Cinayet davasında hatırlı kişi mi olur?

Cinayet davasında hatırlı kişi mi olur?

Rabia Naz Vatan’ın ölümünün ardındaki sır perdesi aydınlanmayı beklerken baba Şaban Vatan sorularımız yanıtladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Rabia Naz kızımız ile kurumlarımız itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor” sözlerine yanıt olarak Vatan, “Kurumları kendileri itibarsızlaştırdı. Hatırlı kişi dediler. Bir çocuk cinayetinde hatırlı kişi mi vardır ya? Nerde görülmüş, nerde duyulmuş? İşte böyle böyle itibarsızlaştırdılar kurumları” dedi.

Röportaj: Muzaffer Susamış 

Son çıkan DNA sonuçları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu durum, Giresun Cumhuriyet Baş Savcısı Alan’ın dosyaya vâkıf olmadan kamuoyuna açıklama yapmasından ibarettir. Akıl yargılamam sürecinde, Rabia Naz ile Şaban Vatan’ın akıl yargılaması aynı değildir dedi. Ama birincisi mahkemede Rabia Naz’la ilgili sorular sordular, ikincisi asılsız iddia ortaya attılar. Yatmadığım hastanede yattı dediler. Bu yalanı da ortaya çıkardım. Sosyal güvenlik kurumunda son 10 yıldır hiçbir hastanede yatmadığım net bir şekilde ortaya çıktı. Dosya Giresun Baş Savcısı’nda değil, Görele Baş Savcısı’nda olduğu halde önce yelekte soy ağacı olayını çıkardılar, sonra da DNA’yı reddettiğimi söylediler. Şaban Vatan reddetmedi. Otopside çıkan kadın vücut sıvısı DNA’sı vardı, başka bir şey çıkartamamışlardı. Bana da şu söylendi, eşinizin sizin ve oğlunuzun DNA’sı alınacak, ben de tabii demiştim. Ama 28 ağustos günü DNA almak için geldiklerinde, “Sizi bekliyoruz ama eşinize gerek yok, oğlunla seninki alınacak” dediler. Ben de emniyete gittim, neden sadece ben ve oğlum neden ambulans şoförü, çalışanları değil ya da emniyet personellerinin DNA sı alınmıyor, dedim. Rabia Naz’ın vücudunda bayan vücut sıvısı varken neden onların hiçbirini incelemiyorlar, eşimin DNA’sını neden almadılar? dedim. Ben şu an DNA vermeyeceğim gerekçem de şu dedim, “Eynesil’de olay zamanı bulunan polisler, eşleri çocukları hepsinin DNA’sı alınacak çünkü o zaman Eynesil’de 15 tane polis memuru vardı. Olay yerinde ise 10 bile değil 6-7 tane polis memuru vardı. Olay yerine gelen ambulans şoförleri ve çalışanlarının DNA’sı alınacak. Bunların da DNA’sının çıkması gerekiyor. Güvenlik kamerası işi yapan Kutluay Sevinç şüpheli durumdaydı. Kamera kayıtlarının silinmesi, kameraların düzenli kayıt almaması vesaire bunların hepsi bir şeylerin gizlendiğini gösterir.

Önce tek sonra çift DNA çıkardılar

Peki, tırnak DNA’sı?
Evet, son geldiğimiz noktaya bakalım. Tırnak DNA’sını da çıkartan benim.

