İstanbul'un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçimi için yol haritasını açıklıyor. Toplantıya CHP'li milletvekilleri, PM üyeleri, çok sayıda partili ve İstanbullular katıldı.

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamarından satır başları şöyle;

'HALKIMIZ İKTİDARA MESAJINI VERDİ'

31 Mart seçimlerine giderken iktidarın basit bir numarası vardı, seçimlere normal bir seçimden fazla anlamlar yüklemek ve bir beka meselesi diye ortaya attıklarını biliyoruz. Beka aşağı beka yukarı ama vatandaşımız bu oyunu boşa çıkardı. Adana'da Mersin'de Kırşehir'de Ankara'da İzmir'de ve tabikide İstanbul'da net mesajını iktidara verdi.

Ama iktidar bu mesajı almamak için direniyor. Ne zamandan beri özellikle Anadolu Ajansı'nın (AA) veri akışını kestiği andan beri direniyor. Gönül belediyeciliği kazandı afişlerini asarak direndi. Bunları üzülerek anlatıyorum. Sanki geçici makamı değilde mallarını mülklerini kaybetmiş gibi davranıyorlar. Yalnızca birinin geçersiz sayması gibi bir saçmalığa yani 4 oy atılda ya sadece 1'inin geçersiz sayıldığı gibi bir saçmalığa açıklama yapmak için atmadıkları takla kalmadı.

'SÖYLEDİKLERİ YALNLARA KENDİLERİ BİLE İNANMIYOR'

Tipinize bakarak sizin hangi partiye ait olduğunuzu anladıklarını ifade ediyorlar. O sandıklarda görev alan, benim AK Partili ve MHP’li hemşehrilerimi, müşahitleri orada yokmuş gibi davranarak bu tarz komik bahaneler üretiyorlar. Allah kimseyi bu tür ifadeler kullanmak zorunda bırakmasın.

Bazen öyle ilginç şeylere başvurdular ki, ne acı, 3-4 yaşındaki çocukları kandırmaya ve o çocukların masum zihinleri üzerinden zihinlerini kirletip çaldılar diye kampanya yaptırmaya çalıştılar. İşi kendi seçmenlerinin, kendi sandık görevlilerinin, kendi sandık müşahitlerinin aklına, iradesine de hakaret ettirmeye kadar vardırdılar.

Toplumun vicdanının ahlakının bunu takip ettiğinin farkındayım, ama yapmayın, bu kadarını yapmayın, mızıkçılığın da bir sınırı var. Her şeye rağmen bu ülkede hukuka, demokrasiye, seçimlere olan inanç asla yitirilmesin istiyoruz. Kimse sandıktan umudunu kesmesin, başka yollara tevessül etmesin istiyoruz. 23 Haziran’da bu ülkede sandık namusunu korumak için, demokrasiden ve sandıktan başka bir çare olmadığını tüm Türkiye’ye göstereceğiz.

İstanbul’un ve Türkiye’nin demokrasiyle yeniden buluşmasını sağlayacağız. O sandık bir vicdan sandığı, bir haysiyet sandığı olacak.

Göreceksiniz, 23 Haziran’da her siyasi inançtan görüşten tüm İstanbullular, bu şehrin geleceği için akıllarının ve kalplerinin gösterdiği yoldan gidecek, vicdanlarının sesini dinleyecekler. Biz İstanbul ittifakıyız, bizler AK Parti, MHP, HDP, BBP, DYP, TKP seçmeniyiz, kurdukları yağma düzenini değiştireceğiz

'BU DÜZEN BİR AVUÇ İNSAN İÇİN'

İstanbul’da israf düzeninden yararlananlar hak, hukuk, adalet ve vicdan tanımıyor. Bu düzen bir avuç insan için var. Sadece o azınlığın çıkarına tüm İstanbul belediyesini kullanıyorlar. İstanbul’un tüm kaynakları talan ediliyor. Bu düzen, anamızın ak sütü gibi helal olan mazbatamızı elimizden alıyor!

İsrafın örnekleri, İBB’nin internet sitesini 3 yılda 80 milyon lira harcanmış. Türkiye’nin tüm belediyelerinin internet sitesini bu parayla hallederiz. İBB’de tek bir müdürlük, hayata geçmemiş fikir projelerine 226 milyon lira para vermiş. Artık nasıl önemli projeyse bunlar… Bu ne büyük israf! Bütün bu havaya atılan paralara yazık günah değil mi? İstanbullunun vergilerine yazık değil mi? Bu israf düzenini hep birlikte değiştireceğiz. İBB, o bir avuç insanın malı değil. İBB artık tüm İstanbulluların yararına çalışacağız. Kurdukları israfçı yağma düzenini hep birlikte değiştireceğiz.

Bizim getireceğimiz yeni düzende kimse İBB kaynaklarını haksız kazanç uğruna kullanamayacak. Birinin kibrini hiçbir demokrat İBB’de taşıyamayacak. Makamım büyüdükçe boynum bükülecek.

'BUNLAR KOPYACI'

Mazbatamız haksız yere elimizden alınana kadar 18 gün görev yaptım, 18 günde bizi ne kadar kıskandığını görüyorsunuz arkadaşların. Bin 800 günde vallahi çatlarlar! 18 günde bile israf düzenine ‘dur’ demeye çalıştık. Suyun yönünü vatandaşın yoluna çevirdik, belediyenin kaynaklarını vatandaşa akıtmaya başladık. Vaat ettiğimiz su indiriminin Meclis’ten geçmesini sağladık. Bu sayede İstanbullu her aile yılda 540 lira tasarruf edecek. Öğrenci kartı indirimiyle her 2 çocuklu ailede Bin 80 lira tasarruf edildi.

