'Ekonomi bize rağmen hala ayakta'

'Ekonomi bize rağmen hala ayakta'

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarına dikkat çekerek, ekonomide çizdiği pembe tablolara tepki gösterdi.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın son dönemde yaptığı açıklamaları ve ekonomideki kötü gidişi köşesine taşıdı. Albayrak’ın ekonomideki kötü duruma rağmen pembe tablolar çizmeye devam ettiğini belirten Balbay, “Cümlenin altını ikinci kez çizerken sanki şöyle demek istedi gibi geldi: ‘Ekonomi bize rağmen hâlâ ayakta!’” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay’ın “Başta mutlu bir damat... Ekonomide her şey mat...” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Onu bunu bilmem, televizyon başında en mutlu olduğum anlar ekonomiden sorunlu bakanın içinde bulunduğumuz durumu anlattığı saatler...
Elime fosforlu kalem almayı da ihmal etmiyorum; önemli yerlerin altını çizmek gerekiyor ya. Konuşmanın neresinin önemli olduğunu zaten kendisi söylüyor, bize sadece altını üstünü çizmek kalıyor.
Biraz dikkatli dinleyince her şeyi çok güzel ifade ettiğini anlıyorsunuz. Örneğin, sürekli önümüzdeki ayın bu aydan daha güzel olacağını anlatıyor. Meğer demek istiyormuş ki; halinize şükredin, bu günler iyi günleriniz!
12 Eylül’de yine kürsüdeydi. O kadar güzel anlattı ki. Tavsiyesi üzerine, “Burası çok önemli” dediği cümleleri ayrıca not ettim. Bakın en güzel söylüyor:
“Türkiye, dünyada en korunaklı ülkelerden biri olma noktasında önemli adımlar atıyor.”
Silivri’deyken bir gardiyan gülümseyerek şöyle demişti:
“Abi burada çok güvendesin... Mesela trafik kazası geçirme ihtimalin yok!”
Nasıl rahatlamıştım... Nedense aklıma bu anı geldi.
En en önemli cümle ise aynen şuydu:
“Gelişmekte olan ülkeler içinde böyle yaşanan bir iklim ve düzeyde, böyle bir takvim yılı içerisinde hem pozitif büyümeyi hem cari fazlayı eşgüdümlü verebilmek eşsiz bir örnektir!”
Cümlenin altını ikinci kez çizerken sanki şöyle demek istedi gibi geldi:
“Ekonomi bize rağmen hâlâ ayakta!”

Bakanın bu sözlerinden dört gün sonra dün işsizlik, istihdam ve bütçeye ilişkin rakamlar açıklandı.
Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 13’e yükseldi. Geçen yıla göre yüzde 2.8 arttı. Genç işsiz oranı 24.8. Geçen yıla göre yüzde 5.2’lik bir artış var. Kayıt dışı işsiz yüzde 35. Bunun ciddi bir bölümü gönüllü. Yani insanlar, aldıkları kimi yardımlardan olmamak için kayıtlı çalışmak istemiyor. Bu durum iki tarafın da işine geliyor.
Sayısal olarak vermek gerekirse; 4 milyon 253 bin kişi işsiz. Geçen yıldan bu yana 938 bin kişi daha işsizler ordusuna katılmış.
Bir yıl içinde istihdam kapasitesi de azaldı...
İşsizlik neredeyse terör kadar ciddi bir toplumsal sorun olarak büyüyor. İş aramaktan vazgeçenler, aldığı eğitimin karşılığı olmayan bir işte çalışanlar dikkate alındığında durum çok daha vahim.
Bir başka pencereden bakınca işsizliğin artması demek, çarkların dönmemesi demek. Sanayiden inşaata kapasite kullanımının düşmesi demek.
Dünyada işsizlik ortalaması yüzde 5.2. Bu rakam gelişmiş ülkelerde daha düşük. Teknolojinin gelişmesi ilk bakışta insan emeğine gereksinimi azaltıyor gibi görünse de yeni meslekler çıktığı için yelpaze genişliyor.

Malum bakanın konuştuğu gün kendi bakanlığının bünyesinde yeni bir makam oluşturuldu:
Borçlanma Genel Müdürlüğü.
463 milyar doları bulan borçları yönetmek için ayrı bir makam! Ağzımızdan yel alsın, insanın aklına Düyunu Umumiye geliyor!
Bakanın konuşmasından altını üstünü çizdiğimiz bir cümle daha:
“İkinci yarıda beklediğimiz ekonomik aktivitedeki rahatlamayı pozitif büyüme rakamı ile kapatacağımıza inanıyorum.”
Dinlerken nedense aklıma fıkramsı bir anlatım geldi... Üniversite öğrencisi daha birinci yıl bir dizi dersten zayıf alınca yaz okuluna kalmış. Babasına durumu şöyle anlatmış:
“Baba müjde... Yaz okulunu da kazandım!”
Baba sevinmiş:
“Aferin oğlum, böyle devam et...”
Bunca rakamların arasında iyi haber, bütçenin fazla vermesi. Ama işsizlik yükselmişken, piyasa daralmışken, bu müjde, saati söküp takarken parça artırmaya benziyor.
Her neyse; bakanın canını sıkmayalım... Keyfi zevkine denk, mutluluğuyla trampet çalıyor.
Anadolu tekerlemesiyle sözü bağlayalım:
Yap Ay’a, dört şeritli yol...
Halk kaz, istediğin gibi yol!”