Berberoğlu için gözler Yargıtay'da...

Berberoğlu için gözler Yargıtay'da...

Milletvekili Enis Berberoğlu için Yargıtay 17. Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvurunun ayrıntıları belli oldu. Berberoğlu’nun yasama dokunulmazlığını tekrar kazanmış olması nedeniyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin ‘Anayasa’ya aykırı’ kararının kaldırılarak, durma hakkı verilmesi ve tahliyesi istendi. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Kemal Bülbül hakkındaki kararlar, örnek gösterildi. Berberoğlu'nun avukatlarından Yiğit Acar konuya ilişkin açıklama yaptı.

Barış CAN / YURT

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin “İkinci kez milletvekili seçilmek dokunulmazlık kazandırmaz. Enis Berberoğlu’nun yargılamasını durdurmaz” kararı sonrasında gözler, yeniden Yargıtay’a çevrildi. Berberoğlu’nun avukatları, ‘siyasi ve Anayasa’ya aykırı olduğunu’ savundukları ret kararına itirazı, Yargıtay 17. Ceza Dairesi’ne yaptı.

Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 16. Ceza’nın aksine 17 Temmuz’da HDP’li Kemal Bülbül’le ilgili 24 Haziran’da yeniden vekil seçilmesi nedeniyle dokunulmazlık kazandığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulması kararı vermişti. Alt mahkeme sıfatı taşıyan 15. Ağır Ceza’nın kararının ardından Yargıtay 17. Ceza’nın itiraz üzerine vereceği karar merakla bekleniyor.

Berberoğlu'nun avukatı Yiğit Acar HDP'li vekile tanınan hakkın Berberoğlu'na tanınmamasını, "HDP'li vekil hakkında karar veren mahkeme milli iradeden, demokrasiden, hukuktan, anayasal hakların korunmasından yana olduğunu gösterdi. Yargıtay ise aleyhe, dar ve hukuka aykırı yorumladı fark bu..." şeklinde değerlendirdi.

'24 HAZİRAN SEÇİMLERİ'NDEN SONRA DEĞİŞTİ'

24 Haziran Seçimleri'nden sonra koşulması gerekenlerin değiştiğini belirten Acar, "Biz Anayasa hükmün uygulanması ile ilgili konuşuyoruz. Delil var, delil yok, suç var, suç yok bunlar ayrı bir mesele. Bunlar 24 Haziran Seçimleri'nden önceydi. 24 Haziran Seçimleri'nden sonra konuşulacak tek bir mesele var; Anayasal dokunulmazlığı tanıyor musun, tanımıyor musun? Meclis iradesini tanıyor musun, tanımıyor musun?" sorularını sordu. 

Acar, "İleride Enis beyin mahsumiyetini kanıtladığımızda Enis beye yapılan bu haksızlıkların, haliyle tazminat hakları var" dedi.

'EYLEM YASA BU KADAR ETKİLİ OLURDU'

Oya Berberoğlu'nun Yargıtay önünde eylem yapma kararı ile ilgili Acar, "Oya hanım eylem yapsa bu kadar etkili olurdu. Eylem yapma takdiri kendisinde" ifadelerini kullandı.

'HİÇ ÖYLE BİR KARAR ALINMADI'

Enis Berberoğlu'nun açlık grevi yapacağı yönünde çıkan haberlerle ilgi de Acar, "Bize sordular yok öyle birşey dedik, ama yine de o manşeti attılar. Zaten kaynak belirtemediler. 'Öğrenildi' dediler. Kimden öğrendiler belli değil. Bunlar karar verildikten sonra ilan edilecek şeyler. Hiç öyle bir karar alınmadı. Hiç alınmayan, ilan edilmeyen kararı onlar verdiler" dedi.

Öte yandan Berberoğlu’nun avukatlarının, Yargıtay 17. Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun ayrıntıları da belli oldu.

24 Haziran 2018 tarihli 27. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde, İstanbul Milletvekili olarak yeniden seçilen Berberoğlu’nun, T.C. Anayasasının 83. Maddesi uyarınca “Yasama Dokunulmazlığı”nı tekrar kazanmış olduğundan, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin ‘Anayasa’ya açıkça aykırı’ 19 Temmuz 2018 tarihli kararının kaldırılması istenen başvuruda, dosyaya ilişkin durma ve tahliye kararı verilmesi talep edildi.

HABERAL VE BALBAY’IN TAHLİYELERİ

Türkiye siyasi tarihindeki örneklere yer verilen başvuruda, şöyle denildi:

”23/06/2011 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu olarak yargılandıkları sırada milletvekili seçilen Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın tahliye taleplerini sanıklara ayrı ayrı isnat edilen suçlamalar ve bu suçlarla ilgili sevk maddelerinin Anayasa m 14 kapsamına girecek TCK hükümlerine vücut verdiği ve atılı suçların işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphe sebeplerinin varlığının devam etmesi gerekçeleriyle, tahliye ve durma taleplerini reddetmişi. Sonrasında Haberal ve Balbay, 12/4/2013 tarihli AYM kararları ile Anayasa m 67 uyarınca hakları ihlal edilmesi sebebiyle tahliye edilmişlerdi.