Bir de kopya çekiyorlar. Dün akşam rakibimiz anlatıyor, otobüsçülere konuşuyor muhtemelen. ’85 liradan 40 liraya indirdik, bu belediye bütçesinden karşılanacak.’ diyor. Açtım benim şubat ayında otobüsçülere yaptığım konuşmada kullandığım kelimelerin birebir aynı. Öğretmenler buna not vermez, hemen çizer altını.

İstanbul’un kaynağı var. Hiç geliri olmayan, açlık sınırında yaşamaya mahkum edilen aileye ekmeğini de sütünü de vereceğiz. Vatandaşımızın yanında duracağız. Biz isteriz ki İstanbul’un yoksulu kalmasın, bu politikalar geçici politikalar olsun. Bunu da yapacağız. Şu yardımlar İBB bütçesinin yalnızca yüzde 1.9’una denk geliyor. Bahsettiğim tasarruflarla bunu yapabiliyoruz. Önceliğimiz çocuklarımız olacak. Çocuklarımızın eğitimden güvenliğe tüm sorunlarını çözmek için yüzlerce uzmandan oluşan ekiple gece gündüz çalışacağız.

'YÖNETİCİ VATANDAŞA HADDİNİ BİLDİREMEZ'

Halkımızın şeffaf yönetime olan arzusuna verdiği desteğe bakıyorum, umudu görüyorum. İş insanlarının, sanatçının açıklamalarına bakıyorum, umudumu görüyorum! Hiçbir yönetici, tek bir vatandaşa bile parmağını gösterip haddini bildiremez, vatandaş yöneticiye had bildirir! Biz yöneticiler, haddimizi bileceğiz.

Bu sürecin sonunda birbirimizi daha çok seveceğiz, göreceksiniz. Bu şehri, hak ettiği yere hep birlikte yaşayacağız. Yıldızlar, en zifiri karanlıkta daha çok parlar. Ben İstanbul’un arka sokaklarında dolaşırken, insanların gözlerinde karanlıkta parlayan milyonlarca yıldız görüyorum!

Asla vazgeçmeyeceğim, asla vazgeçmeyeceksiniz, hep birlikte asla vazgeçmeyeceğiz!

Adil yönetilen, aileyi kalkındıran bir şehir ekonomisi istiyorum. İstanbul yeniden yeşil bir şehir olsun, çocuklarımız sokağa çıkabilsinler istiyorum. Bu hayalleri kesinlikle gerçekleştirebiliriz. Yeter ki hep birlikte bu amaçlar için bir seferberlik başlatabilelim. Bir demokrasi seferberliği başlatmalıyız.

'ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ BUNLARIN ELİNE BIRAKMAYACAĞIZ'

Bir mahallede çok dipte bir ortam yaşıyoruz, bir başka mahallede çok yukarıda. Yazık değil mi hepimizin geleceğine? Benim kalbim, bu şehrin çocukları için atıyor. Ben çocukların iyi eğitim almasını istiyorum. Sultanbeyli’de, Bağcılar’da, her yerde iyi eğitim. Neden kıyı, kenar mahallelerdeki çocuklar yarışa geride başlasın, bu haksızlık değil mi? Ben o mahallelerin Ekrem ağabeyi olacağım.

Biz bu seçimi yeniden kazanacağız, içiniz ferah olsun. Vatandaş bizden temiz, nezih, kaliteli siyaset talep ediyor. Bunun farkında olalım. Bir avuç insana mı esir olacağız? Vatandaşın bu talebini ben emir kabul ettim. Elimizi itene sarılacağız, kaçamaz benden kusura bakmasın. Kavga etmek isteyeni ringde bırakın kendi başına, bir süre sonra kendini yumruklamaya başlayacak zaten. Siyasete yeni bir ruh getireceğiz.

Sakın korkmayın, sakın endişelenmeyin, sakın susmayın! Herkes konuşsun. Bunun karşısında olanlara diyeceğiz ki bizim büyük bir davamız var, İstanbul’daki israf düzeni değişecek!

Ülkemizin demokrasi tarihine damga vuracağız, vatandaştan başka kimseden talimat almadan, altını çiziyorum, ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Vatandaştan talimat aldığımızı unutmayacağız. Particilik değil, belediyecilik yapacağız. Ahlaklı siyaset, halkçılık, cumhuriyetçilik budur.

Önümüzdeki dönemde, İstanbul İttifakı olarak yapılan büyük haksızlıkları kabul etmeyenler olarak yine başaracağız, yine kazanacağız, 23 Haziran’da israf düzeni bitecek, hak yerini bulacak, her şey çok güzel olacak!

YENİ SLOGAN BELLİ OLDU

İmamoğlu, kendisine destek veren yurttaşları, sanatçıları, iş insanları anlatarak "Nereye baksam umudu görüyorum" dedi. İmamoğlu toplantıda 31 Mart için kullandıkları "İmamoğlu varsa çözüm var" sloganında küçük bir değişiklik yaptıklarını belirtti. İmamoğlu yeni sloganlarının "İmamoğlu varsa UMUT var" olduğunu belirtti. 

İmamoğlu, "Her gün saatlerce vatandaşla konuşuyorum, dertleşiyorum. Ve görüyorum ki, vatandaşın teveccühü yalnız bana değil. Vatandaş bizlere, hepimize umut bağlamış, bizlerden çok şey bekliyor. O yüzden daha önceki sloganımızı küçük bir değişiklikle kullanmaya devam edeceğiz. “imamoğlu varsa umut var” diyeceğiz." dedi.