İlk röportajımızda da söylemiştiniz bunu…
Doğrudur. Ben tırnak DNA’sını çıkardım onlar yelek mevzusu çıkardılar. Sonra ne oldu? Resmi olarak yazıyor, tırnakta tek erkek DNA’sı var. Yani tek erkek DNA’sına rastlandığı izi söyleniyor. Peki, Şaban Vatan erkek, oğlum erkek… Bu nasıl ikiye çıktı? Hani bulunamıyordu. Sayın İçişleri Bakanı açıklama yapmıştı “Vallahi billahi bir şey bulamadık” demişti ama o DNA orda plaza gibi duruyormuş. Bak ortaya çıkartılıyormuş. Delillerin nasıl karartıldığını ortaya çıkardık, bir erkek DNA’sı resmi olarak belirtilirken birdenbire ikiye çıktı. Ya nasıl oldu bu? Nasıl değiştiriliyor. Mezarın altında olan kızımın tırnağına bir tane daha DNA’ mı eklediler? Yelekteki DNA’yı nereye götürdüler. Neden kaybettiler yeleği? Çünkü yeleğin, oğlum Yaşar’a ait olduğu ortaya çıktı. Ben dedim ki tekstil firmalarına sorun, yelek erkek giysisi mi kız mı? Hop, hemen yelekten vazgeçtiler. DNA’ya döndüler, tek erkek tırnağı DNA’sına bir tane daha eklediler. Bu kabul edilemez.  Ve bu 3-4 günde çıkartıldı, nasıl oluyor ya? Aylarca biz DNA bekledik, hala kadın vücut sıvısı DNA’sı ortada yok. Bunu getirsinler. Giresun Cinayet Masası’nda, Turgay Özer bana otopsi raporu çıktıktan sonra Mürsel Küçükal’ın sunduğu senaryonun aynısını, geçen yıl Eylül’ün ilk haftasında anlatmıştı. Şunu demişti “Biz de otopsi raporunu değerlendirdik. Büyük bir ihtimal düşme ama bulunduğu yer değil”. Peki, Turgay Özer böyle dedi de, neden o yerin üzerinde duruldu? Annenin üzerinden gidildi. Nasıl olmuş Turgay bey dedim, “Yan taraf fındık bahçesi var ya dedi. Senin çocuk oraya atlamış” dedi. Ee dedim, ordan sürünerek oraya gelmiş dedi. Aralarındaki mesafe 7 metre. Dedim ki Benim çocuğum nasıl gelecek oraya? Ben size şunu soruyum. Benim kızım o mesafeden aşağı balkona çarpmadan düşecek artı o kadar ağır hasar alacak (felç boyutunda hasardan bahsediyorum) omurgada üç kırık, kalça kırılmış ayrılmış ve sol ayak kopmuş, sağ ayak da ağır hasarlı kırık, benim kızımın mucizevi özellikleri mi var, nasıl süründü? Süründüğüne dair hiçbir iz de yok, dedim.  Kan yok, sürtme yok, yuvarlanma yok hiçbir iz yok. Sen ne diyorsun, ne anlatıyorsun dedim. O zaman ne oldu ki dedi. Bana bunu niye soruyorsun? İnceleyen sensin. Giresun’da bir sürü siyah Doblo araç var diyor. Giresun değil bu olayın yeri, Eynesil dedim. Hiçbir çalışma yapılmadı. O araç bir gün önce bir gün sonra neredeydi hepsi çıkar. Ama hiçbir çalışma yapılmadı. Bugün Turgay Özer’le yine görüştüm dedim ki bir de tırnak DNA’sı çıktı. “Ya sizle alakası yok” dedi. Bizimle ilgiliymiş dedim, ya ne alakası var sen Beşikdüzü’nde, Şalpazarı’ndaydın o gün dedi. El sıkmayla DNA’ mı olur? Oğluma ne diyeceksin dedim. Katilin peşinden gidilmiyor da nasıl böyle bir şey sunuluyor? Ben şunu istiyorum benim kızım oraya nasıl geldi, bana onu getirin dedim. Diyelim ki düşme diyorsunuz, nerde düştü oraya kim getirdi bunu da çıkartın dedim. Bugün hâlâ bir açıklama yapmadan Şaban Vatan’ın üzerine geliyorlar. Oğlunun üzerine geliyorlar. 15 yaşındaki çocukla uğraşmaya başladılar yazık ya. Artık herkes vicdana gelsin. Bir araştırmacı kimliğine bürünen insanlar da adam gibi araştırma yapsın. 

Eynesil eski Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu’yla Muhammet Vatan arasında çıkan gizli belgeler ortaya atıldı. Ne diyeceksiniz?
Sadece bu belge yok ki. Güler Vatan’da var. Coşkun Somuncuoğlu’yla Muhammet Vatan gece saat 12’den itibaren konuşma yapıyorlar, 40 dakika civarı. Bunları telefondan konuşmayalım dinleniyor diyorlar. Senin telefonun dinleniyor mu?  Normal bir vatandaşın dinlenir mi? Bir olay vardır, bu olay hakkında dinleme yapılır. Olayın muhatapları var. Kim onlar? Muhammet Vatan, Coşkun Somuncuoğlu. Bu kişinin böyle konuşması suçunu bildiğini gösterir.

Size karşı bir şey yapıldı mı?

Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğeni Mehmet Somuncuoğlu beni tehdit etti. Resmi kayıtlarda var, hiçbir şey yapmadılar. İçişleri Bakanı “Kimse savcı yetkisi kullanamaz” diyor. Coşkun Somuncuoğlu birileri adına adli sicil kaydı çıkarıyor, savcı yetkisi kullanıyor bunu da itiraf ediyor. Eskişehirli AKP Milletvekilinin ismini söylüyor, biz bunu şunun için kullanmıştık, gaflete düştük diyor. Bu nedir sayın bakan? Bu adam beni tehdit ettiriyor, bu adamın savcı yetkisi kullanmasından dolayı 20 ay cezası var. İşlenmiş ama bu ceza uzatmaya alınmış, korumaya alınmış, bugünlerde de çıktı mavi balina dedi. Rabia Naz’ın 1200 dosyası incelendi, tüm oyunları incelendi öyle bir şeyin olmadığı ortaya çıktı. Bu adam neden böyle yalan yanlış iddialar ortaya atıyor. Bunu araştırsınlar. Hepsine dava açacağım.

