'Bizim açlığını çektiğimiz birçok şey vardı: Para, makam, kadın...'

'Bizim açlığını çektiğimiz birçok şey vardı: Para, makam, kadın...'

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde yazdığı yazıda "Bizim açlığını çektiğimiz birçok şey vardı: Para, makam, kadın.. Kimimiz bunlara ulaşamayınca bunlara sahip olanları itham ediyordu, demek ki, kimimiz bunlara karşı çıkarken, onları kıskanıyormuş. Bunlara sahip olunca bir anda sapıttılar" ifadelerini kullandı.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak bugünkü köşesine "Dindar adamı şeytan nasıl kandırır!" başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında "Para, makam, güç konusunda hazırlıksız yakalandık" diyen Dilipak "Aklımız ve imanımız, servetimiz ve gücümüze yön versin derken, tersi oldu, servetimiz ve gücümüz aklımız ve imanımıza yön verdi" dedi.

Yazının ilgili bölümü şu şekilde:

Şeytan peşine düştü mü bir insanın ve o da ona kapıyı bir açtı mı, artık onun işi zor. Fuhuşa da sürükler, alkole de, kumara da. Her gün geri dönüş daha da zorlaşır. Bir süre sonra insanları hak ve hayır yolunda dönüştürmek için çıktığı yolda, bir noktadan sonra kendi dönüşmüş olur ve Şeytanın peşinden yürümeye devam eder.

Kim bunlar derseniz, onları görmek için çevrenize bakın bakalım, yok oldular değil mi? Onların gittikleri mekanlara bakın bakalım, eğer yolunuz düşerse tabii, kimlerle dost olmuşlar, kimlerle beraberler, kibir var mı? Eski dostları ile ilişkisi nasıl. Aile, çocuk, eş-dost ilişkileri ne durumda. Bunlar inandıkları gibi yaşamaktan uzaklaşınca yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar.. İlginçtir, eskiden radikalken, bugün, karı-kız peşinde koşanlarımız, kumar oynayan, futbol maçlarını kaçırmayan, malayani işler ve dostlar edinen, sık sık yemin eden, argo konuşan, küfreden, lüks mahallerde, yeni dostları ile sohbet ederken kahkahalar atan tiplere dönüşenler var.. 

Para, makam, güç konusunda hazırlıksız yakalandık. Aklımız ve imanımız, servetimiz ve gücümüze yön versin derken, tersi oldu, servetimiz ve gücümüz aklımız ve imanımıza yön verdi.. Bu helak sebebidir. İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık. Olduğumuz gibi görünmeyince, göründüğümüz gibi olmaya başladık. 

Kimimiz ilmimizle kibirlendik, kimimiz makamımızla, kimimin paramızla, kimimiz şöhretimizle. Kimimiz bunlara ulaşmak için Şeytanın yalan vaadlerine kandı, kimimiz bunları elde ettikten sonra sapıttı.

Bizim açlığını çektiğimiz birçok şey vardı: Para, makam, kadın.. Kimimiz bunlara ulaşamayınca bunlara sahip olanları itham ediyordu, demek ki, kimimiz bunlara karşı çıkarken, onları kıskanıyormuş. Bunlara sahip olunca bir anda sapıttılar.

İnsanoğlu neyi ihtirasla ister ya da neye sahip olur ve onunla kibirlenirse, Allah onları o şeylerle imtihan eder. O şeyler, “dua ile istenen bela”ya dönüşür.