Demokrasiye yaptığınız darbe altında ezileceksiniz

Demokrasiye yaptığınız darbe altında ezileceksiniz

TBMM Adalet Komisyonu'nda 28 maddeden oluşan “çoklu baro" teklifinin ilk 21 maddesi AKP-MHP oylarıyla kabul edildi.

AKP ve MHP’nin 28 maddeden oluşan “çoklu baro” teklifi, Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye devam ediyor. Teklifin ilk 21 maddesi AKP ile MHP’liler tarafından kabul edildi. CHP, HDP ve İYİ Partili milletvekilleri, “AKP’li milletvekillerinin farklı görüşlere kapalı olduğu ve teklifin virgülü değiştirmeden geçmesini istedikleri” yönünde eleştiri yaptı. CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Virgülünde dahi değişiktlik yapmamak, halkın gözünde kibrin içine atar. Ortaya koyduğunuz kibri değiştirmenizi diliyorum” derken Nihat Yeşil, “Demokrasiye yaptığınız darbe neticesinde gün gelecek altında ezileceksiniz” ifadelerini kullandı. Candan Yüceer, “Susturulmaya çalışılan barolar değil halk. Hak aranmasın, hesap sorulmasın, hukuk uygulanmasın istiyorsunuz” diye konuştu.

Söz alan milletvekillerinden öne çıkan konuşmalar şöyle:

“Baroların bölünmesi şiddet ve istismar demek”

Gamze Taşçıer: Yasa teklifi, iktidarın ruh halini yansıtıyor, ‘Ben kazanıyorsam sandık kutsal, kazanmıyorsam sistem değişmeli.’ AK Parti ile aynı düşüncede olmamakla eş anlamlı sizin siyaset yapmanız. Terörist olmak, vatan millet düşmanlığı ile rahatlıkla suçlayabiliyorsunuz. Demokrasi karşıt görüşlerin düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir sistemdir. Demokrasiyi bir amaç değil araç olarak gördüğünüz bir zihniyetle yola çıkmıştınız. Baroların sizden farklı düşünmesiyle, ‘nasıl dikensiz bir gül bahçesi yaparız’ diyorsunuz. Amacınız baroların siyaset yapması değil, sizin istediğiniz siyasi yapması. Olay siyaset yapılması değil, ak siyaset yapılması yani sizin istediğiniz siyaseti yapması. Türkiye’nin dört yanındaki davalara bizler müdahil oluyoruz. Örneğin Şule Çet davasında olayın üzeri kapatılmak istenirken barolar susmadı. Gerçekler topluma mal olduğu için o davadan karar çıktı. Barolar bu kadar önemli ve hayati konumda. Baroların bölünmesi, şiddet ve istismar demek. Çünkü barolar adaletin yerini bulması için mücadele ediyor.

“Zorunlu bölünme yok”

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan: Zorunlu bölünme diye bir şey yok. Baro başkanı vekilimiz, keşke dinleyebilseydi. İlgili barolar ve barolar birliği ile görüştük. Birbirimizi anlamaya çalışsak hepsinin cevabı var. ‘İlk siz baro kuracaksınız’ denildi. Ben zaten bir baronun üyesiyim. Üç beş baro olduğunda ben oraya üye olduğunda baro siyasallaşıyor ama ben şu an bir baroya üyeyim, o siyasallaşmıyor. Dolayısıyla aynı söylemleri aynı ithamları yapmayın. Mesele üzüm yemek ise birbirimizi anlayabiliriz. Bir insanı uyuyorsa uyandırırsınız, ama uyuyor numarası yapıyorsa anlatamazsınız.

“Türkiye’nin derdi baroların bölünmesi mi”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç: ‘Zorunlu bölünme yok, ihtiyari bölünme var’ diyorsunuz. Tarihe geçtiniz. Barolara ‘bölünebilirsiniz, kendi bölünmenizi yapabilirsiniz’ dediniz. Bunun önünü açtınız. Teşvik ediyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve dünya, pandemiyle uğraşıyor. İnsanlar yoksulluktan kırılıyor. Üretim durmuş vaziyette. Türkiye’nin en öncelikli derdi, baroların zorunlu değil ihtiyari bölünmesinin önünü açmak mıdır? Adalet bu kadar sıkıntılıyken baroların siyasi görüşlerine göre hakim karşısına çıkmaları mıdır? Sabaha kadar görüşebiliriz. Bizim karşımızda konuşan her arkadaşımıza cevap vermemeye çalışıyorsunuz.