Süleyman Soylu, “Rabia Naz kızımız üzerinden tüm yargı sistemimizi felç etmek istiyorlar” dedi. Ne düşünüyorsunuz?
Tırnak DNA’sı koskocaman bir plazaydı değil mi? Peki bu tırnak DNA’sı ne zaman dosyadaydı? 12 Ekim 2018. Sayın İçişleri Bakanı Mülki Müfettişlerini Eynesil’e ne zaman gönderdi? 23 Ekim 2018. Sayın Soylu 1-2 ay sonra Habertürk’e çıkıp “Vallahi hiçbir şey bulamadık” demişti. E varmış. Kurumları kendileri itibarsızlaştırdı. Hatırlı kişi dediler. Bir çocuk cinayetinde hatırlı kişi mi vardır ya?  Nerde görülmüş, nerde duyulmuş? Polisin delil karartması, kamera kayıtlarının silinmesi, bulunamayan çanta, inceleme polisinin kendi bulmadığı çantayı ben buldum demesi. İşte böyle böyle itibarsızlaştırdılar kurumları. Cinayet hassasiyetle incelenir. 20 aydır ben bir mücadele veriyorum. Adaletle beraber yapıyorum bunu. Mürsel Küçükal’a şiddet uygulamadığım da ortaya çıktı. Eşi ne diyor? Kuran-ı Kerim’e el basmadı. O zaman yalan söyleyebilir demek mi bu? İfade değiştiren yalancıdır. Yalancıya inanıyorlar. Şaban Vatan’ı kimse dikkate almıyor.

Diğer bir gündem koruma talebi… Anneniz tarafından size karşı bir koruma talebi geldi mi gerçekten?
Annem, abim Muhammet Vatan’dan korkuyor. Bunu tüm Eynesil halkı biliyor. Muhammet’in evine bile gidemiyor. Annem, akıl yargılama sürecinde de belirtmiş. Oğlum Muhammet küçükken beyin kanaması geçirmişti, sinirli bir yapıya sahiptir, küçük oğlum Şaban sakin bir yapıya sahiptir, kızından dolayı sinirleneceği şeyler olsa bile kendisini hep yatıştırmıştır, benle de gelir dertleşir demiş. Annemle her zaman dertleştiğim video kaydında da görünüyor. “Anne bak çekiyorum” diyorum. Bu videodan sonra ben talepte bulundum. Anneme koruma talebi istedim, Muhammet Vatan’dan uzaklaştırılmasını talep ettim, daha güvenli bir yere yerleştirilmesini istedim. Çünkü bu benim annem. 80 yaşında ihtiyar kadın. Okuma yazma bilmeyen kadına parmak bastırmışlar. Ayıptır, 80 yaşındaki kadını ne hale getirdiler. Videoda açıklıyor annem “Ben böyle bir şey demedim, koruma talebi istemedim, böyle okumadılar bana” diyor. Parmak bastırmışlar ya. Şimdi geldiğimiz durum şudur… Yazık diyorum yazık. 11 yaşındaki bir çocuğun katillerini ortaya çıkarmamak için devlet yöneticileri her türlü senaryoyu oynuyor. Ben kime güveneceğim? Gizli tanık gösterdim. Hemen polis gizli tanıkla görüşme yaptı, onu da korkuttular. Avukatın da ses kaydı var. “Bu durum ortaya çıkacak ama çocuğuma akrabalarıma zarar verirler diye korkuyorum” diyor.

Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması ve bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Giresun'un Eynesil ilçesindeki soruşturmada görev alan kamu görevlilerini, eski belediye başkanını ve ailenin yakınlarını dinledi.


Kim ne dedi?

KAYIP ÇANTA KİMDE? 
Polis Memuru Kutlay Sevinç:

Komisyona bilgi veren Polis Memuru Kutlay Sevinç, Rabia Naz Vatan'ın günlüklerine rastlamadığını, bilgisayarına baktığını, akıllarına önce Mavi Balina geldiğini, ancak bir şey bulamadıklarını söyledi. Sevinç, olaydan birkaç ay sonra tayininin çıktığını, soruşturmayla ilgili eleştiriler getirdiğini ve hakkında da soruşturma açıldığını söyledi. Rabia Naz Vatan'ın ölümü ile ilgili hakkında niye soruşturma açıldığının gerekçesini bilmediğini aktaran Sevinç, üstlerinden de öğrenemediğini söyledi. Sevinç, "Bu olayda biz suçlu muyuz? Suçluysak biz niye burada duruyoruz hâlâ? Bana "kınama" cezası veremezsiniz, çok hafif, güldürücü, komik, aşağılayıcı bir ceza. Ya ihraçtır, devamında da hapis cezasıdır eğer varsa benim suçum" dedi. Sevinç, evde inceleme yaparken birilerinin "Çanta burada" dediğini duyduğunu; ancak Rabia Naz Vatan'ın çantasını kimin aldığını, çantaya ne olduğunu bilmediğini aktardı.


