Yazar Makbule Cengiz, Binali Yıldırım'ın çok tartışılan Uğur Dündar tercihinin nedenlerini yazdı. 

OdaTV'de yer alan yazıda "Şimdi böylesine bir açık oturum için kendi mahallenizde tarafsız bir gazeteci bulmayacağınızı biliyorsunuz. Tarafsız gazeteciyi geçtim, gazeteci bulabilir misiniz acaba" diyen Cengiz, "Her fırsatta tehdit, hakaret ile üzerimize yürüyen yandaş medya çalışanlarına ve ekran yüzlerine de bu utanç vesikası dert olsun. O büyük binalarda ekrana çıkabilmek için tırnaklarını güç odaklarına geçirenlere değil, cesaret ve zarafetle su gibi akan giden gerçek gazetecilere ihtiyacı var bu ülkenin" ifadelerine yer verdi. 

İşte yazının ilgili bölümleri: 

Haftalardır sanki normal bir seçim süreci yaşanıyormuş gibi gündemde tutulan iki adayın birlikte canlı yayına çıkması konusunda yeni bir gelişme yaşandı. 

AKP Adayı Binali Yıldırım olası bir canlı yayını deneyimli gazeteci Uğur Dündar’ın yönetmesini istediğini açıkladı. “Sunucu olarak; Tecrübeli olması nedeniyle; Uğur Dündar” ifadelerini kullandı.

Gülelim mi ağlayalım mı? Ne dersiniz? Böyle bir program olmalı mı, doğrusu eğrisi ne buna hiç girmeden sadece artık pek de yaşatılamayan mesleğimiz açısından ele almak istiyorum bu konuyu. 

Uğur Dündar’ın gazeteciliğine, mesleki tecrübesine, tarafsız ve sağduyulu bir şekilde yayın yöneteceğine kimsenin şüphesi yok. 

Peki Binali Bey, sadece tecrübeli olduğu için mi Uğur Dündar’ın adını verdi? 

Yoksa kendisi de farkında mı yandaş ekran yüzlerinin tamamını toplasalar Uğur Dündar’ın topluma verdiği güvenin çeyreğini bile veremeyecekler. Yarım asır kalemini yere düşürmeden yazmış, haberi halka ulaştırmış Uğur Dündar’a yolunuzun çıkması tesadüf değil, değil mi? 

***

Şimdi böylesine bir açık oturum için kendi mahallenizde tarafsız bir gazeteci bulmayacağınızı biliyorsunuz. Tarafsız gazeteciyi geçtim, gazeteci bulabilir misiniz acaba? 

Rakiplerinin bile tarafsızlığına güven duyabildiği bir tek isim söyleyebilir misiniz mahalleninizden? 

KORKACAK BİR ŞEY YOK

Bu ülkeyi de gazeteciliği de mahallelere bölen sizsiniz. Tarafsız olan herkesi bertaraf ede ede, bugünlere geldiniz. Bizler belki bu sistemin içinde var olamadık, işsiz kaldık, ortada kaldık, mesleğimizi yapamadık, bu bize derttir. Tarafsız bir program için kendinizi yandaşlarınıza değil bizim mahallemizin abilerine emanet ediyor olmak da size dert olsun. 

Her fırsatta tehdit, hakaret ile üzerimize yürüyen yandaş medya çalışanlarına ve ekran yüzlerine de bu utanç vesikası dert olsun. O büyük binalarda ekrana çıkabilmek için tırnaklarını güç odaklarına geçirenlere değil, cesaret ve zarafetle su gibi akan giden gerçek gazetecilere ihtiyacı var bu ülkenin. 

Ben bu sürece bakınca komplo teorilerinin ötesinde bunu gördüm, bu ülkenin gazeteciliğe ihtiyacı var. Erdemin ve zarafetin samimiyeti tertemiz bir su gibi akıp geçecek sizin güç odağı kayalarınızın üzerinden. 

Böyle bir program yapılırsa da hepimiz gönül rahatlığıyla izleyeceğiz. Uğur Dündar ustanın en iyi şekilde yöneteceğini biliyoruz. Korkacak bir şey yok. Dünyadaki en yumuşak şeyin, dünyadaki en sert şeyin üzerinden nasıl kolayca atlayıp gittiğini biliyoruz. Haklılığınızın zarafetine güvenin. 

Bu topraklarda yeniden mesleğimizi yapabilir miyiz derseniz, neden olmasın? Biliyoruz ki gazetecilik yapmadan da yaşarız, yaşanıyor ama ya bizi sararsa meslek hasreti. Yeniden, en sağlamından var ederiz o zaman, tutkuyla taşıyıp hiç bırakmadığımız keskin kalemlerimizi…