“‘Bizim baromuz yok, ihtiyacımız var’ deyin

HDP Grup Başkavekili Saruhan Oluç: Buradaki tartışmaları, birkaç gündür izleyip değerlendirdik. Genel Kurul’da esas tartışmayı sürdüreceğiz. Yargının nasıl bağımsız hale getirildiğini tartışacağız. Çok zorlanıyorsunuz, sayın Turan. Dün Cahit Özkan da zorlandı. Bu teklifi anlatırken zorlanıyorsunuz. Aslında bir ihtiyaç hasıl olmadığını söylüyorsunuz. Şu şekilde anlatsanız, ‘bizim barolarımız yok, Ak Parti olarak ihtiyacımız var’ deseniz, çok makul bir açıklama olur. Eşitlik ve temsilde adalet diye anlatmaya çalışıyorsunuz tam tersi büyük bir eşitsizlik yaratıyorsunuz. Yaptığınız kurgu da temsilde adaletsizliği yaratıyor. Getirilmiş olan teklifin hukuk ve yargı alanında bir ihtiyaç olmasından kaynaklı değil.

“FETÖ’nün yapamadığını yapamıyorsunuz”

CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel: İnsanların adalet duygusunu yok ettiniz. Yargıya hep kumpas kurdunuz. Gizli tanıkla açtığınız davalarla vatansever insanları cezaevinde öldürdünüz. Şimdi karşımıza gelmiş eski ortağınız FETÖ projesini demokrasi diye satmaya çalışıyorsunuz. Devlete FETÖ’yü yerleştirdiniz. 15 Temmuz darbe girişimi oldu, 15 Temmuz gazileri için toplanan parayı bile sahiplerine vermediniz. Türkiye’de 80 baronun tamamı düzenlemeye karşı. Milyonlarca çocuğumuz sınava girmesini engellemediniz, miting yapacak baro başkanlarına yasak getirdiniz. Sizin zaten her şeyiniz yanlış. FETÖ’nün yapamadığını yapıyorsunuz. Barolar, meslek kurulu olmaktan çıkacak, partizanlık yapan barolar olacak. Hakim geldiğinde avukat hangi baroya kayıtlı diye bakacak. Sizin partili hakimleriniz ise adaleti mumla arayacağız. Adaleti katlediyorsunuz, çirkin amaçlara feda ediyorsunuz.

“Hukuksuzlukta, liyakatsızlıkta dünya lideriyiz”

CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı: Keşke getirdiğiniz bu çoklu baro sisteminde de sigara paketlerinde yazdığı gibi ‘ülke sağlığına zararlıdır’ yazsaydınız. Bu teklif savunmayı savunmasız bırakmaktadır. Hak arama hürriyetinin alınmasıdır. İnsan hakları davalarında, baroların mağdurun yanında yer alması mı size telaşlandırıyor. Hukuksuzlukta, yolsuzlukta, liyakatsızlıkta dünya lideriyiz. Derdiniz hukukun üstünlüğü değil. Bu ülkeyi batırdınız ‘daha da batıralım’ diyorsunuz.

“Kibrinizi değiştirmenizi diliyorum”

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz: Bu ana kadar söylediğiniz ve bin türlü tutarsızlık olan teklifteki gerçek, muhalefet partilerin önerileri doğrultusunda düzeltme yapmaktır. Virgülünde dahi değişiktlik yapmamak, halkın gözünde kibrin içine atar. Şu bir gerçek ki, Türkiye’de ekonomik krize barolar neden olmuyor, maske skandalının sebebi de barolar değil, FETÖ ile el ele yürüyen de barolar değil, 15 Temmuz’u da barolar yapmadı, 15 Temmuz için toplanan paraları da barolar yemedi, tank palet fabrikasını da barolar peşkeş çekmedi. Masum değilsiniz. Özellikle birkaç meselenin görüşülmesini isterdim. Sayıştay raporları neden Meclis’e sunulmuyor. Sayıştay’ın hazırladığı yolsuzluk yani yargı raporları, buzdağının görünmeyen kısmını ifade ediyor. Takdığınız maskenin düşmesine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Adı çoklu baro dense de paralel yapı denilen bir kavram ve FETÖ projesi. Bunu komisyondan çekmesini ve virgülünden fazlasını değiştirerek ortaya koyduğunuz kibri değiştirmenizi diliyorum.