Milletvekili Balbay’ın 2012/1272 nolu başvurusu üzerine 4/12/2013 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı, yasama dokunulmazlığının istisnasının dahi seçme seçilme hakkının özüne dokunulmaksızın gerçekleştirilebileceğini, tutuklama tedbiri ile belli kişilerin veya grupların ülkenin siyasal hayatına katılımlarını engelleyici, söz konusu hakkın özünü zedeleyecek ve etkisini ortadan kaldıracak ölçüde olmaması ve öngörülen amaçla orantılı olması gerektiğini AİHM kararlarına atıf yaparak ortaya koymuştu.

KEMAL BÜLBÜL HAKKINDAKİ KARAR

İçtihat niteliğindeki AYM kararının etkisiyle halen özgürlükler hukuku, demokratik toplum, siyasal katılım ve temsilin sağlanması ilkeleri uyarınca kararlarını tesis eden mahkemeler mevcuttur. Bunun son örneği Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/302 E. 2018/1752 Karar numaralı 17/7/2018 tarihinde verdiği karardır. Mahkeme, 27. Dönem Antalya milletvekili seçilen Kemal Bülbül hakkında, isnat olunan suçlar 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalsa dahi, cumhuriyet savcısının da sanık lehine mütalaası uyarınca, Anayasa m 83/2’e bağlı olarak CMK m 223/8 uyarınca durma ve sanık hakkındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasına hükmetmiştir.”

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI

Anayasa yapıcının, yasama dokunulmazlığı hakkı/imtiyazını anayasa metnine yazarken, dokunulmazlıkların hangi usul ile kaldırılabileceğini sınırlamadığı ifade edilen başvuruda, “TBMM İç Tüzüğünde yer alan yasama dokunulmazlıkları kaldırma usulü haricince, Meclis “toplu halde yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması” iradesini ikame etme hakkını sahiptir” denildi.

‘MECLİS KARARI OLMADAN YARGILANAMAZ’

Başvuru dosyasında, “Müvekkilimiz 24 Haziran 2018 tarihli 27. Dönem Milletvekili seçimlerinde yeniden İstanbul milletvekili seçilmesi sonucu yeniden ve kendiliğinden Yasama Dokunulmazlığı zırhını giymesi ve bu hak/imtiyazdan faydalanması zorunlu iken, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin hukuka aykırı kararıyla artık Anayasa m. 67 ve Anayasa m. 13 ile korunan temel hakkı ihlal edilmektedir” görüşü dile getirilirken, şöyle devam edildi:

“Gazi Meclis’in saygın ve artık üçüncü dönemi olması nedeniyle de deneyimli bir üyesi olan Enis Berberoğlu, artık Meclis kararı olmadan, yargılanamaz, tutuklu kalamaz. Müvekkilimiz hakkında var olan soruşturma/kovuşturmanın devamının ancak TBMM’nin yasama dokunulmazlığını “YENİDEN KALDIRMASINA BAĞLI”dır. Anayasa m 83/4 uyarınca yeniden seçilen milletvekili olarak yasama dokunulmazlığı hakkına sahip olan müvekkilimiz için, Anayasa m 83/2’ye göre “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” hükmü yeniden geçerli olacaktır.

Bu bağlamda Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 19/7/2018 tarih ve 2018/2088 Esas 2018/10 D.İŞ nolu evrensel hukuk ilkelerine, Anayasaya, yasaya aykırı kararının itirazen kaldırılarak, İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu’nun Anayasa m 67 uyarınca seçme ve seçilme hakkının özünün ihlalinin sona erdirilmesi, Anayasa m 83 ve CMK m 223/3-8 uyarınca kovuşturması şarta bağlı olması uyarınca dosyası hakkında DURMA kararı verilmesi ve Anayasamızın m 67 ile m 83 kapsamındaki hakları uyarınca müvekkilimizin derhal CMK 104/3 uyarınca Bi Hakkın Tahliyesine hükmedilmesi zaruretini Yüksek Mahkemenize saygılarımızla arz ediyoruz.

Arz ve izaha çalıştığımız ve resen nazara alınacak gerekçelerle, Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2088 Esas 2018/10 D.İŞ No’lu kararının itirazen kaldırılarak;

Sanık Kadri Enis BERBEROĞLU’nun 27. Dönem İstanbul Milletvekili seçilmesi sebebiyle, T.C. Anayasası m 83/4 gereğince yeniden Yasama Dokunulmazlığı hakkına sahip olması bağlamında, hakkında sürmekte olan kovuşturmanın şarta bağlı hale gelmesi, açık ve kesin yargılama engelinin bulunması uyarınca, Yüksek Mahkemenizin 5271 sayılı CMK 223/3-8 kapsamında dosya hakkında ivedi şekilde DURMA KARARINA HÜKMOLUNMASINA,

Sanık Kadri Enis BERBEROĞLU’nun yeniden milletvekili seçilmesi uyarınca T.C. Anayasası m. 83/4 vesilesiyle yeniden yasama dokunulmazlığı hakkı kazanmış bir milletvekili olarak Anayasa m 83/2’de düzenlenen “bir milletvekilinin Meclis kararı olmadıkça tutulamaz, sorgulanamaz, tutuklanamaz, yargılanamaz” hükümleriyle birlikte yorumlanmak üzere, Anayasa m 19/2 ve AİHS m 5/1-a maddeleri uyarınca 5271 sayılı CMK 104/3’e göre BİHAKKIN TAHLİYESİ’ne

Karar verilmesini Yüksek Mahkemenizden saygılarımızla arz ve talep ederiz.“