3 ARKADAŞA KINAMA CEZASI VERİLDİ
Polis Başmüfettişi Davut Karakülah:

Polis Başmüfettişi Davut Karakülah da "ihmal" gerekçesiyle 3 arkadaşına "kınama" cezası verildiğini belirterek, "Tam bilmemekle beraber dışarıdan edindiğim bilgi "görevi ihmal'den 2 veya 3 arkadaşa "kınama" cezası verildi. İlk görev yerinde emniyet şeridi almamak veya o çantayı bulmakta gösterdikleri ihmal gibi, tam net bilmemekle beraber; ama Başkanlığımız uygun görürse resmî bir yazıyla daha önceki evveliyatını alabiliriz" dedi.

'KAZA GİBİ DEĞİLDİ'
Polis memuru Ruhi Kalkan:

Polis memuru Ruhi Kalkan ise "Bize trafik kazası olarak ihbar edildi; ancak olay yerindeki mevcut şeyler trafik kazası emaresi olmadığı için biz "Başka bir yerde olabilir, getirilebilir" düşüncesiyle hareket ettik" bilgisini verdi.

'OLAYLA NE ALAKASI VAR'
Eski Eynesil belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu:

Eynesil eski Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu ise Rabia Naz Vatan'ın ölüm haberini alır almaz hastaneye gittiğini söyleyerek, "O süreçte baba Şaban ile görüştük, defnine varana kadar da yanındaydık. Baba Şaban önce "Düştü, intihar etti" şeklinde cümleler kullandı. 1 ay sonra "Benim kızıma araba çarptı" dedi. Önce "Beton arabası, mikser çarptı" dedi. Sonra "Siyah bir hafif ticari araç" dedi" diye konuştu. Komisyon üyelerinden Jale Nur Süllü, Somuncuoğlu'na, Rabia Naz Vatan'ın ölümünden sonra 3 oğlundan birisini evlendirip, yurt dışına göndermesinin, olayla bağlantısı olduğuna ilişkin iddiaları sordu. Somuncuoğlu, "Olayla ne alakası var, onu anlayamadım" dedi.

'ÖLMEDEN ÖNCE GÖRDÜM'
Mehmet Ali Somuncuoğlu:

Komisyona davet edilen eski belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu'nun oğlu Mehmet Ali Somuncuoğlu ise Rabia Naz'ı ölmeden önce gördüğünü söyleyerek şöyle konuştu: "Ören yolu dediğimiz mevkide ağzında bir elinde dondurma vardı, bir elinde de poşet vardı nazar boncuklu. Biz ailecek görüştüğümüz için, Şaban Vatan'la olsun, Muhammet Vatan'la olsun, ailecek görüşüyorduk; onlar bize gelir, biz onlara gideriz. Durdum yanında, takıldım hatta "Naz, o dondurmayı bana ver, ben yiyeyim, sıcakladım" dedim. O da "Yok ağabey" dedi, ben dereye devam ettim" dedi. Komisyon üyelerinin, "Siz Rabia Naz'ı dondurma yerken gördüğünüzü hatta inip yanaklarını sıktığınızı, şakalaştığınızı ifade etmişsiniz" demesi üzerine, Mehmet Ali Somuncuoğlu, "Yanaklarını sıkmadım. Arabanın sağ camını indirdim, şakalaştık, o kadar" dedi.

'BENİ KURTAR CİCİ ANNE'
Güler Vatan

Rabia Naz Vatan'ın akrabası Güler Vatan da şu bilgileri verdi: "'Naz burada yatıyor" dediler. Sonra aşağıya indim, baktım, yatıyor. Bağırmaya başladım, o benim sesimi duyduğunda başladı hareket etmeye, ellerini sıkıp "beni kurtar cici anne" der gibi böyle kafasını salladı, ses çıkarmaya başladı. Yüzüne falan dokundum, baktım ayak falan kötü, sonra bağırmaya başladım "ambulansı arayın" diye. Düşme sesi duymadım. Burada 1-2 ay önce de bir trafik kazası olmuştu, orada çocuğa çarpıp araba kaçmış gitmişti, 20 yaşındaki delikanlıya."