“Demokrasiye yaptığınız darbe altında ezileceksiniz”

CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil: Baroları siyasallaştırarak, adalet duygusunu, hukuku parçalıyorsunuz. Zaten amacınız da buydu. Teklif getiriyorsunuz, görüş aldığınız tek bir baro bile yok. İyi niyetli, birleştirici ve bütünleştirici değilsiniz. Demokrasiye yaptığınız darbe neticesinde gün gelecek altında ezileceksiniz. Avukatlar feryat figan karşı çıkıyor ancak kulak tıkıyorsunuz. İnsanlar sorunlarına çare bekliyor ama bizim gündemimizde başka olaylar var. Onbinlerce temsil eden baro başkanları, itilip kalkılacak kişiler değildir. Bu koltuklar gelip geçicidir.

“Örgütlenme hakkını savunuyorsanız neden müdahale ediyorsunuz”

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm: Avukatlara ilişkin örgütlenme hakkını bu kadar çok savunuyorsanız neden dernekleri kapattınız? Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği’ni kapattınız. Gerçekten çok savunuyorsanız neden müdahale ediyorsunuz. İstanbul Barosu’nda oy vermeyenleri söylüyorsunuz, oy vermeyenlerden biri benim, bizim adayımız seçilemedi ancak çoklu baroyla iş yürüsün diye söylemiyorum. Çok yakın zamanda üç buçuk yaşında bir çocuk, dedesi tarafından tecavüz ediliyor. Cinsel saldırıda bulunmuş ve ceza almıştı. Avukat arkadaşlar, savcı ile görüşmeye gidiyor. Çocuğun Cerrahpaşa’dan raporu var, beyanı var. Savcılığın beyanı, ‘ben bir şey yapamam’ diyor. Dedenin aile üzerinde baskı oluşturduğunu işin acil olduğunu söylüyorlar, savcı bağırarak arkadaşları odasından kovuyor.

“Barolar değil halk susturulmaya çalışılıyor”

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer: Nazi Almanyası'nda da da Adalet Bakanlığı vardı, Faşist İtalya'da da mahkemeler vardı. Ama olmayan şey adaletti. Hakimleri emir kulu telakki ediyorsanız orada adalet yoktur. Baroları bölüp, kendinize bağlamak istediğiniz bir teklifle geliyorsunuz. FETÖ elebaşının ‘evet kullandırmak lazım’ dediği, 2010 Anayasa değişikliği ile yargı anahtar teslimle FETÖ’ye teslim edildi. Bu da asıl onun bir devamı. En gizli emeller, reform ve demokrasi gibi kavramların arkasına saklanarak gidiyor. Yüksek yargı kısmen ele geçirildi, düğmesiz cüppeler iliklenir hale geldi. ‘Baroları da ele geçirirsek tamamen yargıyı ele geçirmiş olacağız.’ Susturulmaya çalışılan barolar değil halk. Şiddete uğrayan kadın sussun, çocuk istirmarcısıyla evlendirilebilsin, kumpas davalarıyla insanlar hapsedilsin, zeytinlikle yağmalanan işçi hakkını arayamasın. İstediğiniz dikensiz gül bahçesi. Hak aranmasın, hesap sorulmasın. Sizin arzu ettiğiniz yargı, düğmesiz cübbelerini iliklemeye çalışanların yargısı. Hukuk uygulanmasın, siz bunu istiyorsunuz. Hak aramanın biz ne kadar önemli olduğunu Çorlu tren kazasında gördük. İki yıldır aileler, adalet istiyor. Biz güveni konuşacağız ama bunu konuşmuyoruz.

“İlk fırsatta bu hatayı düzelteceğiz”

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ: Adaletin politikleşmesini sağlıyorsunuz. Bu düzenlemeyle milli egemenliğin bir parçasını, milli olmaktan çıkarıyorsunuz. Kamu tüzel kişiliğini bölüyorsunuz. Önümüzdeki süreçte hangi kamusal alanın böleneceği tartışmasını başlatıyorsunuz. Muhalefet tarafından uyarıldınız, tek doğruyu tek sizin bildiğiniz yönünde hareket ettiniz. FETÖ konusunda ısrarla uyarılmasına rağmen işbirliğine devam ettiniz. Şimdi de barolaro bölerken yanılıyorsunuz. Cumhuriyetin felsefesine ters düzen bir düzenleme yapmak üzeresiniz. İlk fırsatta Türk Milleti önünde yemin ediyoruz, bu hatayı düzelteceğiz.

Görüşmelere bir saat ara verildi.