yaşanan hukuk garabeti hepimize göstermiştir ki üzerinden 24 saat geçmemiş bu darbe, tanklarla ya da silahlarla değil cübbesi üniformalaşmış, vicdanı bireysel ikbale indirgenmiş atanmışlar tarafından 16 milyon seçmenin gözlerinin içine baka baka çirkin bir cüretkarlıkla yapılmıştır.”

“HİÇ KİMSEYE YEDİRMEYİZ”

İstanbul seçimlerinin iptali kararıyla yargı bağımsızlığının çiğnendiğini ifade eden Ankara Barosu’nun açıklamasında şunlar kaydedildi:

Biz, kul değil birey olmanın, seçme ve seçilme özgürlüğümüzün, insan haklarımızın ve bu haklarımızı hiç kimseye yedirmemenin hikmetini Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün fedakar bir milletle birlikte yoktan var ettiği Cumhuriyet sayesinde yaklaşık 100 senedir iliklerimize kadar hissediyoruz. Kimseye yedirmeye de niyetimiz yoktur. Bu sebeple, hukuk kılıfına sokarak yapılan bu alçak darbeye boyun eğmemek; hepimiz için geçmişe, bugüne ve geleceğe duyduğumuz borcun Cumhuriyetimize olan minnetimize karışık mücadelesi olacaktır.”