CHP'den 1 milyon yazılımcı değerlendirmesi

CHP'den 1 milyon yazılımcı değerlendirmesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan “1 Milyon Yazılımcı Projesi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 Adıgüzel, “3 yılda 1 milyon yazılımcı hedefi; gerçekleştirilebilir, anlamlı bir hedef değil. Kaldı ki 1 milyon hedefine ulaşsanız dahi, sektör mevcut haliyle bu kişilere istihdam yaratabilecek kapasiteye sahip değil. 3 yıl sonra 1 milyon işsiz yazılımcıyla karşı karşıya kalmayacağımızın garantisi yok. Bu işin sürdürülebilir olması isteniyorsa, ‘ben yaptım oldu’ mantığının bir tarafa bırakılması ve tüm sektör paydaşları ile bir araya gelinerek bir eylem planının ortaya konması gerekmektedir. Aksi takdirde bu durumun ‘her ile üniversite’ projesinden bir farkı olmayacaktır. İktidar partisi; bilişimi, dijitalleşmeyi her başı sıkıştığında başvuracağı bir propaganda malzemesi olarak görüyor. Eğer bu konuda gerçekten samimi ise bu tür projeler ile vatandaşlara hayal satmaya bir son vermeli. Daha gerçekçi, akılcı, stratejik hedef ve politikalar ile gençlerin istihdam süreçlerine dahil olmasını sağlayacak projelere imza atmalıdır ” dedi.

“Sektörün İş Gücü İhtiyacı Dikkate Alınmalı”


Böylesi bir projenin planlamasında önemli olanın sektör talebinin yani sektörün iş gücü ihtiyacı olduğunun altını çizen Adıgüzel, “18 yıllık iktidar, tıpkı önceki projelerinde olduğu gibi bunda da niteliği değil niceliği ön plana çıkarmıştır. Önemli olan sektörün ihtiyaçları doğrultusunda nitelikli insan kaynağını yetiştirebilmek. 1 milyon yazılımcı hedefi her ne kadar kulağa hoş gelse de, bu süreçte dikkate alınması gereken sektörün iş gücü ihtiyacıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de profesyonel yazılım geliştirici sayısının 2018 yılında 140 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayı Almanya ve İngiltere’de yaklaşık 850 bin, Fransa’da 500 bin, Rusya’da 400 bin, Polonya’da 250 bin, Ukrayna’da ise 200 bin civarındadır. Yani gelişmiş ülkelerde dahi sayı halen 1 milyona ulaşmış değil. Öte yandan, Türkiye’de her yıl 12 bin civarı öğrenci bilişim ile ilgili bölümlerden mezun oluyor ve bunların yüzde 60’a yakınının işsiz olduğu belirtiliyor. Yani özetle sektörde özellikle yeni mezunlar açısından işsizlik büyük bir sıkıntı iken, iktidarın yetiştireceğini iddia ettiği 1 milyon yazılımcıyı istihdama nasıl kazandıracağı sorusunun yanıtı da yok. Türkiye’nin gerçekleri ile örtüşmeyen böyle bir proje sürdürülebilir değil maalesef. 


