İttifak yasası: ‘Dünyada tek parti ile yönetilen ülkelerde bile yok’

İttifak yasası: ‘Dünyada tek parti ile yönetilen ülkelerde bile yok’

YURT yazarı Mustafa Dolu, Meclis’ten geçen ittifak teklifiyle ilgili olarak, “Öyle bir yasa ki, dünyada, askeri sistemle ya da diktatörlük veya tek kişi tek parti ile yönetilen ülkelerde bile böyle bir yasa yok ve bu hızla bir seçim kanunu çıkarılmamış” diye yazdı.

YURT yazarı Mustafa Dolu, “Bir tarafta yüzde 50’yi, diğer tarafta yüzde 10’u aşamayacağını görenler, tüm bu hakaret ve aşağılayıcı lafları unutup birden aynı safta buluştu ve kaynaştı. Aslında buna ittifakta dememek gerek. MHP’nin iktidardaki AKP ile birleşmesi demek daha mantıklı olur” ifadelerini kullandı.

Dolu, ‘İttifak yasası ve gerçekler’ başlığıyla kaleme aldığı yazıda, birbirine etmedik hakareti bırakmayanların, çıkarları için birleştiklerini kaydederek, “Aslında buna ittifakta dememek gerek. MHP’nin iktidardaki AKP ile birleşmesi demek daha mantıklı olur” dedi. Dolu, şunları yazdı:

“Ne yapsın AKP? Elbette kendini ayakta tutacak bir desteğe ihtiyacı olduğu kesin. Bunun için ittifak yapmaya mecbur. Bunun için ülkücü kanada mesajda veriyor. Rabia ile Bozkurt karışımı bir işaretle ülkücülere mesaj veriyor. İftiralar ve hakaretler unutularak sık, sık sarayda buluşuluyor. Bu mesajları ülkücü taban yer mi, yemez mi bilmem.

‘APAR TOPAR BİR GECEDE…’

Çıkarları doğrultusunda iki parti anlaşıyor ve diğer partilere fırsat vermeden, vatandaşa ve seçmene bilgi vermeden yangından mal kaçırırcasına gece yarısı operasyonu ve herkesin uyuduğu, meclis televizyonunun kapalı olduğu bir sırada, bir haftada bitmesi gereken yasa apar topar bir gecede geçiyor.

Öyle bir yasa ki, dünyada, askeri sistemle ya da diktatörlük veya tek kişi tek parti ile yönetilen ülkelerde bile böyle bir yasa yok ve bu hızla bir seçim kanunu çıkarılmamış.

Bu yasanın özü, seçmenin iradesine el koymak, hakkı olmayana pay vermek ve onu bir kambur ya da yama gibi taşıma yasasıdır. Barajı geçemeyecek bir partiyi zorla meclise taşıma ve biat ettirme yasasıdır.

Bu yasaya oy veren vekillerin neye oy verdiklerini bilip bilmedikleri benim için merak konusudur. Bilseler vekilliğini yaptıkları milleti birilerine peşkeş çekmezlerdi diye düşünmemek elde değil.

Bu nedenledir ki. İktidar partisinin kuyruk parti tabir ettiği partinin lideri sabahlara dek her hangi bir ofsayt golü yememek için orada nöbet tutarak, partisinin barajı geçmesini ve meclise bu yasayla adam sokmasını başarmıştır.

‘MUHALEFET NE YAPMALI?’

İlk etaptaki gördüğüm ve tespit ettiğim ağlama ve sızlamadır. Gece yarısını geçmiş, televizyon yayınlamamış, kendilerine konuşma süresi az verilmiş. İttifakçılar zaman geçmesin diye konuşmamış falan filan.

Ayrıca, seçimlere boykot edilmesi gerektiğini savunanlara ne demeli? Boykot edersen ne olacak kardeşim?

İttifakçılar tüm milletvekillerini alır, sende temsil edilemezsin. Haa, bu demokrasiye uygun mu? Bu demokratik bir protestodur denilebilir ama kimin umurunda kardeşim. O zaman ittifakın karşısında olan bileşenle, neden ittifak kuramıyor ya da bundan neden çekiniyorlar öncelikle açıklığa kavuşturmalılar.

Evet, Anayasaya uygun olmayan bu yasa için başvuracaklar tamam da.

Önümüzdeki seçimle ülkenin geleceği değişecekse ve değişmesine karşı koyuyor ve demokratik parlamenter sistemde kalmayı istiyorsak, o zaman bir gök kuşağı gibi bir araya gelip birleşilecek ve ülke gri renkten kurtarılıp renkli ve kucaklayan hale getirilmelidir.

Şimdi partiler seçim güvenliği için konuşuyorlar ya! Bu bileşenlerin tümünün partisi de var ya. Onların sandık başında temsilcileri olacak mı? Evet olacak.

İşte bunlar tam bir vatan görevi edasıyla sandık mahallini bir gün önceden gidip görmeli ve tanımalıdırlar.

Seçim sabahı iyi bir kahvaltı ve enerji ile ve kazanacağı düşüncesiyle, ülke, milletin geleceği, çocuk veya torunlarının istikbali için kutsal bir görev yapacağı bilinciyle sandık görevine başlamalıdır.

Oylama başlamadan önce zarfların mührüne, oy pusulalarının mührüne bakmalı ve izlemelidir.

Seçmenler oy kullanırken kimliklerine ve attıkları imzaya dikkat etmeli. Sandık açılınca imza sayısı ile çıkan zarf sayısının aynı olması gerektiğini bilmeli ve tutanağa geçmesini sağlamalıdır. Tercih mührünü okuyan sandık başkanının doğru söyleyip söylemediğine ittifakta kime verildiğine ve yazılmasına pür dikkat edip tutanağa doğru geçip geçmediğine bakmalıdır.

En önemlisi büyük bir sabırla sandık başında tutulan tutanağı imzalı olarak alıp, seçim kuruluna teslim edilirken de aynı rakamların birleştirme tutanağına geçip geçmediğine dikkat edip tutanağı partisinin ilgilisine teslim etmelidir. İttifak karşısında olan bileşenler, ittifak yapmıyor bundan çekiniyorlarsa geleceğimiz ve demokrasi için bunları yapmalı ve hodri meydan demelidir”