Yine Türkiye Bilgi ve İletişim Teknolojileri pazar verilerine baktığımızda, ABD doları bazında değerlendirildiğinde, geçmiş yıllarda 30-33 milyar dolar bandında seyreden sektör büyüklüğü, kur etkisiyle 2018 yılında 27-30 milyar dolar bandına inmiştir. Yazılım sektörünün payı ise 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dünyadaki yazılım sektörü paylarına baktığımızda Türkiye’deki durumun vahametini daha iyi anlıyoruz. Kaldı ki TUİK’in son verilerine göre, yüksek teknoloji ürünlerimizin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yalnızca %3,4. Bu paya ilişkin dünyadan bir örnek vermek gerekirse; ileri teknoloji ürünleri ile ön plana çıkan Güney Kore’nin 2018 yılında yüksek teknolojili ürünlerinin tüm mal ihracatı içindeki payı %36'dır. Bilgi teknolojileri sektörü hizmet, yazılım ve donanımdan oluşan bir bütün iken AKP'nin salt yazılımcı sayısını artırmakla sektöre anlamlı bir katkı sunamayacağı açıktır” ifadelerini kullandı. 
 “28 Eylem Planından Kaçı Gerçekleştirildi?”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2017-2019 dönemini kapsayan Türkiye “Yazılım Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı”nın 5 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan Adıgüzel, “Hatırlanacağı üzere yazılım pazarını büyütmek, ihracatı ve sektörün istihdamını artırmak amacıyla Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan belgede,  4 hedef başlığı altında 28 eylem planı ortaya konmuştu. Bu hedefler, “Ulusal bilinci arttırmak ve altyapıyı güçlendirmek”, “Hukuki ve idari düzenlemeleri yapmak”, “Nitelikli insan kaynağı geliştirmek” ve  “Uluslararası rekabet gücünü arttırmak” olarak tanımlanmıştı. Bu eylem planlarından kaçı hayata geçirildi? Bunların sektöre yansımasına ilişkin bir değerlendirilme yapıldı mı?" sorularını yönelterek “AKP sorunların çözümünü ötelemek için rapor yazıp eylem planları hazırlayarak günü geçirmeyi alışkanlık haline getirdi, ancak artık gerçekçi çözümlerle ülkemizi küresel rekabette ön sıralara taşıyacak politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu. 
“Yeni Bir Eğitim Modeline İhtiyaç Var”
Türkiye’de yazılım geliştirici ekosistemini geliştirmek için araştıran, sorgulayan ve analiz yapabilen bireyler yetiştirebilen bir eğitim modelinin kurgulanmasının gerekliliğine işaret eden Adıgüzel, “Ülkemizde eğitim alanı her gelen Bakanın sistem değişikliğine giderek çocuklarımızı, gençlerimizi, dolayısıyla geleceğimizi heba ettiği bir alana dönüştü. Oysa eğitim politikası bir ülkenin tüm diğer sistemlerini etkileyen en önemli alanlardandır.

Eğitim sistemimizin sorgulayan, araştıran, merak eden, hayal eden, düşünmekten ve sormaktan korkmayan bireyler yetiştirecek şekilde kurgulanması gerekir. Ancak bu şekilde küresel toplumda, içinde bulunduğumuz 4. Sanayi Devriminde sözü geçen lider bir ülke konumuna yükselebiliriz. Teknolojiyi sadece kullanan değil;  tasarlayan ve geliştiren gençlere ihtiyaç bireyler yetiştirebilen bir eğitim modelinin kurgulanması, gelecek nesillerin Endüstri 4.0’ın getireceği teknolojiye ayak uyduracak şekilde yetiştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bununla birlikte bahse konu eğitim sistemi ile bu teknolojiyi üretip dış dünyaya pazarlayabilecek seviyede bireylerin yetiştirilmesi de beklenmektedir. O yüzden bu süreçte atılacak her adımın eğitim sistemiyle entegre bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Örneğin; Silikon Vadisi 1960’lı yıllardan itibaren Amerikan Uzay Sanayisi ve Ay Projesi için projeler gerçekleştiren firmaların bir araya geldikleri bir merkez olarak varlık göstermiştir. 20 yıl sonra yani 1980’lerde kişisel bilgisayar ve yazılım devrimini gerçekleştiren gençlerin birçoğu Silikon Vadisi ve çevresindeki liselerde yetişen gençlerden oluşmuştur. Bu durum, eğitim sistemi ile sektörün entegrasyonun sağlanmasının önemini kanıtlamaktadır” dedi. 

“Beyin Göçünü Durdurun”


Öte yandan, Türkiye’deki yazılım sektörünün en büyük sorunlarından birinin beyin göçü olduğunun altını çizerek “Özellikle son dönemde artan siyasi baskıların sonucunda dijital özgürlüklerde yaşanan daralma ile birlikte altyapı ve yatırım eksiklikleri yüksek vasıflı iş gücünün ülkeden göç etmesiyle sonuçlanmıştır. Yaşanan beyin göçünün önüne geçilebilmesi adına başta güvencesiz çalışma olmak üzere çalışanların çalışma koşullarını iyileştirecek adımların ivedilikle atılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.